 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1985/512
K: 1985/1684
T: 14.03.1985
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Dava, davalıların, inşaatın bitirilmesinden sonra davacıya bir dükkanı kiraya vereceklerine ilişkin 12.12.1977 günlü taahhütlerine aykırı davranmalarından dolayı uğranılan zarara karşılık, fazlaya ilişkin talep hakkı saklı olmak üzere 1.000.000 lira tazminatın davalılardan alınması isteğine ilişkindir.
Mahkeme, toplanan delillerden davalıların taahhütlerine aykırı davrandıklarının anlaşıldığı ve bilirkişi incelemesiyle davacının 4.125.000 lira kar mahrumiyetine uğradığı kanıtlandığı gerekçesiyle istekle sınırlı olarak ve bir kısım davalılar hakkında davanın atiye bırakıldığını gözeterek, payları oranında toplam 600.000 liranın davalılardan alınmasına karar vermiştir.
Karar, davacı ve davalılar tarafıdan temyiz edilmiştir.
1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm ve davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2 - Mahkemece, davacının kazanç kaybının miktarını belirlemek için bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Karara esas alınan 16.2.1984 günlü esas raporda ve 18.5.1984 günlü ek raporda bilirkişi kurulu, davacının bınanın bitiminden sonra iskan raporunun alındığı 27.2.1981 tarihinden davanın açıldığı 16.7.1982 tarihine kadar geçen 16 ay 9 günlük süre için 4.125.000 lira kar mahrumiyetine uğradığını ve ayrıca aynı mahalde bir dükkan tutmak isteseydi kira parası dışında asgari 10-15 milyon lira hava parası ödemek mecburiyetinde kalacağını bildirmiştir. Mahkemece zarar konusuda bilirkişi raporu aynen kabul edildiğine ve 4.125.000 liralık kar mahrumiyeti sabit görüldüğüne göre, davacının dava tarihine kadar geçen 16 ay 9 günlük sürenin tümü için tazminat istemeye hakkı olduğu da kabul edilmiş demektir.
Oysa Borçlar Kanununun 98. maddesi aracılığıyla olayda uygulanması gereken aynı Yasanın 44. maddesi gereğince alacaklının davranışı ile zararda meydana gelen artmadan borçlu sorumlu tutulamaz. Buna göre somut olayda davacı zararın çoğalmasını önlemek amacıyla, davalıların ihtarnameye rağmen dükkanı kendisine kiralamayacaklarını anladığı tarihten sonra, aynı işi yapabileceği bir dükkanı normal şartlarla kiralamak için gerekli özen ve çabayı göstermekle yükümlüdür. Aksi takdirde tazminattan indirim yapılması zorunludur. Bu nedenle davada kazanç kaybının, davacının, dava konusu dükkanın bulunduğu çevrede veya başka bir iş semtinde aynı işi yapabileceği elverişli bir dükkanı gerekli çabayı gösterdiği takdirde normal şartlar altında kiralayabilmesi için ihtiyacı olan süre ile sınırlı olarak hesap edilmesi gerekir. Bu sürenin başlangıç tarihi ise, iskan raporunun alınmasından sonra davalılara dükkan kirasının tespiti ve borçlarını yerine getirmeleri için davacının gönderdiği ihtarname tarihi veya bu ihtarnamede karşı tarafa bir süre verilmişse bu sürenin son bulduğu ve böylece davalıların borçlarını yerine getirmeyeceklerinin kesin olarak anlaşıldığı tarihe göre tespit edilmelidir.
Karara dayanak yapılan bilirkişi raporu bu hususlara cevap teşkil edecek nitelikte değildir. Raporda kar mahrumiyetinin hesabı ön planda tutulmuş, başka bir dükkanı kiralamak için geçmesi gerekli süre bakımından açık ve kesin bir mütalaa bildirilmemiştir. Esas raporda "aynı mahalde bir dükkanın 10 - 15 milyon hava parası ödeyerek tutulabileceği" ifade edilmiş, ek raporun 3. safihesinin 6. bendinde ise "kaldı ki, Yenişehirin en mutena yeri olan davaya konu mahal yakınında davacının aynı emsal bir iş yerini kolaylıkla bulması da mümkün olmazdı" görüşüne yer verilmiştir. Bilirkişi kurulunun (aynı mahal) ve (davaya konu mahal) sözleri ile neyi kast ve ifade etmek istediği kesinlikle belli olmadığı gibi (kolaylıkla bulamaz) sözleri de herhangi bir süre gerektiği şeklinde anlaşılabilir.
Bu nedenlerle mahkemece yeniden seçilecek bilirkişi kurulu aracılığıyla yukarıda gösterilen esaslar çerçevesinde inceleme yapılarak davacının isteyebileceği tazminat belirlenmeli ve buna istekle sınırlı olarak hüküm olunmalıdır. Açıklanan bu yönler gözetilmeden iskan raporunun alındığı tarihden davanın açıldığı tarihe kadar geçen süre için kar mahrumiyeti ödenmesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır ve bozma nedenidir.
3 - Olayda iskan raporu 27.2.1981 tarihinde alınmıştır. Dava dilekçesindeki açıklamalara göre davacının iskan raporu alındıktan sonra ilk defa 20.7.1981 gününde davalılara dükkan kirasının tespiti ve sözleşme yapılması için ihtarname gönderdiği ve süre verdiği ve davalıları böylece temerrüde düşürdüğü anlaşılmaktadır. Bilirkişi kurulunun kar mahrumiyeti karşılığı tazminatı belirlerken, başlangıç tarihi olarak, açıklanan temerrüt tarihi yerine iskan raporunun alındığı 27.2.1981 gününü esas alması ve mahkemenin de bu rapor uyarınca hüküm kurması doğru değildir. Kararın bu nedenle kabul şekli yönünden bozulması gerekir.
SONUÇ : Yukarıda birinci bentte yazılı nedenle davacının bütün ve davalıların diğer temyiz itirazlarının reddine ve kararın ikinci ve üçüncü bentlerde açıklanan nedenlerle davalılar yararına (BOZULMASINA), istek olursa peşin harcın iadesine, 14.3.1985 gününde oybirliğiyle karar verildi.