 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1984/619
K: 1986/159
T: 21.02.1986
DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 12. Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 18.7.1983 gün ve 1983/305-377 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 26.12.1983 gün ve 1983/3141-9238 sayılı ilamı: (... Davacı davalı ortaklığa 1 yıl süre ile ve aylık 160.000 liradan kiraladığı işçi lojmanları için 480.000 lira kira aldığını, kalan 9 aylık kiranın verilmediğini, fazla isteğini saklı tutarak 9 aylık kira parası için 30.000 lira üzerinden ayrıca açtığı bir başka davada 754.200 lira istekte bulunmaya hakkı olduğunun kabul edilip tutarı 30.000 liraya hükmolunduğunu bildirerek, bu kez aradaki fark olan 724.200 liranın hüküm altına alınmasını istemiştir.
Davalı, davaya karşı koymuş, mahkemece kira konusu yerin aynı koşullarla 3 ayda kiraya verilebileceği, davacıya ait aylık giderin de 25.000 lira olacağı kabul edilerek 160.000 - 25.000 - 135.000 X 3 = 405.000 liraya hükmolunmuş, fazla istek reddedilmiştir.
Oysa kira alacağını doğuran aynı konu, davacının yine aynı davalıya yönelttiği Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılan 1981/770 Esas, 1982/622 Karar sayılı dava sırasında incelenmiş ve 20.10.1982 gününde verilen kararla kesin çözüme bağlanmıştır. Bu karada, özetle davacının mahrum kaldığı, aylık net kira parasının 83.800 lira olduğu ödenmeyen 9 aylık dönem kirasını 754.200 lira bulunduğu, ancak davacı 30.000 lira istemiş ve fazlaya ilişkin hakları saklı tutmuş olmakla davacının mahrum kaldığı net kira 754.200 liradan bu davada istenen 30.000 lirasının hüküm altına alındığı anlaşılmaktadır. Yanlar bu kararı temyiz etmişler, özellikle davalının, yerin boş kalan 9 aylık süreye ilişkin kirasının istenemiyeceği yolundaki itirazları da yerinde görülmemiş ve Yargıtay'ca onanan hüküm kesinleşmiştir.
O halde, bu karar yanlar açısından oluşmuş bir kesin delil niteliğindedir. Mahkemece bu yön gözetilerek davacının istemine uygun bir karar verilecek yerde, aksine düşüncelerle yazılı biçimde karar verilmiş olması Usul ve Yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı idida ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve Yasaya aykırıdır. Bu nedenle dienme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararını Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz harcının geri verilmesine 21.2.1986 gününde oyçokluğuyla karar verildi.