 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1985/6087
K: 1985/6406
T: 25.11.1985
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı, (Bodrum Asliye Hukuk Hakimliği)'nce verilen 11.9.1984 tarih ve 204-213 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili; müvekkilinin donatanı olduğu (....) isimli geminin yüklü bulunduğu davalı müesseseye ait kömür ile seyrederken, 16.3.1977 tarihinde meydana gelen bir deniz hadisesinden kurtulmak için geminin bilerek karaya oturduğuldunu, yapılan yardım ve kurtarma ile gemi ve yükün kurtarıldığın, maruz kalınan (müşterek avarya) nedeniyle TTK.nun 1209. maddesi gereğince tayin edilen dispeçci tarafından rapor düzenlendiğini belirterek TTK.nun 1210. maddesi uyarınca dispeç raporunun onanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; dipeçcinin yeterli olmadığını, olayda müşterek avarya unsurları bulunmadığını, raporların yetersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece dispeç raporunun onanmasına ilişkin karar Dairemizin 24.10.1980 gün ve 80/4806-4931 sayılı ilamı ile bozulmuş, bozmaya uyan mahkemece alınan bilirkişi raporuna dayanılarak olayda geminin yüzdürülmesi bakımından müşterek avarya bulunduğu gerekçesiyle dispeç raporunun TTK.nun 1211/1. maddesi uyarınca bilirkişi raporuna uygun olarak onanmasına karar verilmiştir. Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Olayda davacı donatan gemiyi ve yükü kurtarmak için kaptanın gemiyi bile bile karaya oturttuğu ve bunun müşterek avarya teşkil ettiği iddiasıyla gemide meydana gelen hasar ve geminin yüzdürme ve yükün başka gemilerle nakli masrafları ile ilgili dispeçci tarafından düzenlenen dispeç raporunun tasdikini istemiştir. Olayda uyuşmazlık konusu olan husus, müşterek avarya olup olmadığıdır. Bunun için de, evvel emirde geminin bile bile karaya oturtulup oturtulmadığının saptanması gerekmektedir. Dairemizce yapılan bozmadan somnra alınan iki bilirkişi raporunu uzlaştıran son 28.3.1984 tarihli rapora göre, geminin kaptan tarafından bile bile karaya oturtulmadığı, kaptanın kusurlu davranışı nedeniyle geminin karaya oturduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, her ne kadar TTK.nun 1181/1. maddesi ilk cümlesi gereğince tehlike, ilgililerden birinin kusuru ile doğmuş olsa bile müşterek avarya hükümlerinin uygulanması imkanı varsa da, aynı maddenin ikinci cümlesi gereğince kusurlu olan ilgili tarafından herhangi bir tazminat istenemeyeceği gibi, kendisinden başka garameye iştirak edenlerin uğradıkları zararlardan dolayı onlara sorumlu da olacaktır. Davacı taraf, her ne kadar 1187. maddeye dayanmak istemişse de, bu maddedeki geminin bilerek karaya oturtulmuş olmayıp da, başka sebeplerle oturmuşsa ifadesinde, donatan ve adamlarının kusuru dışında herhangi bir sebeple geminin karaya oturmasından söz edildiğini anlamak gerekir. Aksi halde 1181/1. maddesi ikinci cümlesi ile TTK.nun 947 ve 948/1-3. bendi maddelerinin bir anlamı kalmaz.
O halde kaptanın kusurlu davrandığı ve ayrıca yükse bir hasar olmadığı sadece gemide hasar olduğu anlaşılmasına göre davacının tamirat, yüzdürme ve yükün başka bir gemiye nakli ve taşıttırılması masraflarını isteyemeyeceği gözönüne alınarak malın başka gemiye nakli ve taşıttırılması masraflarını müşterek avarya olarak kabul eden dispeç raporunun tasdiki talebinin reddi gerekirken tasdik cihetine gidilmesi bozmayı gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda yazılı nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarını kabulü ile hükmün davalı yararına (BOZULMASINA), 25.11.1985 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.