 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1985/4615
K: 1985/5748
T: 07.10.1985
DAVA : Taraflar arasındaki mukavelenin feshi davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalılara taşınmazının satışını vaad ettiğini, davalıların satış bedeline karşı verdiği bonolardan 125.000 lira tutarında 8 adet bonoyu vadelerinde ödemediklerini ileri sürerek, satış vaadi sözleşmesinin feshine ve tapudaki şerhin terkinine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, banka ihbarnamesi gönderilmeden senetlerin protostoya verildiğini ödenmeyen bonoları davacının icra yolu ile tahsil edebileceğini, satış bedeli için bono verilmekle borcun ödenmiş olduğunu, sözleşmenin fesih edilemeyeceğini, davacının bonoları halen tahsile devam ettiğini bildirmiş, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacıya satış bedelinden bakiye borç için bonolar verildiği, davacının ödenmeyen kambiyo senetleri için haciz koydurmak, satış yaptırmak suretiyle alacağını elde edebileceği, bu nedenle satış vaadinin fesih ve iptalini istemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
5.2.1980 günlü satış vaadi sözleşmesinde, satış bedelinin 900.000 lira olduğu, bundan 300.000 liranın peşin ödendiği, bakiyesi için davacı satıcıya 15.000'er liralık aylık bonolar verildiği, alıcıların borçlarını tamamen ödediklerinde tapuda ferağ verileceği açıklanmıştır. Davacı satış vaadi sözleşmesinin feshini ve şerhin terkinini isterken, bu bonolardan 8 adedinin vadesinde ödenmediği, böylece davalıların satış vaadi anlaşmasına aykırı davrandıkları ve mütemerrit duruma düşmüş oldukları olgularına dayanmıştır. Kural olarak bir borç için bono verilmesi ödeme yerine değil, ödeme amacı ile yapılmış sayılır ve ancak tahsil edilebilen bonolar muhteviyatı borçtan indirilmek gerekir. Şu halde ödenmeyen senetler tutarı davalıların satış bedelinden borcunu oluşturur.
Davalılar bir kısım bonoları dolayısıyla satış bedelini belirlenen vadede ödememişler ise, davacı karşılıklı edimleri içeren sözleşmelerde borçlunun temerrüdünü düzenleyen Borçlar Kanununun 106 ve sonraki maddeleri uyarınca ödeme için vadeler muayyen olduğundan ek süre belirlemeden satış vaadi sözleşmesini fesih edebilir.
Bu nedenle mahkemenin davalının savunmasını da gözönünde tutarak, gerçekten ödenmeyen bono olup olmadığı, davacının bunların ödenmesini vadesinde davalılardan isteyip istemediği, ödenmeyen bonolarda ciro varsa hamilleri tarafından davalılara ihbarname gönderilip gönderilmediği, ödenmediği iddia edilen bonolar için davalılara protesto çekilip çekilmediği, protestoların davalılara tebliğ edilip edilmediği, davalıların edimlerini yerine getirmede temerrüde düşüp düşmedikleri ve ayrıca davacının dava açıldıktan sonra bono ödemelerini kabul edip etmediği hususlarını soruşturarak ortaya çıkacak sonuca göre bir karar vermesi gerekir.
Açıklanan yönler gözetilmeden yazılı gerekçe ile davanın reddi yasaya uygun değildir ve bozma nedenidir.
SONUÇ : Kararın yukarıda açıklanan nedenle davacı yararına (BOZULMASINA) istek olursa peşin harcın iadesine 7.10.1985 gününde oybirliğiyle karar verildi.