 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1984/816
K: 1986/216
T: 12.03.1986
DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 12. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 18/7/1983 gün ve 50-371 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 26/12/1983 gün ve 8140-9237 sayılı ilamı: (...Yanlar arasındaki uyuşmazlık, iddia ve savunmaya göre tahrif edilmiş, 3/7/1978 günlü satış sözleşmesinden doğmaktadır. Davacı bu sözleşmede yazılı ve ödenmesi gereken 110.000 lirayı istemiş; davalı savunmasında, davacının sözleşmede tahrifat yaptığını ve karakolda da sözü edilen parayı aldığını açıkladığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Yapılan bilirkişi incelemesinde sözleşmelerden davacının değil, davalının sunduğu örnekte tahrifat yapıldığı anlaşılmıştır. Davacının karakoldaki payı aldığına ilişkin 12/11/1979 günlü beyanı duruşma dışı ikrar olup başkaca delillerle doğrulanması gerekir. Kaldı ki, davacı, bu ifadesinden sonra 26/11/1979 gününde Ankara Valiliğine verdiği dilekçe ile davalının emniyette amir olan oğlunun durumundan yararlanarak gece vakti emniyet sarayına götürülüp burada işkence yapılacağı tehdidi ile paradan vazgeçmesinin istenildiği yolunda şikayetçi olmuştur.
Bu durumda 110.000 lira borcunu ödediği yolundaki savunması davalı yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Bu yön gözetilmeden ve aksine düşüncelerle davanın reddedilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle, yemin teklif etme hakkı olduğu davalıya hatırlatılarak sonucu dairesinde bir karar verilmek gerektiğine göre, Hukuk Genel Kuruluncada benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 12.3.1986 gününde oyçokluğu ile karar verildi.