 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1985/1837
K: 1985/3882
T: 14.06.1985
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara Asl. 1. Ticaret Mahkemesince verilen 12.12.1984 tarih ve 73 - 703 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı avukatı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı (R.K.) ve davalı arasında kurulmuş olan Koll. Şti. davalının temsil yetkisi bulunmadığı halde, eşi (E.)'in ortaklığa kabulü yolunda karar aldığını ve deftere işlediğini, anasözleşme değişikliği yapıp şirketin ünvanını değiştirdiklerini ve birlikte aldıkları kararla şirketin fesih ve tasfiyesine karar verdiklerini belirterek bu kararların iptali ile şirketin anasözleşmesinin eski hale getirilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, sözleşme değişikliklerinin ortaklar kararı ile yapıldığını ileri sürmüştür.
Mahkemece, davacının şirket ortağı olmaması nedeniyle aktif husumete ehil bulunmadığı nedeniyle davanın reddine ilişkin karar Dairemizin 3.11.1983 günlü kararında yazılı nedenlerle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan inceleme sunucu davanın davalısının (T.) Koll. Şti. olması gerektiği görüşü ile davanın husumet noktasından reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dairemizin 3.11.1983 gün ve 1983/4179-4752 sayılı bozma kararında da açıklandığı üzere, davacı kendisinin ortaklıktan çıkarıldığına ilişkin 30.1.1975 gün ve 4 no.lu kararın iptalini istemiştir. TTK.nun 197/II nci maddesi uyarınca, kollektif ortaklıktan çıkarılan ortak, çıkarma kararının noter aracılığıyla tebliğinden itibaren üç ay içinde, diğer ortaklara karşı dava açmadığı takdirde, bu çıkarma kararı kesinleşir. Açıklanan bu duruma göre ortaklıktan çıkarılan ortak, çıkarma kararının iptaline ilişkin davayı, çıkarma kararını alan diğer ortaklara karşı açması gerekir. Davacı işbu davayı çıkarma kararı alan ortaklardan sadece birine karşı açmıştır. Davada zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan, davacının çıkarma kararını imzalayan diğer ortaklara da davayı yöneltmesi bakımından, davacıya uygun süre verilmek suretiyle usul eksikliğin giderilmesi ve sonucu çevresinde bir karar verilmesi gerekirken, davanın ortaklığa karşı açılmadığından söz edilerek reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 14.6.1985 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.