 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1984/711
K: 1986/451
T: 18.04.1986
DAVA : Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; MENEMEN Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 16.7.1982 gün ve 1980/646-1982/607 sayılı kararın incelenmesi davalı-mukabil davacı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 21.5.1979 gün ve 1983/360-614 sayılı ilamı;
(.. Taraflar arasında yapılan 3.12.1979 tarihli sözleşmenin 15. maddesinde eserin götürü bedeli (710.000) lira olarak kabul edilmiş, ödemeler hususunda davacı işveren vekilinin teklif ettiği yeminin davalı yüklenici tarafından yerine getirilmesi ile ödemeler toplamının (550.000) liradan ibaret olduğu sübuta ermiş bulunmaktadır.
Davacı eksik ve kusurlu işlerin yüklenici adına giderildiğini ileri sürerek tahsilini dava etmiş olup mahkemece eksik bırakılan işlerle kusurlu işlerin tüm bedeli tutarı takdir edilerek davalı yükleniciden tahsiline karar verildiğine göre böylece tamamlanan eserin götürü bedelinin de davalı ve karşılık davacı durumunda olan yükleniciye ödenmesi gerekir. Gerçekten, yüklenici eseri ikmal etseydi götürü bedelin tamamını almağa hak kazanacağında kuşku yoktur.
Eserin hükmen tamamlanması ile yüklenici tarafından tamamlanması arasında sonuç bakımından, özellikle iş bedelinin ödenmesi açısından hiç ayrım yapmak mümkün değildir. İster yüklenici tarafından, ister onun nam ve hesabına olmak üzere inşaat ikmal edilence eserde bir eksiklik kalmıyacağından, fiziki bir oranlama yapmak olanağı da ortadan kalkmış olur.
Öte yandan, hem eserin tamamlanması hem de götürü bedelin ödenmemesi halinde işverenin malvarlığında haksız bir zenginleşme meydana gelmiş olur.
Olayda işverenin tüm zararları yüklenici tarafından hükmen ve bedelen karşılanmıştır. O halde, götürü bedelden ödenmediği anlaşılan (710.000- 550.000 = 160.000) yüz atmış bin liranın davacı işverenden tahsil edilerek karşılık davacı Erdal Merter'e ödenmesine karar verilmesi gerekir. Yazılı olduğu şekilde mahkemece eksik ödetme kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü :
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 18.4.1986 gününde oybirliği ile karar verildi.