 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1985/1289
K: 1985/1567
T: 21.03.1985
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul Asl. 1. Ticaret Mahkemesince verilen 28.11.1984 tarih ve 2577-4100 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı avukatı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkili şirkete nakliyat sigortalı bulunan T. Zirai Donatım Kurumuna ait kannitrat gübresini taşıyan davalının gemisine 9.900 ton olarak yüklenen gübreyi 396 torbada 19800 kg. noksan teslim etmesi nedeniyle, sigortalısına ödenen 383.445 TL.nın rücuen faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, noksanlığın taşıma sırasında meydana gelmeyeceğini, ambalaj yetersizliği ya da puvantaj hatasından ileri gelmiş olabileceğini, TTK.nun 1063/5 ve konşimentonun 4/d maddelerine göre sorumlu tutulamayacaklarını üstelik noksan miktar ve oranına göre bunun fire sayılması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia ve savunmaya ibraz edilen delil ve belgelere bilirkişi kurulunun raporunda belirtilen binde 2 oranındaki eksikliğin sayma hatasından ileri gelebileceği yolundaki görüşün İstanbul Deniz Ticaret Odasının teamül niteliğindeki kararı ile de doğrulandığı gerekçesiyle taşıyanın sorumlu tutulamayacağından davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Taşıyan malların yükletilmesi, istifi, taşınması, elden geçirilmesi ve boşaltılmasında tedbirli bir taşıyanın dikkat ve özenini göstermekle yükümlüdür. Teslim alındıkları andan teslim edildikleri ana kadar geçen müddet içinde malların ziyaı veya hasarı yüzünden doğacak zararlardan taşıyan sorumludur. (TTK. m. 1061).
Taşıyanla gönderilen arasındaki hukuksal ilişkide konşimento kapsamı esas tutulur. Konşimento teslim edilen malın belli bir gemiye yüklendiğini veya yükletilmek üzere teslim alındığını belgelendirdiği gibi malın ölçü sayı ve tartı markaları dış görünüşü ile cins ve niteliğinin doğruluğu hakkında karine oluşturur. (TTK. m. 1100). Ancak TTK.nun 1100 ve 1110. maddesine dayanılarak yükletenin beyanları hakkında rezerv (şreh) konulması halinde konşimentonun doğruluğuna ilişkin karine oluşmaz ve malın konşimentodaki kayıtlara uygun olarak taşıyana teslim edilmiş bulunduğunun ispatı da konşimento hamiline düşer.
Öte yandan taşıyıcının sorumlu olamayacağı haller TTK.nun 1063. maddesinde ayrıntılı biçimde düzenlenmiştir. Bu maddenin 7. bendine göre de malın kendi doğal cins ve niteliğinden ileri gelen zararlardan taşıyıcının sorumlu olamayacağı açıkça belirtilmiştir. Fakat zararın malın kendi doğal yapısı ve niteliğinden meydana gelmesi olasılığı ile birlikte taşıyanın sorumlu olduğu bir kusurdan ileri gelmesi de olanaklıdır. Bu takdirde taşıyanın kusuru, zararın doğumuna etkili olduğu ölçüde sorumluluğu arttırır veya eksiltir.
Somut olaya gelince:
Davalı taşıyıcı hiçbir rezerv kaydı bulunmayan konşimento düzenlemek suretiyle davacı şirkete sigortalı bulunan 9900 ton gübreyi teslim aldığı ve boşaltma sırasında bu gübreyi 396 torba olarak 19800 kg.nı eksik teslim ettiği anlaşılmıştır. Ne var ki bu eksiklik tutarı, dökmeli ve torbalı mallar için uluslararası uygulamada öngörülen teamül uyarınca %2 fire sınırının altında kabul edilerek mahkemece dava red edilmiştir. Ancak konşimentoda taşınan gübre için herhangi bir rezerv kaydı yoktur. Ayrıca taşınan gübre, doğal yapısı ve niteliği gereği kendiliğinden eksilen bir mal da değildir. Bu gübrenin naylon torba içinde olması ve torbaların sayılması olanağı bulunması nedeniyle firenin kabul edilmesi düşünülemez. Kaldı ki, İstanbul Deniz Ticaret Odasının kararı, olay tarihinden sonra alındığı gibi böyle bir kararın bağlayıcılığı da tartışma konusudur. Davalının ileri sürdüğü puvantaj hataları da davalının sorumluluğunu ortadan kaldıramaz. Bu itibarla biraz önce açıklanan nedenler ve davalının taşıdığı gübrenin cins ve niteliği gereği kendiliğinden eksilen bir mal olmaması itibariyle, davalının eksik çıkan gübre tutarından sorumlu olması gerekmekte, davanın yazılı olduğu biçimde reddi doğru görülmemiş ve hükmün bozulması cihetine gidilmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına bozulmasına ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine 21.3.1985 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.