 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1985/7258
K: 1985/7113
T: 19.12.1985
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Adana Asliye 5. Hukuk Hakimliğince verilen 12.9.1985 tarih ve 584-545 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin araba alım satımından dolayı dava konusu üç adet çek ile dava keşideci E.K.'dan (720.000) lira alacaklı olduğunu, çeklerin bankaya ibrazında karşılığı çıkmadığını; ancak E.K'nın borcun tamamını ödeyerek çekleri 15.3.1983 tarihinde imza karşılığı geri aldığını, oysa hükmü kalmayan bu çeklerin bilinmeyen bir şekilde davacı ile ilgisi olmayan davalı K.Ş.'nin eline geçtiğini ve onun da, davacının daha önce bankaya ibraz ederken vazettiği imzanın güya kendisine beyaz ciro imzası imişçesine müvekkili aleyhine icra takibine geçtiğini ileri sürerek, davalıya borçlu olmadığının tesbitine, takibin tedbir yoluyla durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevabında, çeklerin beyaz ciro ile müvekkiline alacağın devri maksadıyla ciro edilmiş olduğunu, cironun geçersiz (1) olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia ve savunmaya, ibraz edilen delil ve belgelere göre, çeklerin bankaya ibrazından ve karşılıksız olduğu tesbit edilmesinden sonra davacı tarafından geçerli beyaz ciro ile devredilmiş olduğundan davanın reddine, İİK'nun 72/IV maddesi uyarınca % 15 tazminatın davacıdan alınıp davalıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacının, ödeme nedeniyle keşidecisine iade edilen dava konusu çeklerin geçerli ciro olmadığı halde bankaya ibrazında atılan imzadan istifade edilerek bilinmeyen bir şekilde davalıya geçtiğini, ciro olmadığına göre davalının meşru hamil olmadığını ileri sürmesine karşılık, davalı da geçerli ciro ile davacının kendisine ciro ettiğini savunmuş böylece taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu çeklerdeki davacıya ait imzaların bankaya ibrazında tahsil için atılan imzalar mı, yoksa davalıya ciro için atılan geçerli ciro imzaları mı olduğu noktasında toplanmıştır. Çeklerin muhatap banka şubelerine ibrazında, hamiline arkalarının imzalattırılması, banka kaşesinin vurulması, ondan sonra karşılığı olup olmadığına bakılarak işlem yapılması bilinen yaygın uygulama olduğu gibi, esasen muhatap banka şubelerinden alınan cevabi yazılarla da bankaya davacı tarafından ibraz edildiği anlaşılmıştır. Karşılığı bulunmadığı için bu çeklerin keşidecisi E.K.'ya, iade edildiği 15.3.1983 günlü tutanakla belgelendirilmiştir. Bu belge davacı tarafından ibraz edildiğine göre ayrıca onun imzasının olmaması da önem taşımaz. Bunun yanında davacının iddiası, davalının 11.4.1985 günlü savunması ile de sabittir. Nitekim davalı vekili bu dilekçesinde dava konusu çeklerin, davacının 8.3.1983 tarihinde satın aldığı kamyonun bakiye bedeli olarak M.E.'ye, onun da davalıya ciro ettiğini savunmak suretiyle, çeklerin en erken 8.3.1983 tarihinde kendi eline geçtiğini kabul etmiştir. Bu beyana göre, çekler bankaya davalı tarafından ibraz edilmiş olamaz. Zira, anılan çeklerin arkasındaki meşruhattan ve banka yazılarından da anlaşılacağı üzere çekler bankaya (14.1.1983), (10.1.1983) ve (4.2.1983) tarihlerinde yani, henüz davacının elinden ne keşidecisine ne de davalının eline intikal etmesinden önce ibraz edilmiştir. Böylece davacının iddiası gerek ibraz ettiği delillerle, gerekse davalının 11.4.1985 günlü savunması ile kanıtlanmış olduğundan davanın kabulü gerektiği halde, davalının geçerli ciro ile meşru hamil olduğundan sözedilerek reddedilmesi doğru bulunmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına bozulmasına, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 19.12.1985 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.