 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1985/7328
K: 1985/7349
T: 25.12.1985
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara Asliye 4. Ticaret Mahkemesince verilen 25.10.1985 tarih ve 393 - 538 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü :
Davacı vekili; davalının müvekkiline 1.11.1983 ödeme tarihli (1.000.000) liralık bono verdiğini, ödememesi üzerine protesto çekildiğini, daha sonra 6.12.1983 tarihinde davalının sözkonusu bono için müvekkiline (500.000) liralık çek verdiğini, borcun ödenmemesi nedeniyle icra takibine geçtiklerini, davalının borca ve imzaya itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu bu nedenle (500.000) liranın tahsiliyle birlikte itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 1.11.1983 vade tarihli bono için müvekkilinin bu bedelin (500.000) lirasını ödediğini kalanı için (500.000) liralık çek verdiğini, bonoyu aldıklarını, sözkosu bonodaki imzaların kendilerine ait olmadığını, mükerreren tahsil edilmek istendiğini belirterek davalının reddini talep etmiştir.
Mahkemece, Ankara 5. İcra Memurluğunun 984/2235 sayılı dosyası getirtilmiş, takip konusu senede yapılan itiraz incelenmiş imzanın davalıya ait olmadığı davacı tarafça da kabul edildiğinden ve anlaşma gereği davalı ödediğini ileri sürdüğü (1.000.000) liralık bonoyu mahkemeye ibraz ettiğinden yemin hakkı davacıya hatırlatılmasına rağmen teklifte bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Karar; davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı 1.11.1983 vade tarihli 1.000.000 liralık emre muharrer senetle alacaklı olduğunu, bunun karşılığında kendisine 500.000 liralık çek verildiği için bononun bakiye 500.000 lira üzerinden alacak ifade ettiğini iddia ederek 500.000 liranın tahsilini istemiştir. Davalı ise, bu borcu ödediğini savunarak tanzim tarihi ve miktarı aynı olan başka bir bono ibraz etmiştir. Davalının ibraz ettiği bonoda herhangi bir işlem gördüğüne dair işaret varit değildir.
Davacının dayandığı senetteki vade tarihi 1.11.1983 olup, davacı 4.11.1983 tarihinde protesto keşide etmiştir. Dosyada mevcut 6.12.1983 tarihli protokole göre, davalı 1.000.000 liralık borcunu kabul ederek buna mahsuben davacıya 500.000 liralık bir çek vermiştir. Ancak bakiye borç ödenmediğinden davacı kendi elinde bulunan bonoyu 12.4.1984 tarihinde ve 984/2235 sayı ile takibe koymuş ve davalı imza inkarında bulunmuştur. Ancak bakiye borç ödenmediğinden davacı kendi elinde bulunan bonoyu 12.4.1984 tarihinde ve 984/2235 sayı ile takibe koymuş ve davalı imza inkarında bulunmuştur. Ancak bakiye borç ödenmediğinden davacı kendi elinde bulunan bonoyu 12.4.1984 tarihinde ve 984/2235 sayı ile takibe koymuş ve davalı imza inkarında bulunmuştur. Ancak davacı itirazın ref'ini istemediğinden takip öylece kalmıştır. Davacı elinde bulunan 1.000.000 liralık senet arkasında 5. icra memurunun işlemini gösteren damga ve numaralar mevcut bulunmaktadır. Davacı bu senetle takip yaptığına göre onun elinde aynı tarih ve miktarlı başka bir senedin bulunduğu düşünülemez. Her ne kadar takibe esas alınan senetteki imzanın davalıya ait olmadığı anlaşılmakta ise de, davalının muhasebecisi tarafından imzalanmış olduğu ileri sürülmüş ve davalı da bu senette belirtilen borcu kabul ile karşılığında çek vermiştir. Bu durumda takip konusu bononun davalının imzasını taşımadığı ancak, davalı adına ilgili başka bilirkişi tarafından imza edilerek davacıya verildiği ve bu senetteki borcun davalı tarafından kabul edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Senet halen davacı elinde olduğuna göre bakiye 500.000 lira borcun ödenmediği kabul edilmek gerekir. Davalının sonradan ibraz ettiği ve sadece kendi imzasını taşıyan ve davacı elindeki senedin benzeri olan bonoya itibar etmek ve borcun ödendiğini kabul etmek doğru görülmemiştir. Bu durumda davanın kabulü gerekirken, reddine karar verilmesi doğru bulunmamış ve kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı lehine bozulmasına, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 25.12.1985 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.