 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1984/9-168
K: 1986/48
T: 29.1.1986
- STATÜ DEĞİŞİKLİĞİ ( İşçilikten Memurluğa Geçiş-Kıdem Tazminatı Ödenip Ödenmeyeceği )
- İŞÇİLİKTEN MEMURLUĞA GEÇİŞ ( Kıdem Tazminatı Ödenip Ödenmeyeceği )
- KIDEM TAZMİNATI ( İşçi Statüsünde Memur Statüsüne Geçiş Halinde Ödenip Ödenmeyeceği )
- İŞ ŞARTLARINDA DEĞİŞİKLİK ( Değişikliğe Rağmen Çalışılmaya Devam Ediliyorsa Kıdem Tazminatı İstenemeyeceği )
1475/m.14,16
DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 1. İş Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 19.7.1983 gün ve 356-590 sayılı kararın inclenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 14.11.1983 gün ve 6963-9260 sayılı ilamıyla; ( ...Davalı, davacı D.B. Deniz Nakliyat T.A.Ş. Genel Müdürlüğü'nde işçi statüsünde çalışmakta iken Bakanlar Kurulu Kararı ile Genel Müdür Yardımcılığı'na atanmış, böylece statüsü değiştirilmiş ve kıdem tazminatı ödenmiştir.
Davacı Genel Müdürlük, Maliye Bakanlığı'nın yazısı üzerine, davalıya kıdem tazminatının sehven ödendiğinin anlaşıldığını bildirerek istirdadını dava etmiştir.
Gerçekten, kıdem tazminatı hakkının hangi hallerde elde edilebeleceği 1475 sayılı İş Kanunu'nun değişik 14 üncü maddesinde gösterilmiştir. Buna göre diğer koşullar yanında hizmet aktinin anılan maddede gösterilen sebeplerden birisi ile feshedilmiş veya sona ermiş olması sona erdiren hukuki bir işlem olup, bu yoldaki iradenin karşı tarafa açıklanmasıyla gerçekleşmiş olur. Statü değişikliğinde böyle bir irade açıklaması yoktur. Bu nedenle işverenin feshinden söz edilemez. Burada ancak iş şartlarının esaslı bir şekilde değişikliği söz konusu olabilir. Bu hal ise İş Kanunu'nun işçiye fesih hakkı tanıyan 16 ncı maddesinin 11 inci bendinin ( e ) fıkrasındaki durumu oluşturur.
Olayda, davalının akti feshetmeyerek yeni görevinde çalışmasını sürdürdüğü anlaşılmaktadır. O halde, davalı için kıdem tazminatı isteme hakkı doğmamıştır. Esasen, işçilikte geçen hizmet süresi ilerde tabi olduğu mevzuat açısından şartları gerçekleştiğinde kıdem tazminatı ya da emekli ikramiyesinde değerlendirilecektir.
Bu nedenle davacı, davalıya ödediği kıdem tazminatını geri isteyebilir.
O halde, geri almanın diğer unsurları da incelenerek sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, feshin gerçekleştiğinden bahisle isteğin reddi yolsuzdur... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itarazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'nin 429 uncu maddesi gereğince BOZULMASINA, 29.1.1986 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI :
Davalının, işçi statüsünde çalışmakta iken Bakanlar Kurulu kararı ile davalı Şirkette Genel Müdür Yardımcılığı'na atanmak suretiyle memur statüsüne geçirildiği anlaşılmış bulunmaktadır.
Kıdem tazminatının hangi hallerde ödeneceği 1475 sayılı Kanun'un değişik 14 üncü maddesinde öngörülmüştür. Bu Kanun'da, iş sözleşmesinin feshi veya sona ermesinden söz edilmiştir. Davalı, Bakanlar Kurulu'nca memur statüsüne geçirilerek iş sözleşmesi sona erdiğine göre, kıdem tazminatını istemek hakkını kazanmıştır. Davalının işine memur olarak devam etmesi veya ileride hizmetlerin birleştirilmesi olanağının bulunması davalının kazanmış olduğu kıdem tazminatının ödenmesini engelleyemez.
Bu nedenlerle mahkeme kararınını onanması düşüncesiyle çoğunluğun gerekçesine katılmıyorum.