 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1984/802
K: 1986/329
T: 02.04.1986
DAVA : Taraflar arasındaki "asgari ücret farkından alacak davasından" dolayı yapılan yargılama sonunda, Borçka Asliye Hukuk (İş) Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 25.10.1983 gün ve 1928/126 E. 1983/259 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 6.2.1984 gün ve 1983/10498 E. 1984/980 K. sayılı ilamiyle, ( ..Davacı 1.3.1979 - 28.2.1981 tarihleri arasında geçerli toplu iş sözleşmesinin 49 uncu maddesine dayanarak, 1.5.1981 - 1.5.1982 tarihleri arası için 1.5.1981 tarihinde yürürlüğe konulan asgari ücret 333 lira ile bir önceki asgari ücret 180 lira arasındaki 153 lira farkı istemiştir.
Gerçekten sözü edilen toplu iş sözleşmesinin 49 uncu maddesinde aynen "bu sözleşmenin yürürlük süresi içinde asgari ücretlerinin, asgari ücret tesbit komusyonunca yeniden saptanması halinde, bu yeniden saptanan asgari ücretle, bir önceki yasal asgari ücret olan 180 TL.'sı arasındaki fark, işçiye bu sözleşme ile sağlanan zam hak ve yasalar dışında ayrıca munzam bir zam olarak verilir" denilmektedir. O halde davanın reddi gerekirken kabulü isabetsizdir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca İncelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü :
KARAR : Toplu iş sözleşmesinin uyuşmazlıkla ilgili 49 uncu maddesinde "bu sözleşmenin yürürlük süresi içinde ücretlerin asgari ücret komisyonunca yeniden saptanması halinde bu yeniden saptanan asgari ücretle, bir önceki yasal asgari ücret arasındaki fark, işciye bu sözleşme ile sağlanan zam, hak ve yararlar dışında ayrıca munzam bir zam olarak verilir" denilmiştir. Özel daire ile mahalli mahkeme arasındaki görüş ayrılığı toplu sözleşme süresi bittikten sonra asgari ücretlerin yeniden belirlenmesi ile az önce metni aynen alınan toplu iş sözleşmesi uyarınca iki asgari ücret arasındaki farkın istenebilip istenemeyeceği yönüne ilişkin bulunmaktadır. Önce şu hususun özellikle belirtilmesi gerekir ki, toplu iş sözleşmesinin 49 uncu maddesi hükmünün normatif nitelikte bir hüküm bulunduğu tartışmasızdır. O halde çözümlenmesi gereken husus 49 uncu maddede hükmünün toplu iş sözleşmesinin süresi bittikten sonra asgari ücretin yeniden belirlenmesi halinde uygulama yerinin bulunup bulunmayacağı yönüne ilişkin bulunmaktadır.
TİSGLK'nun 3 üncü maddesinin 1 sayılı bendinin son fıkrası hükmünce "Her ne sebeple olursa olsun sona eren TİS'nin hükümleri yenisi yürürlüğe girinceye kadar, hizmet akdi hükmü olarak devam eder" Görülüyor ki, yasa koyucu burada TİS hükümlerinin yenisi yapılıncaya kadar hizmet akdi hükmü olarak devam edeceğini öngörmüştür. Bu sözleşmenin doğal sözleşmesinde mevcutmuş gibi hukuki sonuçlar doğurmaya, yenisi yapılıncaya kadar devam edecektir. Bu yorum tarzı Yasa Koyucunun iş barışının korunması amacına ve ücret dağılmında hakkaniyete de uygun düşecektir.
TİS'sine konulan önceki ve sonraki asgari ücret arasındaki farkın ayrıca ücretlere eklenmesi yolundaki uygulamanın bir amacı da eski, tecrübeli, işyerine uzun emeği geçmiş işçilerle, işe yeni girenlerin ücretleri arasında dengenin sağlanmasıdır. Böyle bir hüküm konulmaması bir yerde işe yeni girenle eski bir işçinin ücretlerini bazı hallerde aynı duruma getirme sonucunu doğurabilir. Özel Daire bozma kararında ve Hukuk Genel Kurulundaki görüşmelerde bazı üyeler sona eren TİS hükümlerinin TİS'nin yürürlük süresi içinde gerçekleşen haklar için söz konusu olduğunu, başka bir anlatımla TİS ile sağlanan hakların TİS'nin sona ermesinden sonraki dönemde de devam etmesi amacına yönelik bulunduğunu, diğer taraftan TİS'nin ancak yürürlük süresi ile sınırlı olarak hükümler getirilebileceği, sözleşmenin sona ermesinden sonraki dönem için tarafların düzenleme yapmak yetkilerinin bulunmadığı görüşleri savunulmuş ise de çoğunluk şu gerekçelerle bu görüşlere katılmamıştır.
TİS'nin ücretler konusunda getirdiği haklar TİSGLK'nun 3/1 inci maddesinin " yenisi yürürlüğe girinceye kadar hizmet akdi hükmü olarak devam eder" hükmü dışında da yasal himaye altındadır. Başka bir anlatımla, kazanılmış hak oluşturan bir unsurun TİS sona erince geri alınması düşünülemez. Olayda örneğin 49 uncu maddeye göre TİS süresi içinde gerçekleşen asgari ücret farkını sözleşme sona erdi diye işveren geri alamaz. Diğer taraftan TİS'nin ancak ilişkisi bulunduğu dönem için düzenlemede bulunabileceği, onun dışında gelecek için düzenlemede bulunamayacağı hususu Özel Daire bozmasında da açıklandığı üzere Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu'nun temel ilkelerindendir Ne var ki olayda TİS'nin süresinin dışında bir düzenleme mevcut olmayıp, yenisi yapılıncaya kadar sona eren TİS'nin TİSGLK'nun 3/1 inci madde uyarınca hükmünü icra etmesi, etkisini sürdürmesi söz konusudur.
Burada TİSGLK'nun 3/1 inci maddesinin uygulanması açısından şu husus da özellikle belirtilmelidir. Sona eren TİS hükmünün hizmet akdi olarak devamı TİS'nin sona ermesinden sonra işyerine giren işçiler için söz konusu edilemez.
Bütün bu açıklamaların sonucu olarak normatif hüküm niteliğinde bulunan TİS'nin 49 uncu madde hükmünün sözleşme sona erdikten sonra yenisi yapılıncaya kadar hizmet akdi olarak devam edeceği ve iki asgari ücret arasındaki farkın istenilebileceğinin kabulü gerekir. Meğer ki sonradan yapılan TİS ile ödenmemiş asgari ücret farkarı dikkate alınarak düzenlemede bulunulmuş olsun. Bu nedenlerle direnme uygun bulunduğundan diğer yönler incelenmek üzere dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme uygun bulunduğundan diğer yönlerden temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın 9. Hukuk Dairesine gönderilmesine ilk görüşmede yeterli çoğunluk sağlanmadağından 2.4.1986 gününde ikinci görüşmede salt çoğunlukla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davacı, 1.3.1979-28.2.1981 dönemini kapsayan Toplu İş Sözleşmesinin 49 ncu maddesinde yer alan "bu sözleşmenin yürürlük süresi içinde, asgari ücretlerin "Asgari Ücret Tesbit Komisyonu'nca yeniden saptanması halinde, bu yeniden saptanan asgari ücretle, bir önceki ücret olan 180 TL. arasındaki fark, işçiye, bu sözleşme ile sağlanan zam, hak ve yararlar dışında ayrıca bir zam olarak verilir" biçimindeki hükme dayanarak, 1.5.1981 - 1.5.1982 tarihleri için, 1.5.1981'de yeniden saptanan asgari ücretle önceki ücret arasındaki farkın ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Dayanılan 49. Madde hükmünün normatif nitelikte bir hüküm olduğu tartışmasızdır. Türk hukukunda Toplu İş Sözleşmesinin hizmet aktine ilişkin hükümlerinin sözleşmenin sona ermesinden sonra yenisi yapılıncaya kadar devam etmesi temel ilke olarak benimsenmiştir. Bu kısa açıklamadan sonra 49. madde ile alınacak olursa, anılan maddede, "bu sözleşmenin yürürlük süresi içinde, asgari ücretlerin.. yeniden saptanması halinde" denilmek suretiyle, bir sınırlandırma getirildiği açıkça görülmektedir. Başka bir anlatımla, önceki ve sonraki asgari ücretler arasındaki farktan yararlanabilmesi, asgari ücretin Toplu İş Sözleşmesinin yürürlük süresi içinde saptanması şartına bağlanmıştır. Şayet asgari ücret, Toplu İş Sözleşmesinin sona ermesinden sonra saptanırsa, işçilerin 49. maddenin getirdiği olanaktan yararlanmaları söz konusu olamaz. Olayda asgari ücretin yeniden saptanması, Toplu İş Sözleşmesinin sona erdiği 28.2.1981 tarihinden sonra, 1.5.1981'de gerçekleşmiştir. Bu nedenle davacının yeni asgari ücrete dayanarak istemde bulunma olanağı yoktur. Benzer bir durumda Hukuk Genel Kurulu da 20.11.1985 günlü, Esas: 1984/9-763, Karar: 1985/926 sayılı karar ile aynı çözüm biçimini benimsemiştir.
Bu konuda belirtilmesi gereken bir diğer husus da, Toplu İş Sözleşmesi taraflarının sadece sözleşmenin yürürlük süresi ile sınırlı olarak hükümler getirmek yetkisine sahip olduklarıdır. Başka bir deyişle, sözleşmenin sona ermesinden sonraki dönem için düzenleme yapmak yetkisi taraflara tanınmamıştır. Toplu İş Sözleşmesine yürürlük süresi dışında bir hüküm konulduğu takdirde, bu hükmün tarafları bağlamıyacağı kuşkusuzdur. Bu itibarla, Toplu İş Sözleşmesinin yürürlükte kalacağı dönemle sınırlı olmak üzere öngörülmüş olan 49. madde hükmünün, sırf normatif hüküm olması nedeniyle, sözleşmenin sona ermesinden sonra yenisi yapılıncaya kadar hizmet akdi olarak devam edeceği görüşünü paylaşmak olanağı yoktur.
Gerek Özel Daire bozma ilamında ve gerekse yukarıda açıklanan nedenlerle, direnme kararının bozulması gerektiğinden sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz.