 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1985/379
K: 1985/863
T: 11.02.1985
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü :
Davacı tarlasını davalılar ortağa girdiğini davalıların payına düşen fiğ ve buğday mahsulünü vermediklerini bu nedenle mahsul üzerinde tesbit yaptırdığını kendi hissesine düşün fiğ mahsulü değeri 35.750 lira ile buğday mahsulü karşılığı 25.000 lira olmak üzere toplam 60.750 .TL.nın davacılardan tahsilini istemiştir.
Davalılar fiğ mahsulünün taksim edildiğini ve davacının hissesinin teslim edildiğini buğday hasadı henüz yapılmadığından temerrüt söz konusu olmadığını ve buğday hasadını dava açıldıktan sonra şahit ve bilirkişi önünde yapılmadığı bu nedenle davanın reddini istemiştir.
Davalılar fiğ mahsulünün taksim edildiğini ve davacının hissesinin teslim edildiğini buğday hasadı henüz yapılmadığından temerrüt söz konusu olmadığını ve buğday hasadının dava açıldıktan sonra şahit ve bilirkişi önünde yapılmadığını bu nedenle davanın reddini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya münderecatına göre davacının fiğ mahsulünden alacağını aldığını buğday yönünden ise henüz hasadın yapılmadığı hasad yapıldıktan sonra hissenin verileceği anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Mahalli mahkeme ortak edilen fiğ mahsulünün davacı payına düşen kısmının tanık beyanlarına göre teslim edildiğine göre davalılar raporda yazılı miktarda fiğ teslim ettiklerini ispat etmeleri gerekir. Mahkemenin tespit raporunu dikkate almadan tanık sözlerine göre hüküm kurması doğru değildir. Mahkemece bilirkişini vermiş olduğu rapor kabule değer görülmediği takdirde yeniden bir bilirkişi raporu alınmalı ve davalılar tesilm ettikleri fiğ miktarı düşüldükten sonra kalanın değerine hükmolunmalıdır.
Öte yandan davanın 2. bölümünü teşkil eden buğday mahsulün dava açıldığı tarihte tarlada bulunduğu ve hasadının yapılmadığı ve daha sonra davalının anbarına konulduğu anlaşılmaktadır. o halde dava görülürken buğday mahsulünün hasadı yapılmış davacının alacağı muaccel hale gelmiştir. Böylece bu kısma ilişkin dava mahkemece red edilmeden olayda dava koşulları gerçekleşmiştir. Bu durumda dava ekonomisi davanın esasını görülmesini gerektirir. bu nedenle buğday ekiln yerden elde edilmesi gerekin buğday mahsulünü net miktarı bilirkişi aracılığıyla tesbit edilmeli ve davacı payına düşen kısmın karşılığını davalılardan alınmasına karar verilmelidir. henüz dava koşulları tahakkuk etmediğinden sözedilerek buğdayla ilgili isteğin de reddine karar verilmesi yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA (...) 11.2.1985 gününde oybirliğiyle karar verildi.