 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1984/585
K: 1986/136
T: 14.02.1986
DAVA : Taraflar arasındaki "istirdat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; DENİZLİ Asliye 2. Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen
9.3.1983 gün ve 1982/618-95 sayılı kararın incelenmesi davalı tarafından
istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 24.6.1983 gün ve
1983/3125-3302 sayılı ilamı:
(...Keşidecisi dava dışı Kenan Şahin olan (150.000) liralık, çek hamilli davalı Ramazan Emre'ye muhatap davacı bankaca ödenmiş fakat bankadaki çek
hesabında karşılığı para bulunmadığı sonradan anlaşıldığından, çek bedelini
tahsil etmiş olan davalıdan geri alınması dava edilmiştir.
Ancak; çek niteliği itibariyle borç ikrarının havi bir belge değil,
sadece (havale)den ibaret bir ödeme şeklidir. (Y.H.G.K. 9.7.1963 T. 388/28
ve Y.11.D. 23.9.1976-3852-3866 S.K. ve diğer emsal kararlar) TTK.nun 695/5.
maddesine göre karşılıksız çek mümkün olup, bunun ödenip ödenmemesi bankanın seçeneği içinde olmakla beraber, muhatap banka, müşterisi keşideci ile yapmış olduğu çek anlaşması nedeniyle onun kredisini ve itibarını düşünerek
karşılıksız bir çeki dahi çek hamiline ödeyerek sonra kendi müşterisi olan
keşideciye rücu edebilir. Borçlar Kanununun 457. ve 459. maddelerindeki
(havale) hükümlerince de olgu bu yolda değerlendirilmelidir. Borçlar Kanunun 461. maddesinin 2. fıkrasına göre de banka havaleyi kabul ettikten sonra
keşideci artık havaleden rücu edemiyeceğinden ödemeyi yapan bankayı sorumlu
tutamıyacağı gibi, ödenen miktar kadar bankaya karşı sorumlu olur. (Y. Tic. D. 30.12.1969 Tar. 5781-6140 Prof. Ali Sait Yüksel Bankacılık hukuku Sh. 94). Şu hale göre davacı banka davalıya yaptığı ödeme nedeniyle kendisiyle çek sözleşmesi yapmış ve havale hükmünde olarak çek keşide etmiş olan kendi
müşterisi keşideciye rücu edecek iken, ödeme yaptığı çek hamiline karşı
açtığı bu davanın reddi gerekirken, mahkemece kabulüne karar verilmesi
bozmayı gerektirir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,
yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz
edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği
görüşüldü :
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak
ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk
Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken,
önceki kararda direnilmesi Usul ve Yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme
kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme
kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı
BOZULMASINA, 14.2.1986 bozmada oybirliği, nedeninde oyçokluyla karar verildi.