 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1985/5186
K: 1985/6250
T: 22.10.1985
DAVA : Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacılar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacılar, davalı ile 28.10.1979 tarihinde A.... Asansör Makina Motor Sanayi adı altında ortaklık kurduklarını, bu ortaklığı 11.7.1984 günlü protokol ile tasfiye ettiklerini, bu protokolün 4. maddesi gereğince ..... numaralı ortaklığa ait telefonun mülkiyetinin davacılara bırakıldığını, karşılığında 225.000 TL. nın davalı hesabına geçirildiği halde, davalının telefonun devrine yanaşmadığı gibi PTT.'nin konuşmaya kapattığını, Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1985/15 - 14 sayılı dosyası ile telefonun tedbiren konuşmaya açıldığını, öne sürerek protokol gereğince .... numaralı telefonun kendilerine intikaline karar tesisini, bu mümkün olmadığı takdirde 225.000 TL. nın yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmişlerdir.
Davalı, protokol gereğince marka devrini davacıların kendisine yapması gerekirken yapmadıklarını, bu şartın yerine getirilmesi halinde telefonun devrine muvafakat edeceğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, telefonun davalı adına olan kullanma hakkının iptali ile kullanma hakkının eşit hisselerde davacılar Kemal, Yüksel ile davalı Yavuz'a ait olduğunun tesbitine karar verilmiştir. Hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
11.7.1984 günlü protokolün 4. maddesinde dava konusu telefonun ortaklardan Kemal ve Yüksel'e bırakıldığı, devrin Yavuz tarafından yapılacağı yazılıdır. Bu madde hükmünden, davalının telefonu tamamen davacılara bıraktığı ve kendisinin bir payı ve ilişiği kalmadığı sonucu çıkmaktadır. Ne varki davalı, protokolün 9. maddesi uyarınca kendisine bırakılan (A.....) isminin davacılar tarafından kendisine devir edilmediğini ve bu durumda davacıların BK.nun 81. maddesi gereğince herhangi bir talepte bulunamayacaklarını ileri sürmektedir. Gerçkten tasfiye protokolünün 9. maddesinde (A.....) isminin kullanılması davalıya bırakılmış ve bunun için gerekli müsaadeyi davacıların vermeleri öngörülmüştür. Davacılar bu ismin halen davalı tarafından fiilen kullanıldığını ve bunun için bir çekişme yaratmadıklarını iddia etmektedirler.
Bu konuda tarafların karşılıklı çekmiş oldukları anlaşılan ihtarnameler dosyaya ibraz edilmemiştir ve mahkemece de başkaca bir soruşturma yapılmıştır. O halde mahkemenin BK. nun 81. maddesine dayanan ödemezlik def'ini karara bağlayabilmek için, A..... isminin halen davalı tarafından kullanılmakta olup olmadığı, davacıların bu konuda muaraza yaratıp yaratmadıkları, ismin davalıca kullanılabilmesi için davacıların müsaadesi gerekip gerekmediği, gerekmiş ise davacıların böyle bir müsaadeyi vermekten kaçınıp kaçınmadıkları hususlarını usulünce tahkik etmesi ve meydana çıkacak sonuca göre davalının ödemezlik def'ini ve sonuçta davacıların telefona ilişkin davalarını karara bağlaması gerekirken, protokolün hükümsüz hale düştüğünden söz ederek yazılı şekilde karar vermesi yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle kararın davacılar yararına (BOZULMASINA), 6500 lira duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacılara ödenmesine, istek olursa peşin harcın iadesine, 22.10.1985 gününde oybirliğiyle karar verildi.