 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1985/6749
K: 1985/7273
T: 24.12.1985
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir Asliye 1. Ticaret Mahkemesince verilen 20.3.1985 tarih ve 549-167 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 14.10.1985 gününde davacı vekili E.T. ile davalı avukatları F.C. ve A.Ö. gelip temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten bazı nevakısın ikmali için dosya mahalline iade edilmişti. Bu kerre ikmalen gelmekle dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı N.G.'den olan alacağına karşılık keşidecisi dava dışı S.M. olan 10.11.1983 keşide tarihli hamiline 83.000.000 liralık cirantaları sırasiyle M.G. ve N.G. olan çeki tam ciro yoluyla aldığını, müvekkilinin muhatap bankadan çeki tahsil etmesi için S.K.'ye ciro ettiğini, karşılığı çıkmayınca çekin müvekkilinde iade edildiğini, yapılan icra takibinin iptal edildiğini, müvekkilinin aldığı ihtiyati haciz kararı ile 13.6.1984 tarihinden itibaren icra takibine başladığını belirtip İİK'nun 264. maddesine göre alacağın vade tarihinden itibaren faiziyle ve % 15 inkar tazminatiyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş dava sırasında davalı öldüğünden dava mirasçılarına yöneltilmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesiyle, yetki ve zamanaşımı itirazında bulunmuş ayrıca, ciranta imzasının müvekkillerinin murisine ait olmadığını savunmuş faiz nisbetine ve inkar tazminatına da itiraz ederek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece çekin 10.6.1984 tarihinde zamanaşımına uğradığı, davacının bu davayı 6 aylık zamanaşımı süresi dolduktan sonra 19.6.1984 tarihinde açtığı sonucuna varılıp, davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Mahkemece, söz konusu çekin 10.11.1983 keşide tarihli olduğu ve TTK'nun 661/son maddesi hükmüne göre 6 aylık zamanaşımı süresinin 10.6.1984 tarihinde hitam bulmasından sonra davanın 19.6.1984 tarihinde açıldığı, binnetice zamanaşımı itirazının yerinde olduğu gerekçesi ile davanın zamanaşımından reddine karar verilmiş ise de, TTK'nun 730/18. maddesi yollaması ile çekler hakkında da uygulama olanağı bulunan aynı kanunun 662 ve 663. maddeleri ve BK'nun 136. maddesi hükmü karşısında mahkemenin bu yoldaki kabulü isabetsiz bulunmuştur.
Bilindiği gibi, TTK'nun 662. maddesi hükmüne göre takip talebinde bulunulması zamanaşımını kesin sebeplerden biridir. Aynı Kanun'un 663/2. maddesi hükmüne göre de zamanaşımı kesilince müddeti aynı olan yeni bir zamanaşımı müddeti işlemeye başlar. TTK'nun 1. maddesi yollaması ile BK'nun 136/2. maddesi hükmü icabı olarak da kesilme icra takibinden ileri gelmiş ise zamanaşımı takibe ilişkin her muameleden itibaren yeniden ceryan etmeye başlar. İnceleme konusu olayda, davacının davalı ciranta da dahil olmak üzere keşideci ve diğer ciranta aleyhine sözkonusu çeke müsteniden İzmir 7. İcra Memurluğu'nun 1873/5789 sayılı dosyası ile 29.11.1983 tarihinde icra takibine başladığı bu dosya münderecatından açıkça anlaşılmaktadır. Bu durumda bu tarihte kesilmiş olan zamanaşımı takibe ilişkin her muamele ile yeniden işlemeye başlamış ve en son mahcuz malların davalı M.G.'ye iade edildiği tarih olan 21.5.1984 tarihinden itibaren 6 aylık zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlamıştır. Dava ise 6 aylık süre dolmadan 19.6.1984 tarihinde açılmıştır. Şu halde davanın zamanaşımı süresi hitam olmadan açılmış olduğunun kabulü ile işin esasına girilerek hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar vermek gerekirken mahkemece davanın zamanaşımı noktasından reddine karar verilmesi isabetsiz olduğundan hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle mümeyyiz davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına bozulmasına, taraf vekilleri geldiğinden 11.000 lira duruşma vekillik ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 24.12.1985 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.