 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1985/3590
K: 1985/4789
T: 25.09.1985
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Reşadiye Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 29.1.1985 tarih ve 119,% sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı A. tarafından istenmiş olmakla, duruşma için tayin edilen 23.9.1985 gününde taraf vekilleri tebligata rağmen gelmediğinden tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalı M'nin icarında bulunan dükkanı kiraladığını ve karşılığında iki adet (100.000) er liralık çekleri verdiğini, ne var ki asıl mal sahibinin kiracının değişmesine razı olmaması yüzünden dükkana taşınamadığını ileri sürerek çeklerden dolayı borçlu bulunmadığının tesbitini talep ve dava etmiş bilahare çeklerin el değiştirmesi nedeniyle davaya A.A.'yı dahil etmiş, davanın davalı M. ile ilgisinin kalmadığını bildirmiştir.
Davalı M. cevabında, tahliye ettiği dükkane davacının geçmek istediğini, dükkanda bulunan taşınabilir yazıhaneyi çeklerin karşılığında davacının satın aldığını, davanın yazılı delille ispat gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Dahili davalı A. cevabında, kendisinin davalıya mobilya sattığını bu nedenle çekleri aldığını, dahili dava yoluyla kendisi hakkında davaya devam edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, ispat külfeti davalı A'ya yükletilip kesin süre içinde delil ibraz etmediği, teklif ettiği yemini ise davacının eda ettiği görüşüyle çeklerin iptallerine karar verilmiştir.
Hüküm, davalı A. tarafından temyiz edilmiştir.
Kambiyo senetlerinin iptali konusunda açılan davalarda, senedin davadan sonra bir başkasına ciro veya temlik edilmesi halinde davacının senedi temellük eden aleyhine ayrıca iptal davası açması mümkün olduğundan HUMK'nun 186. maddesinin bu tür davalara uygulama olanağı yoktur. (Emsal, Yargıtay 11. HD. nin 4.11.1981 T. 4002-4631 K. sayılı ilamı). Diğer taraftan HUMK'nunda 3. bir kişinin sonradan davaya dahil edilmesi diye bir müessese de mevcut olmadığından, mahkemece davacıya ilk hamil aleyhine (M.) davaya devam edip etmeyeceği sorulup, devam etmek istediği taktirde işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmek, şayet yeni hamil aleyhine ayrı dava açılacak olursa o davayla bu davayı birleştirip birlikte tetkik edip bir karara bağlamak gerekirken, yargılama sırasında mümeyyiz A'ya harçsız olarak verilen dahili dava dilekçesiyle davada sıfatı olmayan 3. kişi hakkında hüküm tesisi doğru değildir.
Öte yandan sureti kabule göre hamilin çeki kötü niyetle iktisap ettiği yolundaki iddiayı (TTK. 730/f-5 yollamasıyla 599. maddesi) isbat külfeti davacıya ait iken, beyyine külfetinin davalıya yükletilmesi de doğru değildir. Anılan bu nedenlerle hüküm bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı A.'nın temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün bu davalı yararına bozulmasına, taraf vekiller duruşmaya gelmediğinden vekillik ücreti takdirine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 25.9.1985 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.