 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1984/822
K: 1986/4
T: 15.01.1986
DAVA : Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Ankara Asliye 9. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 13.6.1983 gün ve 908-387 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 27.3.1984 gün ve 2378-3038 sayılı ilamı; (.. Davacı, tesbit raporu ve trafik tutanağına dayanarak dava açılmıştır. Mahkemece 8.3.1983 günlü oturumda, tarafların kusurunun tesbiti ve davacının isteyebileceği tazminat miktarının tayini bakımından bilirkişi ücreti yatırılmasına karar verildiği, tayin edilen süre içinde bu paranın yatırılmaması üzerine, mahkemece 6.4.1983 günlü oturumda davacı tarafa 3 günlük kesin mehil verilmesi olduğu ve davacı vekilinin 11.5.1983 günlü dilekçeyle müvekkilinin Almanya'da bulunduğunu, durumu kendisine bildirdiğini, ancak henüz cevap alamadığını bu sebeple sürenin uzatılmasını istediği görülmüştür. Gerçekten dava dilekçesinin tetkikinde davacının Almanya'da ikamet etmekte olduğu anlaşılmaktadır. Usulün 159. maddesi gereğince hakimin tayin ettiği müddetlerin makul sebeplere binaen tenkis veya tezyidi mümkündür. Davacının Almanya'da oturduğuna göre, davacı vekilinin ileri sürdüğü sebep süre uzatma yönünden makul bir sebeptir. Bu itibarla, davacı vekiline bilirkişi incelemesi için gerekli masrafları yatırmak üzere uygun bir mehil verilmesi zorunlu olduğu gibi esasen davacı bir kısım delillerinde ibraz etmiş bulunmaktadır. Bu itibarla mehil kabul edilmese dahi mevcut delillere göre, sabit olan miktar için bir karar verilmesi gerekirken, davanın tümünün reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Olayda zarar isbat edilmiş bulunması itibariyle zarar miktarının tesbiti mahkemeye ait bir keyfiyettir. Bunun içinde bilirkişi incelemesi zorunludur. Ayrıca verilen mehdi de işin mahiyeti itibariyle uygun değildir. Bu nedenlerle mahkemece Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı BOZULMASINA oyçokluğu ile karar verildi.