 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1985/4521
K: 1985/5478
T: 22.10.1985
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı, (İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi)nce verilen 19.12.1984 tarih ve 255 - 9366 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalı kooperatifin ortağı bulunan müvekkilinin yükümlülüklerini zamanında ve tem olarak yerine getirdiğini, davalı kooperatifçe kendisine hangi dairenin tahsis edildiği için müracaat edildiğinde, kooperatife olan yükümlülüklerini yerine getirmediğinden dolayı 10.6.1979 tarihinde yapılan genel kurulda üyelikten ihraç edildiğinin bildirildiğini, oysa bugüne kadar kendisine bu konuda herhangi bir tebligat yapılmadığını, ihraç kararının tamamen haksı ve usulsüz olduğunu belirterek, ihraç kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, davacının ödentilerini yerine getirmediğinden yönetim kurulunun 25.11.1978 gün ve 33 sayılı kararı ile ihraç edildiğini, durumun 6.1.1979 tarihinde yapılan genel kurul toplantısına getirildiğini ve davacının işlerinden dolayı yükümlülüklerini yerine getiremediğini belirterek, tüm borcunu 8.1.1979 tarihine kadar ödeyeceğini ve aksi halde ihracını kabul ettiğini bildirmesi üzerine ihracın ertelnendiğini, buna rağmen yükümlülüğünü yerine getirmeyince bu kez 10.6.1979 tarihli genel kurulda ihraç kararı verildiğini, müvekkilinin inşaa ettiği konutları ortaklarına dağıttığını, elinde başka konut kalmadığını, davacının ödediği 80.000 lirayı ödemeye hazır olduklarını, davacının ihracı öğrendiği tarihten itibaren üç ay içinde dava açması gerekirken buna da riayet etmediğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu, genel kurul zabıtları ile toplanılan deliller dayanak yapılarak, ihraç kararının davacının katıldığı genel kurulda alınmış olması nedeniyle, bu karara karşı oy kullanıp muhalefetini tutanağa yazdırmadığı veya oyunu kullanmasına haksız yere izin verilmediğini iddia ve ispat etmediği, ayrıca bir aylık süre içerisinde de dava açmadığı gerekçesiyle, yasal koşulların bulunmaması ve süresinde açılmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davacının ortağı bulunduğu davalı kooperatifin genel kurulunca hakkında verilmiş olan ihraç kararının iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece her ne kadar 24.7.1984 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının ihraç kararının alındığı genel kurulda bu karara karşı oy kullanıp muhalefetini tutanağa yazdırmadığıveya oyunu kullanmasına haksız yere izin verilmediğini iddia ve ispat etmediği ve ayrıca davanın bir aylık süre içerisinde de açılmadığı dayanak yapılmak suretiyle yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmiş ise de, Dairemizin kökleşmiş içtihatları ile de belirlendiği gibi (Bkz. Y. 11. HD., 14.12.1976 gün ve 76/5102 - 5401 ile 21.4.1977 gün ve 77/1161 - 2080 sayılı kararlar) dava ihraç kararı verilen genel kurul kararının iptali niteliğinde olduğu için, açılan bu davada 1163 sayılı Kooperüatifler Kanununun 53. maddesindeki koşullar aranmaz. Zira ortaklıktan çıkarılma esasları ve buna itiraz esas itibarıyle anılan Yasanın 16. maddesiyle düzenlemeye tabi tutulmuş olup, bu maddede dava açılması veya genel kurula itiraz ile ilgili hak düşürücü süre üç ay olarak belirlenmiştir. Bu itibarla özel bir hükümle düzenlenmiş bulunan ortaklıktan çıkarılmaya ilişkin genel kurul kararlarının iptali hakkında açılan davalarda 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 53. maddesinin uygulama olanağı bulunmadığından, davacının genel kurul toplantısına katılarak alınan karara karşı muhalif kalması ve bu muhalefetini de tutanağa geçirtmiş olması şartı aranmaz.
Her ne kadar davanın reddine ilişkin mahkemenin gerekçesi yukarıda da ifade edildiği gibi, yerinde değil ise de, dava yasada öngörülen üç aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır. Dosya arasında bulunan 10.6.1979 günlü genel kurul zaptından da açıkça anlaşılacağı veçhile, davacının durumu anılan genel kurulda görülmüş ve ihracı yüzüne karşı karara bağlamak suretiyle kendisine tebliğ edildiği halde, davacı genel kurul toplantısının yapıldığı, bir başka deyişle ihraç kararının verildiği 10.6.1979 tarihli genel kurul toplantısından çok sonra 15.3.1982 tarihinde bu davayı açmış olmasına göre, üç aylık hak düşürücü süre fazlasıyla geçmiş bulunduğundan sonucu itibariyle doğru olan hükmün bu gerekçe ile onanması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibariyle doğru olan hükmün gösterilen gerekçe ile ONANMASINA taraf vekilleri duruşmaya gelmediklerinden davalı yararına duruşma vekillik ücreti takdirine yer olmadığına, 500 lira temyiz ilam harcından peşin harcın mahsubu ile temyiz edenden alınmasına, 22.10.1985 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.