 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1985/7155
K: 1985/7519
T: 05.12.1985
DAVA : Taraflar arasındaki karşılıklık alacak davasının yapılacak yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı iki davanın da kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalıdan inşa halinde dava konusu daireyi 12.9.1978 tarihinde satın almasına rağmen, sözleşmede belirtilen sürede teslim etmediği gibi noksanlık bulunduğunu ileri sürerek bunların tutarı 73.064 liranın davalıdan alınmasını istemiştir. Ayrıca davalının karşı davasına verdiği cevapta, arsanın tescilini talep ettiğine göre, Korkuteli Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğunu, arsa bedeli 130.000 liranın verildiğini savunarak karşılık davanın reddini istemiştir.
Davalı, dava konusu daireyi ihtirazi kayıt ileri sürmeden, teslim aldığını ve geç teslimden dolayı tazminat davası açtığını, davacının edimlerini yerine getirmediğini savunarak davanın reddini istemiş ve süresinde açtığı karşı dava da; davacının dava konusu daireleri satın alırken peşinat olarak Korkutelinde bulunan 1000 m2 lik arsayı vermeyi kabul ettiği halde verilmediğini ileri sürerek, arsanın kendi adına tescilini, aksi halde arsanın dava tarihindeki değerinin tesbiti ile 1.000.000 lira alacağın davasından alınmasını istemiştir. Davacının yetki itirazı üzerine, 12.6.1984 tarihli dilekçe ile davasını islah ederek tescil isteğinden vazgeçmiştir.
Mahkemece, asıl davanın kabulü ile 73.064 liranın davalıdan alınmasına, karşılık davanın yetki yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından karşılık davanın reddi yönünden temyiz edilmiştir.
Davalı karşılık davacı, 12.6.1984 tarihli islah dilekçesiyle istemini tazminat davasına dönüştürmüştür. İslah usulüne uygun yapılmıştır. karşı tarafı da kabulüne bağlı değildir. Öyleyse islah neticesinde karşı davaya tazminat davası olarak bakılması gerekir. Kaldı ki islah, kabul edip etmemek şartları oluştuğunda davaya bakacak mahkemenin yetki alanı içinde kalır. Davacı Antalya'da dava açmakla bu yer mahkemesinin yetkisini peşinen kabul etmiştir. Bu nedenle yekti itirazında bulunma hakkına sahip değildir. Zira, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 14 üncü maddesi hükmüne göre asıl davanın açıldığı mahkeme karşılık dava için de yetkilidir. Bu durumda mahkemece karşı davacının davalının islah dilekçesine göre davaya tazminat davası olarak bakılması ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 14 üncü maddesi uyarınca asıl davacının yetki itirazının reddine karar verilerek uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerekirken, karşı davaya ait dava dilekçesinin yetki yönünden reddedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle karşı davacı davalı yararına BOZULMASINA, 5.12.1985 gününde oybirliğiyle karar verildi.