 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1985/7004
K: 1986/1361
T: 05.03.1986
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul Asl. 1. Tic. Mahkemesince verilen 22.5.1985 tarih ve 261-1649 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı vekili; davalı şirketin 1981 yılında yaptığı gemi taşımasından dolayı müvekkilince sehven (1.160.307.30) lira fazladan sürestarya ücreti ödendiğini ileri sürerek davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında sürestarya ücretinin 1981 yılında ödendiğini, bir yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, taşımaya ilişkin olayda bir yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, davacı yanlışlıkla sürestarya adı altında davalıya yapılan fazla ücret ödemelerinin geri alınmasına karar verilmesini istemiştir. davalı da, yapılan ödemelerin sürestarya ücreti olup, 1 yıllık zamanaşımının geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Taraflar arasında navlun sözleşmesinin yapıldığı hususunda herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Bu sözleşme deniz taşımasına ilişkindir. Deniz taşımasında sözkonusu olan sürestarya ücretinin tahsili davası 1 yıllık zamanaşımına tabidir. (T.T.K. 1235,1259,1261). Fakat bu ücretin hataen fazla olarak ödenmesi halinde zamanaşımı süresinin ne olacağı ve bu zamanaşımının ne zaman başlayacağı hakkında Türk Ticaret kanununda özel bir hüküm yoktur. Deniz taşımalarında özel hüküm bulunmayan hallerde, Kara Taşıması Hükümlerinin uygulanacağına ilişkin açıkça yapılan yollamalar dışında kara taşıması hükümleri, deniz taşımalarında uygulanmaz. Bu durumda, T.T.K.'nun 1 inci maddesi yollamasiyle deniz taşımasında özel hüküm bulunmayacağı hallerde genel hukümler ve özellikle borçlar Kanununun hükümleri uygulanır.
Öte yandan davacı navlun sözleşmesine dayanarak bir alacak istememiştir. Aksine, davacı borçlu olmadığını öne sürerek, borçlu olmadığı şeyi hataen ödediğini ve bu ödemenin sürastarya ücretine girmediğini belirtmiştir. Davanın dayandığı "haklı bir neden olmaksazın iktisab"tır. bu iddia B.K.'nun 61 ve ardından gelen maddeleri hükümleri gözönüne alınarak incelenmeli ve zamanaşımı da sözkonusu hükümleri çerçevesinde çözüme bağlanmalıdır.
Açıklanan bu maddi olaylar ile hukuki nedenler üzerinde mahkemece durulmak ve hasıl olacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmek gerekirken, yazılı olduğu biçimde davanın zamanaşımından reddi yasaya aykırı görülmüş ve hükmün bozulması icabetmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 5.3.1986 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.