Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1985/7081
K: 1985/7378
T: 26.12.1985
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara Asliye 2. Ticaret Mahkemesi'nce verilen 13.2.1985 tarih ve 657-136 sayılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı banka vekili, davalıların dava dışı kişilerle (M) İnşaat Adi Ortaklığı'nı kurduklarını, davacı bankaca adi ortaklığa (senet karşılığı avans ve cari hesap mukavelesi) ve (iskonto ve iştira taahhütnamesi) ile (teminat mektupları için umumi mukavelename) ve (ipotek mukavelesi) karşılığında, 124/39 senet karşılığı avans hesabı ve 641/96 sayılı vadesiz ticari mevduat hesabı açıldığını, 11.4.1980 tarihli itibariyle (5.301.846) lira borç için yapılan ilamsız icra takibine davalıların itiraz ettiklerini ileri sürerek, alacağın artan ve artacak faizi, gider vergisi ve % 15 inkar tazminatı ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde ve diğer savunmalarında, dava haksız iktisaptan doğan alacağa ilişkin olmakla, 1 yıllık zamanaşımının dolduğunu, taraflar arasındaki kredi sözleşmesinin (300.000) lira ile sınırlı olduğunu, buna göre davacıya borçlarının bu kadar bulunmadığını, davalı (A.D)'nin davacı bankanın Maltepe Şubesi Müdürü'ne itimat ederek verdiği imzalı boş çekleri, Müdür (A.L.B)'nin görevden uzaklaştırıldığı halde, emniyet suistimal ederek, ilgisiz kişilerin ismini yazıp, başka şubelere ibraz ettirmek ve hesabın bulunduğu Maltepe Şubesi'nden usulsüz provizyon vermek ya da provizyonsuz ödemek suretiyle kendi şahsi çıkarına kullandığının, müfettiş raporları, Asliye Ceza Mahkumiyet ilamı ve bilirkişi raporlarıyla sabit olduğunu, davacının da raporlu kişiye görevi başında tutmak suretiyle kusurlu olduğu, limit dışında hesaptan çekilen paranın kredi sözleşmesine bağlı olmadığı, bankanın da bu para için banka müdürü ile ilgililerine rücu davası açmak suretiyle uğradığı zarardan davalıları sorumlu tutmadığını savunmuş, açılan davanın reddiyle, reddedilen miktar için inkar tazminatı tahsilini istemiştir.
Mahkemece, iddia ve savunmaya, ibraz edilen delil ve belgelere, celbedilen icra dosyasına, davacı bankanın defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesine göre, davalıların (250.000) liranın % 20 fazlası olan en fazla (300.000) liralık limit dahilinde borçlanmaya taahhüt ettikleri, bu borç için davalı (S.D.)'ye ait taşınmazda ipotek kurulduğu, hesabın bulunduğu şube müdürünün usulsüz işlemleri görülerek banka yönetim kurulu kararı ile makam tenzili suretiyle Konya'ya atandığı, aynı gün durumu öğrenen müdür (A.L.B)'nin 10 gün rapor alarak tayin emrini tebellüğünden kaçındığı gibi, raporlu olmasına rağmen, şubeye vazifeliymiş gibi gelerek, davalı (A.D)'nin itimat üzerine imzalayıp boş olarak verdiği çekleri istediği gibi doldurup hesapta varmış gibi provizyon da vermek suretiyle adamları vasıtasıyla başka şubelerden tahsilini sağladığı, böyle bir kişiyi banka şube müdürlüğünde tutmakta ve derhal devir teslimi sağlamamakta kusurlu olduğu, bu itibarla, davalıların bilgisi olmadan müdürün şahsen hesaptan çektiği paralardan davalıların sorumlu tutulamayacağı nedenleriyle takip tarihi itibariyle davalıların (179.538) lira borçlu olduğuna, bu miktar için davalıların itirazlarının iptaline, her iki taraf için de inkar tazminatı hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı taraf vekilleri temyiz etmişlerdir.
1. Davacı vekilinin temiyizi yönünden :
A. Davacı bankanın kredi borcundan dolayı alacaklı olduğu iddiasına karşılık, davalılar vekili, davacı bankanın Maltepe Şubesi Müdürü'nün suistimali nedeniyle borçlu olmadıklarını savunmuş, neticede mahkemece banka, şube müdürünün görevini emniyeti suistimal etmek suretiyle davalıların hesabı üzerinden para çekmiş olmasından davalıların değil, davacı bankanın sorumlu olduğu kabul edilmiş, böylece, banka müdürünün görevinden alındığı; fakat raporla fiilen işi yürüttüğü tarihten sonra keşide edilen çekler için, davanın reddine karar verilmiştir. Gerçekten, banka şube müdürü (A.L.B)'nin depasman açığını kapatmak için kendisine itimat, üzerine davalı (A.D.) tarafından verilen imzalı boş çeklerin üst kısmını istediği gibi doldurarak, bankanın diğer şubelerinde ibraz ettirdiği, karşılığı olmadığı halde, varmış gibi provizyon verdiği, böylece usulsüz işlemlerle görevini, davalıların güvenin kötüye kullandığı, gerek banka müfettişlerinin raporlarından, gerekse adı geçen (H.D)'nin T.C.K 509 maddesi uyarınca mahkumiyetine ilişkin Ankara Asliye Ceza Mahkemesi'nin 21.11.1974 günlü 973/352 E. sayılı kararından ve dosyadaki bilirkişi kurallarının raporlarından anlaşılmıştır. Bu itibarla davacı banka müdürünü kontrol edemediği için kendi kusurundan dolayı, hem de dava dışı banka müdürünün eylemiyle verdiği zarardan dolayı B.K. nun 55 maddesi uyarınca istihdam eden sıfatıyla zarardan birinci derecede sorumludur. Ancak, bu suçun işlenişinde, gerekmediği halde, banka şube müdürüne imzalı boş çekleri vermek suretiyle, davalı (A.D.)'nin de en azından yardımcı olup olmadığı düşünülmelidir. Gerçi, Güneri Oktar, Mustafa Alay ve Nurettin Acar'dan oluşan bilirkişi kurulu 28.3.1984 günlü raporlarında (shf. 5 ... hesaptaki aylık depasmanları karşılamak üzere muteber kişi kabul edilen banka müdürüne miktar ve tarihi çek bırakılmasının bir bankacılık teamülü olduğunu mütalaa etmişlerse de, davacı banka vekili bu rapora itirazında, depasmanı gizlemenin suç olduğunu, bu nedenle de kanuna aykırı teamül olmayacağını bildirmiştir. Bilirkişiler kurulu, ek raporlarında bu itirazı karşılamış değillerdir. Bu itibarla, yeniden oluşturulacak bir bilirkişi kurulundan, kredili müşterilerin, banka şube müdürlerine imzalı boş çekleri vermesinin bir bankacılık teamülü olup olmadığı, böyle bir teamül varsa ne gibi maksatlarla verilebileceği, davalının banka şube müdürüne verdiği imzalı çeklerin sayısının çokluğunun, dikkati çekip çekmediği, böylece davalı A.D'nin de bu sonucun meydana gelmesinde BK. nun 44. maddesi uyarınca müterafik kusuru olup olmadığının sorulması, varsa müterafik kusuru oranında davalıların sorumlu tutulması gerekmektedir. Mahkemece böyle bir araştırma yapılmadan ve davacı vekilinin bilirkişi raporuna itirazı incelenmeden, davalının banka müdürüne imzalayıp verdiği çeklerden dolayı davanın reddedilmiş olması doğru görülmemiştir.
B - Mahkemenin kabul şekline göre, davalılar icra takibinde borcun tümüne itiraz ettikleri için bilirkişice takip tarihinde mevcut olduğu hesaplanan ve mahkemece de tahsiline karar verilen borç üzerinden, İİK'nun 67/2. maddesi uyarınca inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken hükmedilmemiş olması dahi doğru görülmediğinden davacı yararına bozma sebebi sayılmıştır.
2 - Davalıların temyizine gelince :
A - Hükme esas alınan 28.3.1984 günlü bilirkişi raporuna ekli cetvelde, hesabın kate edildiği 14.2.1972 tarihinde asıl borcun (78.985) lira olduğu, 31.3.1984 tarihine kadar gecikme faizi ile birlikte tüm borcun (179.538) lira olarak hesaplandığı bildirildiği halde, mahkemece, bu meblag icra takip tarihindeki borç imişcesine, (14.4.1980 tarihinden itibaren % 10 faizi ile tahsiline) denilmek suretiyle, faize, faiz yükletilmesi BK.nun 104/3. maddesine aykırı görüldüğünden davalılar yararına bozma sebebi yapılmıştır.
B - Keza, davalılar vekili de, cevap dilekçesinde, davacının haksız olarak icra takibine konu ettiği meblağ üzerinden inkar tazminatı talep ettiği nazara alınarak mahkemenin kabul şekli itibariyle İİK'nun 67/2. maddesine göre davalılar lehine reddedilen meblağ üzerinden inkar tazminatına hükmedilmemiş olması dahi bozma sebebi sayılmıştır.
SONUÇ : Yukarıda ayrıntılı açıklanan gerekçelerle, hükmün 1 No.lu bendin A ve B fıkralarındaki sebeplerle davacı yararına 2 No.lu bendin A.B. bentlerinde gösterilen nedenlerlede yararına bozulmasına, tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istekleri halinde taraflara iadesine, 26.12.1985 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini