 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1985/4787
K: 1985/5604
T: 21.10.1985
DAVA : Davacı, iş kazasında ölen ve yaralanan sigortalı işçiler için yapılan harcamalar üzerine uğranılan Kurum zararının rücuan ödetilmesini istemiştir. Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
KARAR : Bu davanın yasal dayanağını oluşturan SS.Kanunun 26. maddesi gereğince alınan ve hükme dayanak kılınan bilirkişi raporunun cezada alınan bilirkişi raporu ile aynı düşünceyi paylaşmakla birlikte, bir önceki rapor ile aralarında % 100 oranında çelişki mevcut bulunmaktadır. Yani, bu raporlardan ilki zararlandırıcı olaydan işvereni % 100 kusurlu görmesine rağmen, sonraki ve hükme dayanak alınan, işvereni tümden kusursuz bulmakta ve olayın tümüyle kötü rastantıların sonucu olduğunu öngörmektedir. Günümüz teknolojisinin böyle bir olayda sonucu salt kötü rastlantılara bırakması hemen hemen olanaksızdır ve kötü rastlantı denilen olguların ardında insan yanlığı ve savsamalarının bulunması asıldır. Esasen, bu olay dolayısıyla alınmış tüm bilirkişi raporlarının anılan madde çevresinde yapılmış bir araştırma ve inceleme sonucu olduklarını söylemek de hemen hemen mümkün değildir. Gerçekte, SSK.'nun anılan 26. maddesi hükmünde, işgüvenliği mevzuatından söz edilmektedir. Bunun, mahkeme uygulaması açışından anlamı ve hakime verdiği talimat şudur: Böyle bir olayın varlığı takdirinde mahkeme, maddi olguyu sağlıklı ve kesinlikle bizzat saptadıktan sonra, bu tür işlerde iş güvenliği mevzuatına göre işverence ne gibi önlemlerin alınması gerektiğini -gene bu mevzuat belirtilerek- saptayacak ve ancak bundan sonradır ki, somut maddi olaya göre mevzuata uyulup uyulmadığını belirleyecektir. Bu yönde oluşturulmamış bir bilirkişi incelemesi yeterli sayılamaz. Bu bakımdan, şimdilik, başka bir yön söz konusu edilmeksizin eksik düzenlenmiş bilirkişi raporuna dayandırılan hüküm bozulmalıdır. Yapılacak iş, İşçi Sağlığı ve Güvenliği konularında uzman kişilerden oluşturulacak yeni bir bilirkişi kurulu aracılığı ile yukarıdaki esaslar çevresinde yeni bilirkişi incelemesi yaptırılması, bu incelemede eskilerinden farklı olarak, zararlandırıcı sigorta olayına uğrayan sigortalıların yer itibariyle dahi almaları gerekli önlem bulunup bulunmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre hüküm kurulmasından ibarettir.
O halde, davacı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 21.10.1985 gününde oybirliğiyle karar verildi.