 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1985/4067
K: 1985/3822
T: 13.06.1985
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Ayvalık As. Hukuk Hakimliğince bazmaya uyularak verilen 17.9.1984 tarih ve 232-191 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı avukatı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi izinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup, düşünüldü:
KARAR : Davacılar vekili, müvekkillerinin oto satıcılığı yapan Ahmet Şen ile TOFAŞ bayii olan davalı arasında oto alım satımı hakkındaki anlaşma gereğince bu müvekkilinin satımında aracılık yaptığı oto bedellerinin teminatı olarak müvekkillerine ait taşınmazların toplam (700.000) liralık (teminat ipoteği) olarak davalı lehine tesis olduğunu, bilahare müvekkili Ahmet'in satışını yaptığı 17 adet oto bedelinin çek ve senetlerle davalıya ödendiği halde davalının ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçtiğini ileri sürerek ipoteğin terkinine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili, akdi ilişkiyi kabul ederek, davacı Ahmet tarafından bu akdi ilişki nedeniyle müvekkili davalıya ciro edilen (717.270) liralık müşteri senet bedellerinin ödenmediğini, bu nedenle yapılan takibin haklı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Dairece yapılan bozmadan önce davalı ticari defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucuna uygun olarak davanın reddine karar verilmiştir. Yerel mahkemenin bu kararı, davacının temyizi üzerine Dairenin 982/1966-2501 Karar ve 25.5.1982 tarihli bozma ilamında belirtildiği üzere "bu davanın sadece ipoteğin, fekki davası olarak nitelendirilemeyeceği, aynı zamanda ipoteğin fekki davasında menfi tesbit talebinin kendiliğinden yer aldığı belirtilerek, davacının davalı defterleri dışında, banka havalesi ve çek ile yapılan ödeme belgelerine dayanıldığını, davacının bu durumda ödeme iddia ve belgeleri de değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Şu halde mahkemece yapılacak iş öncelikle davacılar vekiline ödeme miktarı dava dilkçesinde kesinlikle açıklanmadığından, davacı tarafından davalıya bu akdi ilişki nedeniyle yaptıkları toplam ödemeler ve varsa bakiye borç miktarı açıklattırılarak, davalı defterlerinde gözükmeyen ödeme miktarları ve belgeleri açısından gerekli inceleme ve araştırmalar yapılarak ve şayet davalı bu ödemelerin bir başka akdi ilişkiye dayandığını ileri sürüyorsa bu savunmasının ispat külfeti de kendisine yükletilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir" gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada, davacı vekili iddialarını tekrarlamış ve banka kayıtarına dayandığını, ödemelerle ilgili miktarlarını açıklayarak belgelerini ibraz etmiştir.
Davalı vekili önceki savunmalarını tekrarlamış, yapılan ödemelerden 300.000 liranın başka bir ipotekle ilgili olarak ödendiğini savunmuş, davanın reddine dair karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak, bilirkişi raporuna uygun olarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle Usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün 13.6.1985 gününde (BOZULMASINA), oybirliğiyle karar verildi.