 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1985/5620
K: 1985/6350
T: 21.11.1985
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir Asliye 2. Ticaret Mahkemesince verilen 9.7.1985 tarih ve 974-536 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı şirket denetçisi temsil ettiği A.Ş.'in yönetim kurulu üyesi ve genel müdürü olan davalının (genel kuruldan izin almadan) aynı konuda faaliyet gösteren bir limited şirket kurup müdür sıfatiyle bu şirketin işlerini de yürüttüğünü, bunun TTK.'nun 335 inci maddesine aykırı olduğunu, davacı A.Ş. genel kurulu'nca bu hususta dava açmak üzere kendisine yetki verildiğini ileri sürerek 500.000 lira tazminatın faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında TTK.'nun 335 inci maddesinde öngörülen dava hakkını A.Ş. adına denetçinin kullanma ehliyet olmadığını, anılan maddede A.Ş. yönetim kurulu üyelerine yasaklanan faaliyetini aynı konuyla uğraşan başka bir şirkete sınırsız sorumlu ortak sıfatiyle girmekten ibaret olup limited şirket ortağı olmanın bu yasağın kapsamı dışında kaldığını, kaldı ki müvekkilinin davacı A.Ş.'in genel müdürü olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece A.Ş. Yönetim kurulu üyesinin bir limited şirkete ortak olmasının TTK.'nun 335 inci maddesindeki rekabet yasağına girmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davalının sonradan ortak olduğu şirketin bir limited şirket olduğu, bu nedenle davalının bu şirkete TTK.'nun 335/1 inci maddesinin tabiriyle (bir şirkete mesuliyeti tahdid edilmemiş ortak sıfatiyle) girmediği tartışmasızdır. Ne var ki davalı, anılan limited şirkete ortak olmakla yetinmeyip Anasözleşme'nin 8 ve 9 uncu maddelerinde belirtildiği üzere limited şirketin müdürlüğü görevini de üstlenmiş, diğer deyişle limited şirketin yöneticisi sıfatını kazanmıştır. Her iki şirketin faaliyet konuları da aynı olduğuna göre bu durumda (TTK. 335/1) maddesindeki davacı anonim şirketin konusuna giren ticari muamele nevinden bir muameleyi hesabına yapma şeklindeki hükme göre davalının bu davranışının iş bu maddedeki rekabet yasağına aykırılık teşkil ettiğinin kabulü gerekmektedir. Nitekim öğretide baskın olan görüş de bu doğrultudadır. (Porey-Tekin alp-Çamoğlu/Ortaklıklar Hukuku, C.1, 1975, sh. 285; Ansay/Anonim Şirketler Hukuku, 6. bası, 1982, sh. 135; İmeregün/Anonim Ortaklıklar, 3. Bası, 1974, Sh. 183). Şu halde haksız rekabetin mevcudiyeti kabul edilmek süretiyle davanın esasına girilerek tahkikattan hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmek gerekirken yazılı olduğu şekilde aksine düşüncelerle davanın reddi cihetine gidilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin haklı bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 21.11.1985 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.