 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1985/3635
K: 1985/3776
T: 12.06.1985
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı, (Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi)'nce verilen 28.3.1983 tarih ve 751-132 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı avukatı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davavacı vekili, müvekkili nezdinde kasko sigortalı ve davalıya ait taşıta 5.6.1980 tarihinde dava dışı...Koll. Şti. ne ait aracın çarparak hasara uğrattığını müvekkilinin olay nedeniyle davalıya 111.857 lira sigorta tazminatı ödeyerek sigortalının haklarının halef olduğunu, davalının uğradığı zararın tazmini için anılan kollektif şirket ve şoförü aleyhine Altındağ 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 980/512 esas sayılı dosyasında dava açtığını ve bu dava sırasında davalılarla anlaşarak davadan vazgeçtiğini, bu durumu bilmeyen müvekkili şirketin adı geçen şirket ile sigortacıları aleyhine Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1981/437 esas sayılı dosyasında rücuan tahsil davası ikame ettiğini, sigorntalı araç sahibinin, hasardan doğan 111.857 liralık zararının (101.390) liralık kısmını diğer dava sırasında tahsil ederek bu miktara ilişkin davasından vazgeçmiş olduğu gerekçesiyle rücu davasının (101.390) liralık kısmının reddedildiğini ileri sürerek bu meblağın tazminatın ödendiği tarihten itibaren yasal faiziyle birlikte kendi sigortalısı olan davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde, diğer savunmalarıyla birlikte zamanaşımı def'inde bulunmuştur.
Mahkemece, sigorta sözleşmesinden doğan bütün davaların iki yıllık zamanaşımına tabi olduğu, davacının sigortalısına lahef olması nedeniyle olay tarihi olan 5.6.1980'de sigortalı hakkında işlemeye başmayan zamanaşımının davacı hakkında da cari bulunduğu, davanın 10.11.1982'de açıldığı, olayın haksız eylem olarak nitelendirilmesi halinde dahi davalı sigortalının halefiyet hakkını bertaraf eden eylemini davacının en geç 28.9.1981 tarihinde öğrenmesine rağmen BK.nun 60. maddesindeki bir yıllık süre içinde davanın açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
TTK.nun 1301. maddesinin ikinci fıkrasında aynen (Sigorta ettiren kimse, birinci fıkra gereğince sigortacıya intikal eden haklarını ihlal edecek bir hal veya harekette bulunursa sigortacıya karşı mesul olur..) hükmü mevcut bulunmaktadır.
Olayımızda sigorta ettiren davalı, aracında meydana gelen hasar bedelini, kasko sigortası yapmış olan davacı sigorta şirketinden aldığı halde, aynı zararı için ikinci bir yol izleyerek hasara sebebiyet veren aracın maliki.. Ticaret Koll.Şti. ile araç sürücüsü Ahmet hakkında Altındağ 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde 980/512 esas sayılı tazminat davasını açmış ve o davanın davalıları ile anlaşıp bir miktar tazminat alarak o davadan feragat etmiştir.
Durumdan haberdar olmayan...Sigorta Şirketi, sigortalısına ödediği miktarın rücuan tahsili için...Ticaret Kollektif Şirketi aleyhine Ankara 13. Hukuk Mahkemesi'nde 1981/437 esas sayılı davayı açmıştır. O davada...Ticaret Kollektif Şirketi adına verilen ve 16.7.1981 tarihli olup davacıya 21.7.1981 günü tebliğ edilmiş olan cevap dilekçesi ile, sigorta ettiren Süleyman'a hasara sebebiyet veren aracın sorumluları tarafından ayrıca ödeme yapılmış olduğu belirtilmiş ve davacı sigorta şirketi durumu bu suretle öğrenmiştir.
...Sigorta Şirketi'nin açtığı rücu davasında, hasarın tamamı (111.857) lira olup sigorta ettiren Süleyman, evvelki 1980/512 esas sayılı dava zımnında (101.390) lirasını tahsil etmiş olduğundan aradaki fark olan (10.548) liranın...Ticaret Kollektif Şirketi'nden tahsiline, fazla talebin reddine karar verilmiştir.
Bu durumda, davacı sigorta şirketi açtığı rücu davasında 111.857 lira için tahsil kararı alabilecek iken sigorta ettiren 980/512 sayılı davayı açmak ve bir miktar tahsilat yapıp sorumluları sigorta şirketine karşı tazmint ödemekten kurtarmak suretile davacı şirketin rücu hakkını ihlal etmiş olduğundan sigortacıya karşı TTK.1301/2 gereğince sorumludur.
...Sigorta Şirketi bu sebeple kendi sigorta ettirenini dava etmiş bulunmaktadır.
Davalı zamanaşımı def'inde bulunmuş olduğundan bu davanın zamanışımı süresinin ne olduğu ve hangi tarihten işlemeye başlayacağı hususları üzerinde durmak gerekmektedir.
Taraflar arasındaki ilişki bir sigorta akti olduğundan TTK.nun 1268. maddesine göre iki yıllık zamanaşımı süresine tabi bulunmaktadır.
Bu duruma göre zamanışımı süresinin hangi tarihten başlayacağını saptanması önem arzetmektedir.
Uyuşmazlık şayet, trafik olayı sebeple sigorta şirketinin sigorta ettirenine tazminat ödemiş olduğu esas ilişkinin ilk safhasından doğmuş olsa idi, 17.1.1972 gün ve 2/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince zamanışımı süresinin olay tarihi olan 5.6.1980 gününden başlatılması gerekirdi.
Ancak, taraflar arasındaki uyuşmazlık, sigorta ettirenin davranışı sonucu sigorta şirketinin rücu hakkının ihlal edildiğinin rücu davası sırasında anlaşılması sebebiyle meydana gelmiş ve sigorta aktinden ve TTK.nun 1301/2. maddesinden doğmuş ikinci bir ilişkinin sonucudur.
Sigorta şirketinin kendi sigorta etirenine rücu hakkı, sigorta ettirenin olay sorumluları aleyhuine dava açıp, onlarla anlaşarak bir miktar tazminat alması ile doğmuştur. Sigorta ettirenin açtığı davadan feragat ettiği tarih 7.5.1981'dir. Davacı sigorta şirketinin bu durumu öğrendiği trih ise yukarıda açıklandığı gibi cevap dilekçesinin kendisine tebliğ edilmiş olduğu tarih olan 21.7.1981 tarihidir.
İki yıllık zamanaşımı süresinin davacının rücu hakkının ihlal edildiğini ve sigorta ettirenine müracaat hakkının doğduğunu öğrendiği tarihten itibaren başlatılması icap eder.
Bu açıklama karşısında, davanın süresinde açıldığının kabulü ile işin esasına girileek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davanın zamanışı sebebile reddedilmesi isabetli olmamış ve hükmün bozulması gerekmiştir Yukarıda açıklanan nedenlerle:
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı sigorta yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 12.6.1985 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.