 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1984/663
K: 1984/244
T: 14.03.1986
DAVA : Taraflar arasındaki elatmanın önlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Fatih Asliye 2. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 5.11.1982 gün ve 1982/39-519 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 15.2.1983 gün ve 1983/1346-1377 sayılı ilamı: (.. Davacı hazine, kayden malik olduğu 1 parsel sayılı taşınmazın 60 M2 lik kısmına davalı fabrikanın alet ve techizat koymak 30 M2 lik yere de araba parketmek sureti ile tecavüz ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesini ve ecrimisilin tahsilini istemiştir. Davadan önce Defterdarlıkça düzenlenen 12.5.1977 ve 4.12.1980 tarihli tutanaklarla davalının tecavüzü saptanmıştır. Hazinenin ecrimisil ödenmesine ilişkin tebligata karşı davalı temsilcisinin gönderdiği 10.9.1980 tarihli yazıda "ecrimisil ödenebilmesi için fabrikanın işgalindeki alanın krokisi istenmektedir. Bu ikrar ile dahi davalının nizalı yere tecavüz ettiği kanıtlanmaktadır. Hal böyle olunca; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken mahkemece yazılı olduğu üzere tecavüz konusunda bilgileri olmadığını bildiren tanık beyanlarına itibar edilerek red kararı verilmesi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tecavüz hakkında tek taraflı olarak düzenlenen tutanaklar hükme esas tutulamıyacağı gibi davacı Hazinenin ecrimisil ödenmesine ilişkin tebligata karşı, davalı temsilcisinin gönderdiği 10.9.1980 günlü yazıda başlıbaşına tecavüzü kabul niteliğinde görülemez bunun yan delillerle desteklenmesi gerekir.
Diğer taraftan olayda davacı tanıklarının ifadelerinde çelişki olduğu gibi, davalı tanıkları ile davacı tanıkları beyanları arasında da aykırılık vardır. Bu nedenle HUMK.nun 265. maddesi gereğince tanık ifadeleri arasındaki aykırılığın giderilmesi ve deliller hep birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm tesisi gerekir.
Bu itibarla direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA 14.3.1986 gününde oybirliğiyle karar verildi.