 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1985/1331
K: 1985/1633
T: 22.03.1985
DAVA : Kemal ile A..T.A.Ş. vs. arasında çıkan davadan dolayı (Bakırköy 6. Asliye Hukuk Hakimliği)'nce verilen 13.6.1984 gün ve 52-337 sayılı hükmü onayan dairenin 24.12.1984 gün ve 6143-6431 sayılı ilamı aleyhinde davalı banka avukatı tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalılardan Vahap'ın dört adet emre yazılı senetle toplam (280.000) lira müvekkiline borçlu olduğunu, borçlunun senetleri ödememesi üzerine vekil edenin bankaya ödeme yaptığını, davalı bankanın söz konusu senetleri kaybettiğini, borçu Vahap'ın konkardato istemi kabul edildiğini ve senetler kaybolduğu için alacağın konkardato listesine yazılmadığını ileri sürerek toplam (364.231) liranın davalılardan müteselsilen tahsilini istemiş, davanın kabulüne ilişkin karar dairemizce onanmıştır
Davalı A...vekili süresinde karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Kıymetli evrak öyle senetlerdir ki, bunlarda mündemiç hak senetten ayrı olarak ileri sürülemeyeceği gibi başkalarına da devredilemez (TTK.557). Kıymetli evrakın borçlusu, ancak senedin teslimi karşılığında ödeme ile yükümlüdür (TTK. 558/1). TTK.nun 563 ve onu izleyen maddeleri ile aynı Yasanın 669 ve devamı maddelerine göre, kıymetli evrak zayi olduğu takdirde senet üzerinde hak sahibi olan kişi, bu senedin iptaline ve ödemenin men edilmesine karar verilmesini mahkemeden talep edebilir. İptal kararı üzerine hak sahibi hakkını, poliçede kabul edenden ve diğer senetlerde keşideciden yeni bir senet düzenlemesini isteyebilir. Somut olaya gelince;
Dava konusu senetlerde, davacı lehtar, davalılardan Vahap keşideci ve dava dışı Durmuş da hamildir. Davacı lehtar, söz konusu emre yazılı senetleri, dava dışı Durmuş'a ciro etmiş ve bu kişi de davalı A...'a senetleri tahsile vermiş, banka da tahsil işlemine girişerek ödenmeyen senetleri protesto ettirmiş ve ödenmediği için hamil Durmuş'a iade etmek istemiş, bu sırada senetler PTT. tarafından kaybedilmiştir. Bu senetlerin kaybedilmesi üzerine, hamil, edilmeden tüm senetlerin bedeli (280.000) lirayı 5.3.1979 tarihinde hamile ödeyerek ibraname almış ve bu ibranameye dayanarak, işbu davayı açmış, davalı keşideci Vahap ile senetlerin tahsili işlemini yapan ve senetlerin kaybedilmesinde kusuru olduğu ileri sürülen A...'dan senet bedelleri, protesto gideri ve yasal faiz olarak toplam (364.231) liranın ödetilmesini istemiş, mahkemece de, bu tutarın davalı bankadan tahsiline, diğer davalı keşidecinin senetlerin kaybedilmesinde kusuru olmadığından, davalı hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir. Bu davanın devamı sırasında davalı banka, senetlerin kaybı nedeniyle senet iptali davası açmış ve İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi de 15.11.1979 gün ve 1979/312-241 ek kararla, senetlerin iptaline karar vermiştir.
Dava dışı senet hamili Durmuş, kaybolan emre yazlı senetler bakımından davacı lehtar Kemal'e başvurmuş ve adı geçen lehtar emre yazılı senetler ibraz edilmeden, hamile ödeme yapmaması gerekirken bu kişiye senet bedelini tediye etmiştir. Kaybolan senetlere uygulama olanağı bulunan TTK.nun 676/11. maddesi hükmüne göre, senet hamili iptal edilen senetler için senedin asıl borçlusuna (poliçede kabul edene) karşı senetten doğan hakkını ileri sürebilir. Şu halde hamil, senet bedelini sadece senet borçlusundan isteyebileceğine nazaran, davacı lehtarın, kaybolan senet yönünden hamile karşı herhangi bir ödeme yapmaması gerekir. Buna rağmen davacı lehtar hamile ödeme yapmıştır. Hal böyle olunca ödenmemesi gereken bir parayı ödeyen lehtar, artık, senet borçlusundan herhangi bir istemde bulunamaz. Bunun sonucu olarak davacı lehtarın gerek davalı senet borçlusuna ve gerekse emre yazılı senedi kaybeden ve tahsil işlemlerine girişen davalı bankaya karşı dava açmak hakkı yoktur. Ancak koşulları varsa, davacının, hamile karşı haksız iktisap hükümlerine göre dava açmak hakkı söz konusu olabilir. Açıklanan bu duruma göre, davacının açtığı davanın, davalı banka yönünden de reddi gerektiği halde, her nasılsa kabule ilişkin mahkeme kararının onandığı anlaşılmakla, davalı bankanın karar düzeltme isteminin kabulüne ve Dairemizin onama kararının kaldırılmasına ve ayrıntılı olarak belirtilen nedenlerle mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı bankanın karar düzeltme isteminin kabulüne, Dairemizin 24.12.1984 gün ve 6143-6431 sayılı onama kararının kaldırılmasına ve mahkeme kararının belirtilen nedenlerle (BOZULMASINA) ödediği temyiz peşin ve ilam harçlarının isteği halinde karar düzeltilmesini isteyene iadesine, 22.3.1985 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.