 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1985/2347
K: 1985/2493
T: 22.04.1985
DAVA: Davacı, davalılardan Sümerbank Beykoz ve Deri Kundura Sanayii Müessesesine ait işyerinde 1.3.1965 tarihinden 19.4.1967 tarihine kadar geçen çalışmalarının o tarihte alınan ücret ve çalışma gün sayısı itibariyle sigortaya tescilinin yapılmasına ve sigortalı hizmetten sayılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, (...) işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
KARAR: 1- Gerçi taraflar arasında yasanın tanımladığı biçimde bir çıraklık sözleşmesi bulunmamaktadır ve bu yönden işverenle davacı arasındaki ilişkiyi 6 haftalık kurs süresi için çıraklık ilişkisi olarak nitelendirmek mümkün değildir. Ne var ki, bu 6 haftalık çalışmada davacının hizmetinden yararlanmadan çok, ona kurs çevresinde kundura sanatını öğretme ve yetiştirme amacının ağır bastığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Bundan başka, o tarihlerde yaklaşık olarak 12 ve 13 yaşlarında bulunan davacının kundura sanatı çevresinde birtakım eylemli çalışmaları bulunduğu kabul olunsa bile, bu çalışmanın görülen işin doğal mahiyetinden doğma uygulama ve ğrenme kavramına gireceği açık-seçiktir. Bu süre içerisinde davacıya verilen öğle yemeklerinin ayni ücret niteliği dışında, yardım amacına ilikin olduğu da ortadadır. Bu bakımdan bu süre için hizmet kurs süresi bakımından hizmet akdinin tem öğeleri olan hizmet ve ücret öğelerinin bulunmadığı ve bunun için de davacıyı 6 haftalık kurs süresi açısından sigortalı saymanın yasal ve hukuksal olanağı yoktur. Bundan ötürü davacının bu zaman kesitini amaçlayan temyiz itirazları red olunmalı, hükmün bu kesimi onanmalıdır.
2- 6 haftalık süreyi izleyen 240 günlük krus süresi içerisinde davacının hizmet akti esasları çevresinde ve dolayısıyla, sigortalı niteliği ile çalıştığının kabulü gerekir. Zira açıklanan temel öğeler bu sürede gerçekleşmiştir. Davacıın anılan zaman kesiti içerisinde olağan bir sigortalı gibi çalışması, giderek, fazla çalışması dahi bulunması ve bu çalışmaların karşılığı olarak olağan sigortalılar gibi kazanç sağlamış olması bunun kanıtıdır.Bu bakımdan, davacının bu süre açısından sigortalı sayılması gerekirken çıraklık sözleşmesinin bulunmadığı ve böyle bir sözleşme bulunmadıkça bir kimsenin çırak sayılamayacağı gözetilmeksizin istemin bu kesime ilişkin olarak dahi red olunması isabetsizdir. Ve davacının bu yönü hedef tutan temyiz itirazları yerindedir.
3- Davacının 1.1.1966 tarihinden sigortaya tescilinin yapıldığı 18.4.1967 tarihine kadar olan süreye ilişkin isteminin hukuki yarar koşulunun bulunmamasından ötürü red olunması da isabetli sayılamaz. Gerçi, işverenin bu yönden bir uyuşmazlık çıkardığı söylenemez. Ancak davalılardan Kurum bu dönemi çıraklık ilişkisi şeklinde kabul etmekte ve uyuşmazlık çıkarmaktadır. Sözü edilen tarihler arasında çalışmanın niteliği yönünden davalı Sosyal Sigortalar Kurumunun uyuşmazlık çıkardığına ve davacının var olan bu uyuşmazlığı gidermekte açık hukuki yararı bulunduğuna göre, bu hususu amaçlayan temyiz itirazları da kabul edilmeli ve hüküm bu noktadan bozulmalıdır.
O halde, temyiz olunan hükmün sadece iki ve üç nolu bentlerde yazılı nedenlerden ötürü bozulması gerekir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün iki ve üç nolu bentlerde yazılı nedenlerden ötürü BOZULMASINA, 1 no'lu bentte yazılı nedenle o kesimin ONANMASINA, (...) 22.4.1985 gününde oybirliğiyle karar verildi.