 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1984/763
K: 1985/926
T: 20.11.1985
DAVA : Taraflar arasındaki kıdem tazminatı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Eyüp İş Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 27.3.1984 gün ve 1983/37-145 sayılı kararın incelenmesi davalı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 26.4.1984 gün ve 1984/4196-4739 sayılı ilamıyla; ( Davacı 13.10.1980 tarihli dilekçe ile işverene müracaat ederek ailevi sebeple 15.10.1980 tarihinde işten ayrılacağını bildirerek istifa etmiştir.
1.6.1978-31.5.1980 dönemini kapsayan işkolu düzeyindeki toplu iş sözleşmesinin 29. maddesinde aynen "işveren her toplu sözleşme yılı için genel işçi mevcudunun % 8'i kadar üye için bir ay evvelden işverenliğe yazılı müracaatı üzerine işten ayrılabilir. İşveren bu gibi üyelere yasal kıdem tazminatını her yıl için (30) gün olarak tediye eder..." hükmü yer almıştır.
Davacı anılan maddede öngörülen bir aylık süreye uymadan istifaen işten ayrılmıştır. O halde, kıdem tazminatına hak kazanmamıştır. Mahkemece bu hususun gözetilmemiş olması doğru görülmemiştir.) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'unca inclenerek, direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü :
KARAR : 1.6.1978-31.5.1980 dönemini kapsayan toplu iş sözleşmesinin 29. maddesinde aynen "işveren her toplu iş sözleşme yılı için genel işçi mevcudunun % 8'i kadar üye için bir ay evvelden işverenliğe yazılı müracaatı üzerine işten ayrılabilir. İşveren bu gibi üyelere yasal kıdem tazminatını her yıl için 30 gün olarak tediye eder". Bu hükmün normatif nitelikte bulunduğuna ve toplu iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra yenisi yapılıncaya kadar hizmet akti hükmü olarak devam edeceğinden kuşku yoktur. Ancak şu husus özellikle dikkate alınmalıdır ki, TİS'nin yukarıya metni aynen alınan hükmünden açıkça TİS süresi dolduğuna göre artık bu olanaktan yararlanmak mümkün değildir. Olayda iş aktinin davacı tarafından bozulması TİS'nin süresinin sona ermesinden sonraki bir zamanda gerçekleşmiştir. Bu itibarla, davacı, süresi sona eren ve dönem içerisinde gerçekleşmeyen bir feshe dayanarak hak iddiasında bulunamaz. Kaldı ki, davacı, TİS'nde öngörülen bir ay önceden başvurma koşuluna da uymamıştır. Bu nedenlerle direnme kararı bozulmalıdır. Hukuk Genel Kurulu'unca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'nin 429 uncu maddesi gereğince BOZULMASINA, 13.11.1985 gününde yapılan ilk görüşmesinde yeterli çoğunluk sağlanamadığından, 20.11.1985 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.