Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1985/7233
K: 1985/7899
T: 30.12.1985
DAVA : Taraflar arasındaki iptal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, ölünceye kadar bakma şartıyla 12 parça tapusuz taşınmazını davalıya vermiş ise de, davalının evine alıp bakmadığını, hakaret ettiğini, köyü terk edip gittiğini ileri sürerek aktin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, geçimsizliğin davacı ile davalının eşi arasında olduğu, davalının açılan davalardan beraat ettiği, ancak bu davalar sebebiyle aralarına soğukluk girdiği için artık bir arada yaşamayacakları anlaşıldığından davacının iptal isteğinin reddiyle BK'nun 517/son maddesi gereğince tarafların birlikte yaşamalarına son verilerek davacıya kaydıhayat şartıyle dava tarihinden itibaren her ay 20.000 lira irat tahsisine karar verilmiştir.
Hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- BK'nun 311-519. maddelerinde düzenlenen ölünceye kadar bakma sözleşmesinin amacı, hayatta yalnız ve kimsesiz kalmış kişilerin yaşamlarının son döneminde kendilerine maddi ve manevi bir destek bulabilmelerini sağlamaktır. Bunun için bakım alacaklısının, bakım borçlusunun ailesi içinde ve onlarla birlikte yaşaması, borçlunun alacaklıya münasip gıda, mesken vermesi ve hastalığında gerekli ihtimam ile bakması ve hekim getirmesi gibi maddi ve manevi yardımlarda bulunması öngörülmüştür. Böylece, hayatta yalnız kalmış olan kişi, bir aile yuvasının sıcaklığına ve onların ihtimamına ve ilgisine kavuşmuş olmaktadır. Sözleşmenin bu niteliği ve özelliği gereğince sadece borçlu ile alacaklı arasında değil, borçlunun ailesi fertleri ile de insani ilişkiler kurulmaktadır. Borçlunun ailesi fertlerinin ve özellikle borçlunun eşinin en az borçlu kadar alacaklıya ilgi ve ihtimam göstermesi zorunludur. Aksi halde alacaklının, borçlunun ailesi içinde yaşaması mümkün değildir. Bu nedenle, borçlunun ailesi fertlerinin alacaklıya karşı kusurlu davranışlarından da borçlunun sorumlu olduğunun kabulü gerekir.
Dosya içerisindeki 20.11.1981 tarihli bakım sözleşmesine göre 1339 doğumlu davacının 1955 doğumlu davalıya 12 parça taşınmazını kendisine bakmak ve görüp gözetmek kaydı ile verdiği anlaşılmaktadır.
Dinlenen tanıklar, davacının kimsesiz olduğu için köydeki yerlerini davalıya verdiğini ve bir de ev yapıverdiğini, bu evde davalının ailesi ile birlikte yaşarlarken davalının evi ve davacının eşyalarını satarak köyü terk ettiğini, davacıya bakmadığını, arayıp sormadığını, davacının halen köyde eski bir evde yalnız yaşadığını bildirmişlerdir. Davalı da köyü terk ettiğni kabul etmiş, davacıyı yanına çağırmamıştır. Öte yandan davalının eşinin davacıya hakaret etmekten dolayı iki defa mahkum olduğu bu dosya arasındaki ceza dosyalarından anlaşılmaktadır.
Toplanan delillere göre davalının ve eşinin davacıya karşı sözleşmeden doğan bakım ve ihtimam borçlarını yerine getirmedikleri ve kusurun tamamen davalı tarafta olduğu açıkca anlaşılmaktadır. Buna rağmen mahkemece sözleşmenin iptaline karar verilmeyerek sözleşme ilişkisini sürdürmelerine ve irat tahsiline karar verilmiştir. Oysa hükmün dayanağı olan BK'nun 517/3. maddesi, kanun koyucunun hakime tanıdığı istisnai müdahale ve takdir haklarındandır. Kanunda irada çevirmeyi gerektiren haller gösterilmemişse de, bu durum müdahale hakkının sınırsızlığının kanıtı değildir. Bu müdahale hakkı sözleşmenin kurulmasından sonra meydana gelen bazı nedenlerin akit üzerindeki olumsuz etkileri gözönünde tutularak hakime tanınmış olup, etkenin niteliği ve müessesenin konuluş gereğiyle sınırlıdır.
İrada çevirme, sözleşmenin yalnız fiili hükümlerinde bir deişiklik meydana getirir; yani tarafların birlikte yaşamalarına, başka bir deyişle ev ortaklığına son verir, fakat sözleşmeyi sona erdirmez. Sözleşme yeni eylemli biçimiyle devam eder. Hal böyle olunca, irade çevirme yetkisinin kullanılabilmesi için akitler arasındaki kişisel ve insancıl ilişkilerin sürdürülmesi olanağının varlığı şarttır. Bakım borçlusunun kusurlu olması halinde bu şartın varlığından söz edilemeyeceğine göre bakım borcunun irada çevrilmesi yönüne gidilemez. Bu yetki ancak taraflar arasındaki uyuşmazlığın birlikte yaşamaktan doğması veya borçlunun davranış ve durumu sonucu meydana gelmiş olmayan koşul değişikliği sonucu borcun aynen yerine getirilmesinin uygunsuzluklar meydana getirmesi, devralınan mal varlığının bir teşebbüse yatırılmış olması yahut bakım borçlusunun ölümünün onun mirascıları için haklı bir bozma (fesih) nedeni sayılabileceği ve benzeri gibi bakım borçlusunun kusuruna bağlanamayan hallerde kullanılabilir. (Bkz. Dr. Kenan Tunçomağ, Ölünceye kadar Bakma Akdi, 1959, Sah. 131 ve Federal Mahkeme Kararları için aynı eserin ek kısım, Sah. XIV, No:100), (Yargıtay 13 Hukuk Dairesi'nin 22.6.1975 günlü, esas 1974/6313, karar 1975/4330 sayılı kararı; Yargıtay Kararları Dergisi, Şubat 1976, Sah : 237).
Aksi görüş her zamandan daha çok bakım ve manevi korumaya muhtaç, yaşlı, düşkün, tarafı kendisine kötü muamelede bulunup hakaret eden, bakmayıp terk eden kişiye muhtaç duruma getirerek onu, onur kırıcı bir hayatı zorlama gibi kanun koyucunun gereğine ters düşen bir uygulamaya götürür. Mahkemece bu yönler gözönünde tutularak, ölünceye kadar bakma aktinin feshine karar verilmesi gerekirken, kanuna uymayan düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirir.
2- Diğer taraftan, mahkemece hiçbir inceleme ve araştırma yapılmadan ayda 20.000 lira irat tahsisine karar verilmiştir. Kararda, mahkemeyi bu miktarın kabulüne sevk eden nedenler açıklanmamıştır. İradın (gelirin) saptanmasında bakım alacaklısının temlik ettiği malın değerinin de gözönünde tutulması ve hükmedilecek aylık gelirin temlik edilen malın takdir edilecek kıymeti ile mütenasip olması gerekir. İrada çevirmede aynı edimler paraya çevrilebilir. Bu nedenle sözleşmeye göre bakım alacaklısına verilecek serbest bir konut, uygun şekilde bakım ve özen ve hastalık halinde tedavi ettirme gibi giderler yerine geçecek para edimi belirlenecektir. Öyle ise mahkemece, davacının temlik ettiği malların değeri ile mütenasip olmak koşuluyla davacının sosyal durumuna göre köyde kendisine münasip bir konut temini, gıda ve hastalığında bakımı ve tıbbi tedavi için gerekli masraflar ve hakkaniyet gereğince verilmesi gerekli olan diğer şeylerin karşılayacak aylık bir gelirin, bu işlerden anlayan uzman bilirkişi aracılığıyla saptanması gerekir. Bu konuda hiçbir inceleme ve araştırma yapılmadan ve dayanakları gösterilmeden ayda 20.000 lira gelir takdir edilmiş olması da kabul biçimi bakımından bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın birinci ve ikinci bentlerde açıklanan nedenlerle davacı yararına (BOZULMASINA), istek olursa peşin harcın iadesien, 30.12.1985 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Tapu babamın adına, kira sözleşmesi benim adıma. Kiracı tahliye hk.? 
  • 01.08.2025 20:09
  • [Ticari krediler] see this here sky kingdom aviation 
  • 01.08.2025 19:42
  • [Kredi notu] check it out sky kingdom aviation 
  • 01.08.2025 19:36
  • you could try here sky kingdom aviation 
  • 01.08.2025 19:20
  • [Bankalar hukuku] read this article sky kingdom aviation 
  • 01.08.2025 19:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini