 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1985/3172
K: 1985/3408
T: 30.05.1985
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara Asliye 1. Ticaret
Mahkemesince verilen 14.5.1984 tarih ve 120-279 sayılı hükmün temyizen
tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi
içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği
konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin inşa etmekte olduğu apartmanın bir
dairesini 14.4.1982 günlü adi yazılı senetle (1750.000) liraya davalıya
sattığını ve bu bedeli tamamen aldığını, bu sözleşmede belirlenen tarihte
daire teslim edilmediği ve tapu verilmediği için tarafların 27.3.1983 tarihli protokolü düzenleyerek dairenin en geç 5.9.1983 gününe kadar teslimini ve
tapusunun verilmesini kararlaştırdıklarını, müvekkilinin aynı gün davalıya
5.4.1983 tarihli ve (3.500.000) lira tutarlı bir çek verdiğini,
kararlaştırılan tarihte davacının teslim ve ferağ taahhüdünü ifa edememesi
halinde davalının ödediği semene ve hak ettiği tazminata mukabil bu çek
tutarını tahsil edebileceğinin protokolde öngörüldüğünü, müvekkilinin
müteaddit taleplerine rağmen davalının tapuyu devralmağa yanaşmayıp çeki
icraya koyduğunu, çek tutarının (1.750.000) liralık kısmı davalıdan alınan semen karşılığı ise de diğer (1.750.000) liralık kısmının cezai şart
olduğunu, resmi şekle bürünmeyen taşınmaz satış vaadi sözleşmesi hükümsüz
olduğu cihetle, buna dayanan cezai şartın da geçersiz bulunduğunu ileri sürerek takip konusu (3.500.000) liralık kısmının cezai şart olduğunu, resmi şekle bürünmeyen taşınmaz satış vaadi sözleşmesi hükümsüz olduğu cihetle buna dayanan cezai şartında geçersiz bulunduğunu ileri sürerek takip konusu
(3.500.000) lira borçlu bulunmadığının tespitini, davalının % 15 haksız takip tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında, davacının tahsil ettiği (1.750.000) lirayı
uzun süre kullanması ve müvekkilinin mağdur olması nedeniyle tazminat
miktarını saptamak amacıyle bu çeki verdiğini, tacir olan davacının sonradan bu tazminata itiraz etmesinin kötüniyetli bir davaranış olduğunu savunarak
davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, protokolde belirtilen ve çekte tecessüm eden (1.750.000)
liranın davacının kabul ettiği bir tazminat olup cezai şart niteliği
taşımadığı, davalının kullanılan parasının geliri olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve uyuşmazlık konusu
çekin davacının daire bedeli olan davalıdan çok önce almış olduğu para
karşılığı keşide edildiği, paranın zamanında iade edilmemiş olmasından doğan davalı zararının bu suretle karşılanmış olduğunun anlaşılmasına, bu durumda
davacının kısmi bedelsizlik iddiasının MK. 2. maddesinde yer alan objektif
iyiniyet kurallarıyla bağdaşmasının mümkün bulunmamasına göre, davacı
vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı davacı vekilinin bütün
temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 30.5.1985 gününde oybirliğiyle karar verildi.