 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
E: 1985/2907
K: 1985/2363
T: 13.03.1985
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mercii kararının bozulmasını mutazammın 6.12.1984 tarih ve 9625/12967 sayılı Daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye 25.2.1985 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : Takip dayanağı belge Türk Ticaret kanunu'nun 692 ve 693 üncü maddelerine göre unsurları mevcut olup çek niteliğindedir.
Alacaklının İcra İflas kanunu'nun 167 ve takip eden maddelerine göre kambiyo senetlerine mahsus özel yolla ve haciz veya iflas yolu ile takip hakkı mevcuttur. Alacaklı lehine olan bu takip şeklini ihtiyar etmeyip genel haciz yolu ile borçlu lehine olan takip şeklini seçebilir. Borçlu itirazını kanıtlayacak herhangi bir belge ibraz etmiş değildir. İtirazın kaldırılmasına karar verilmesi doğru olup merci kararının onanması gerekirken bozulduğu anlaşıldığından tashih isteğinin kabulü ile 6.12.1984 tarih ve 9625/12697 sayılı bozma kararı kaldırılarak 21.6.1984 tarih ve 207/280 sayılı mercii kararının İcra İflas Kanunu'nun 366 ve Hukuk Usulü Muhakemeleri kanunu'nun 438 inci maddeleri yarınca ONANMASINA, 13.3.1985 gününde, oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Ticari senetlerden sayılan bonoda keşidecisinin, poliçede "kabul" beyanı ile birlikte muhatabın İcra İflas kanunu'nun 68/1 inci maddesinde yazılı olan biçimde (belli bir para borcu) ikrarında bulunmuş hale gelmeleri nedeni ile, alacaklıların dilerlerse adi takip usulünü seçmelerine yasal engel kalmamaktadır. Yoksa alacaklıya yasanın, belgenin özelliğini nazara alıp özel bir takip yolu imkanını sağlamış olması, yani bono veya policeye mahsus usul ile takip hakkını açmış bulunması karşısında hali ile adi takip de açabileceği gerekçesine dayanılması yerinde sayılamaz.
Çek ticari senetlerden madut bulunmasına rağmen kambiyo senedine mahsus özel yollar dairesinde takibe konu edilebilmesi imkanını veren yasa hükümlerine dayanılmadıkça takip konusu yapılamaz. Zira, adi takip usulünü düzenleyen İcra iflas kanunu'nun hükümlerinin temelini teşkil eden İcra İflas Kanunu'nun 68/1 inci maddesi (belli bir para borcu ikrarını muhtevi belge) ye dayanmayan alacaklının borçlunun itirazın kaldırılmasını isteyemeyeceğini açık seçik biçimde göstermiştir. Çekte öyle bir para borcu ikrarı yoktur. Çek bir ödeme vasıtasıdır ve muhatap bankaya verilmiş bir ödeme emridir.
Olayda, çeke dayanan takibe karşı borçlu borca tümü ile itiraz etmiştir. takibi İcra İflas kanunu'nun 68/1 inci maddesinde yazılı belgeye dayanmayan alacaklı vekili merciden itirazın kaldırılmasını isteyemez.
SONUÇ : 6.12.1984 tarihli bozma kararı usul ve Kanuna uygun olup, karar düzeltme isteğinin reddi görüşündeyiz ve çoğunluk kararına katılmıyoruz.