 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1985/6883
K: 1985/7430
T: 30.12.1985
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Antalya Asliye 3. Hukuk Hakimliğince verilen, 10.2.1985 tarih ve 337-94 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı; kendisinin cahil bir adam olduğunu, yola kalbedilen bir kısım arazisi nedeniyle tazminat haklarını araması için damadı olan davalının getirdiği bazı evrakları imzaladığını, bu evrak arasında kendisine hile ile imzalatılan boş bir bononun bilahare davalı tarafından (2.500.000) lira meblağla doldurularak icra takibine konulduğunu, davalıya hiçbir borcu olmadığını ileri sürerek mezkur bono tutariyle borçlu bulunmadığının tespitini talep etmiştir.
Davalı taraf iddianın gerçeğe aykırı olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece tarafların kayınpeder - damat oluşu ve iddianın mahiyeti nedeniyle tanıkla ispatın mümkün olduğu, dinlenen tanıkların beyanlarından davalının cahil bir kimse olan davacının bazı resmi işlerini takip etmek bahanesiyle ona bono imzalattığının ve aslında nizalı meblağı davacıya verecek mali kudreti bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davacının nizalı bono tutariyle borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmiştir.
Hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere davacı hile iddiasına dayanmıştır. Ancak mahkeme hile iddiasının maddi olaylarını açıklattırmadan ve tarafların akraba olduğunu kabul ederek tanık dinlemiş, tanık beyanlarına dayanarak karar tesis etmiştir.
Davacı senede karşı iddiada bulunduğuna göre kural olarak iddiasını yazılı delille isbat etmesi gerekir (HUMK. m. 290). Taraflar yakın akraba olsalar bile senet düzenlendiği için tanık dinlenemez. Ancak, davacı hile iddiasına da dayanmıştır. Davacının hile iddiasının mahkemece ayrıntılı olarak saptanması gerekir. Bu itibarla tarafların, HUMK'nun 230 ve ardından gelen maddelerine göre isticvap edilmeleri ve özellikle davacının açıklamalarının hile olması durumunda tanık dinlenmesine karar verilerek, her iki tarafın tanıklarının dinlenmesi ve ayrıca açıldığı ve devam ettiği belirtilen ceza davasına ait dosyanın getirtilerek incelenmesi ve bu dosyanın dava konusu olaylarla ilgili bulunması halinde sonucunun beklenmesi ve tüm bu deliller toplandıktan sonra hasıl olacak sonuç çevresinde bir karar verilmesi icabederken eksik inceleme ve araştırmayla yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiş ve hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda yazılı nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün bozulmasına, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 30.12.1985 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.