 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1985/4126
K: 1985/5292
T: 15.10.1985
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Eskişehir As. 2. Hukuk Hakimliğince verilen 7.3.1985 tarih ve 147-117 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla işin gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin (H.) Eskişehir Şubesinden aldığı (,865,000) liralık mevduat sertifikasına, brüt % 69,33 ve % 55,47 nisbetinde faiz verilmesinin öngörüldüğünü, ilk altı aylık dönem için buna göre faiz ödendiğini, (H.)'ın 83/7242 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi uyarınca bütün aktif ve pasifi ile Ziraat Bankasına devredildiğini, devre sonunda davalı bankadan ödenmesi gereken faizin tediyesi istenilmiş ise de, davalının % 40 oranında faiz ödediğini belirterek, eksik ödenen (453.657.75) lira faiz alacağının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında (H.)'ın davacı ile yaptığı anlaşmada kabul edilen faiz oranının Bankalararası Protokolda tesbit edilen ve diğer bankalarca da riayet olunan cari ve mer'i faiz oranını aşan kısmının batıl olduğunu, kararnamenin 4 üncü maddesi uyarınca Ziraat Bankasının kendi mevduat şartlarını uygulayacağını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu ile ek rapor ve toplanılan deliller dayanak yapılarak, davacının (H.)'dan brüt % 69,33 faizli mevduat sertifikası aldığı, davalı bankanın da (H.)'ın yasal halefi olduğu ve faiz nisbetinin serbestçe kararlaştırıldığı, davalının da buna uymakla yükümlü bulunduğu gerekçesiyle, (453.482) liranın davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
24.11.1983 gün ve 18231 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Bakanlar Kurulunun 27.10.1983 gün ve 83/7242 sayılı kararnamesi ile (H.)'ın T.C. Ziraat Bankasına devri suretiyle tasfiyesi öngörülmüş bulunmaktadır. Bu devir (tasfiye işlemlerinin kararnameye ekli karardaki usul ve esaslara göre yapılacağı kararnamede belirtilmiştir.
Kararnameye ekli kararın 1 inci maddesinde devrolunan bankaların mali yönden güçlendirilmesine imkan bulunmadığı ve bu nedenle bankalara el konularak T.C. Ziraat Bankasına devrolunduğu açıklanmıştır. Bu açıklamadan, bu bankaların iflasa gitmekte olduğu (kararın 3 üncü maddesinde bu bankaların öz kaynaklarının tamemen yitirilmiş olduğu belirtilmektedir) ve hükümetin özellikle mevduat sahiplerini korumak ve bankalara güvenin devamını sağlamak amacıyla ve kararnameye ekli kararlardaki koşullarla bu bankaların aktif ve pasiflerini Ziraat Bankasına devrettiği anlaşılmaktadır.
Kararnameye ekli kararın 4 üncü maddesinde mevduat için özel hüküm getirilmiş ve bankaların devrinden sonra bu bankalardaki mevduat için özel hüküm getirilmiş ve bankaların devrinden sonra bu bankalardaki mevduat sahiplerinin mevduatlarına hangi esas ve koşulların uygulanacağı açıkca gösterilerek Ziraat Bankasının kendi mevduat şartlarının uygulanacağı belirtilmiştir. Kararın 7 nci maddesi ile de, 4 üncü madde (mevduatlar) dışında kalan, bankaların diğer taahhüt ve yükümlülüklerinin (kredi sözleşmeleri, teminat mektubu verilmiş olması gibi) Ziraat Bankasının teminatı altında olduğu belirtilmektedir. Normların, konuluş amaçlarına göre yorumlanmaları gerekir. Kararnamenin amacı bankaların, kendilerini mali güçlüğe ve öz kaynaklarının tamamen yitirilmesi sonucuna götürmüş anormal faiz taahhütlerini garanti altına almak değildir, olamaz.
Bu şekildeki yorum ve kabul, devralan banka olarak T.C. Ziraat Bankasını da aynı mali güçlüklere maruz bırakacak bir sonuç doğurur ki, kararnamenin amacının bu olmadığı açıktır.
Diğer yandan bu kabul şekli, devralan banka olarak T.C. Ziraat Bankasının eski ve asıl mevduat sahipleri ile devredilen bankalar dolayısıyle oluşan yeni mevduat sahipleri arasında eskilerin aleyhine ve yenilerin lehine bir eşitsizlik yaratacağı gibi, nisbeten düşük faiz ve fakat kuvvetli banka seçen mevduat sahipleri yanında yüksek faiz veren küçük ve binnetice riskli bankaları seçenleri yersiz bir şekilde ödüllendirme sonucunu doğuracağı cihetle de kabul edilemez.
Davacı, işbu devir kararnamesine dayanarak, T.C. Ziraat Bankasını dava etmiş olmasına göre bu kararname hükümlerini de benimsemiş demektir. O halde kararnameye ek kararın 4 üncü maddesindeki hükmü de kabul etmiş sayılmak gerekir. Bu hükme göre ise, devir tarihi 24.11.1983 olup, mevduat sertifikasının davacıya ödenmemiş olan ikinci dönem faizi bu tarihten sonra muacceliyet kazanmakla, Ziraat Bankasının kendi mevduat sahiplerine verdiği faiz nisbeti davacı gibi devredilen bankalarda mevduatları olan kişilerde uygulanacaktır.
Davamızda, davacının Ziraat Bankasının uygulandığı faiz oranı üzerinden faiz aldığı hususunda uyuşmazlık yoktur. Bu durumda davanın tamamen reddine karar vermek gerekirken, kararnameye ekli kararın 7 nci maddesine yanlış anlam verilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı banka vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 15.10.1985 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.