 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1984/501
K: 1986/219
T: 12.03.1986
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Alaçam Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 5.4.1983 gün ve 1982/87-60 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 13.6.1983 gün ve 5426-6091 sayılı ilamı: (...Davacı, dava dilekçesinde Mehmet ve Ahmet Onur Koll. Şti. olarak hüviyetini açıkladığı davalının müteahhit olarak yüklendiği işi yaptığı sırada idareye ait tesislerin zarar gördüğünü ileri sürerek tazminat isteğinde bulunmuştur. Mahkeme, olayda zararı doğuran işi yüklenenin davalı olarak belirtilen şirket olmayıp bu şirketin kuruculardan olan Mehmet Onur olduğunu kabul ederek davayı husumetten reddetmiştir.
Mahkemenin gerekçesine aldığı "davanın taraflarının islah yoluyla düzeltilemiyeceği" yolundaki görüşü doğrudur. Ancak hukuk kurallarını uygulanacağı işlemin içinde amacına uygun olarak yorumlamak zorunludur. Davacı, dava dilekçesinde zararın Tekel'e ait fabrika inşaatını yüklenenin faaliyeti sonucu oluştuğunu ve zararı ondan istediğini hiç bir kuşkuya meydan vermeyecek şekilde açıklamıştır. Ancak dava dilekçesinde bu zararı oluşturan işi yapan kişinin kimliğini yanlış olarak yazmıştır; amaç ise, zararı oluşturan kişiyi Mehmet Onur'u dava etmektir. Davacı da bu yanlışlığı 7.12.1982 günlü dilekçesiyle düzeltmiştir. Bu nedenle yanlış öğrenilen ismin düzeltilmesi (HUMK. md. 80)7 hasım değiştirme olarak kabul edilmemelidir. Kaldı ki, gerçekte dava dilekçesinde ismi açıklanan şirketin, kişiliğinin olay tarihinden önce son bulduğu da dosyadaki bilgilerden anlaşılmaktadır. Olayda hasımda değil, temsilcide yanılma söz konusudur.
O halde mahkemenin husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA 12.3.1986 oybirliğiyle karar verildi.