 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1985/7257
K: 1985/7301
T: 25.12.1985
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Adana As. 5. H.H. verilen 7.10.1985 tarih ve 820-628 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalılar Ö.F.Y. ile A.A. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin (350.000) liralık senetten dolayı borçlu bulunmadığının tespitiyle senedin iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı Ö.F.Y. vekili cevabında davacının müvekkiline borçlu olduğunu, diğer müvekkili A.A.'ya ise ciro yoluyla geçtiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalılar O. ve M. duruşmadaki beyanlarında senetten doğan alacaklarını borçlu Ö.F.Y.'den alıp senedi arkasını imzalayarak verdiklerini savunmuşlardır.
Mahkemece toplanan delillere göre senet bedelinin lehtarlarına ödendiği,davalı A.A.'ya senedin davalı Ö.F.Y. tarafından verildiği, ciro imzasından birinin mevcut olmadığı bu durumda A.A.'nın da iyiniyetinden sözedilmiyeceği görüşüyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm davalılardan Ö.F.Y. ve A.A. vekillerince temyiz edilmiştir.
1 - Davacı vekili; müvekkilinin (350.000) liralık bonoyu kefil sıfatıyla imzaladığını, borçlu bulunmadığını ileri sürmüşse de bu iddiasını yazılı delille ispatlayamamış ve senet metninden de kefil olduğu anlaşılamamış olduğuna göre davalılardan keşideci Ö.F.Y.'ye bir yemin teklifine hakkı bulunmaktadır. Yemin sonucuna göre kefil olduğu anlaşıldığı takdirde senet bedelinden bu davalıya karşı sorumlu bulunmayacak, aksi halde senette yazılı miktarın yarısından mesul olacaktır. Mahkemenin bu husus üzerinde durmaması doğru bulunmamış davalı Ö.F.Y.'nin temyiz itirazlarının kabulü gerekmiştir.
2 - Davalı A.A.'nın temyiz itirazlarına gelince; bu davalı savunmalarında iyiniyetli hamil olduğunu belirtmiştir. Olayda çözümlenmesi gereken husus davalı A.A.'nın meşru hamil olup olmadığının tesbitidir. Senetde iki lehtar vardır. İki lehtardan birisi senedi ciro etmiş, diğer lehtar ise askerde olduğu için ciro imzasını babası atmıştır. TTK'nun 598. maddesine göre hamilin ciro imzalarının sıhhatini araştırma mükellefiyeti bulunmadığından, lehtarlardan keşideciye geçen senedin onun tarafından hamile verilmesi davalı A.A.'nın meşru hamil olmamasını gerektirmez. Zira senedin vade tarihine kadar tedavül kabiliyeti bulunmakta ve bu devir keyfiyetinin de vadeden sonra vukubulduğu ispatlanamamıştır. Bu durumda sözkonusu senedin vadeden önce ve keşideci Ö.F.Y. tarafından ciro imzası atılmadan doğrudan doğruya verilerek davalı A.A.'ya geçtiğini kabulü gerekir. Davalı A.A. bu şekilde meşru hamil olarak kabul edildiğine göre ve kendisinin senedi borçlunun zararına olacak şekilde bile bile kötüniyetle iktisap ettiği iddia ve ispatlanamamış bulunmasına nazaran bu dava hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde davanın kabulü doğru görülmemiş hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1 nolu bentte yazılı nedenlerle hükmün davalı Ö.F.Y. yararına, 2 nolu bentte yazılı nedenle de davalı A.A. yararına bozulmasına, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 25.12.1985 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.