 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1984/475
K: 1986/175
T: 28.02.1986
DAVA : Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Buldan Asliye Hukuk Mahkemesince davanınn kabulüne dair verilen 4.5.1982 gün ve 1981/121 E. 1982/70 K. sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili ile davalı Elif ve Süleyman tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 17.1.1983 gün ve 1982/6308 E. 1983/227 K. sayılı ilamı : (... Dava muvazaa suretiyle davalı Süleyman Çakmak adına kayıtlı taşınmaza ait tapunun iptali ile davacılar adına tescil isteminden ibarettir. Davalılar muvazaa bulunmadığını, bunlardan Elif ile davacılar arasında tapulama mahkemesinin 1978/2 sayılı dava görülüp davacılar aleyhinde sonuçlandırıldığını ileri sürmüşlerdir. Mahkemece 1978/2 sayılı dosyanın getirlidiği tutanaklardan anlaşılmakta isede tarafları mahiyeti sonucu özetle duruşma zabıtlarına yazılmamış ve o dosya eldeki dosya içinede konmamıştır. Gerçekten aynı sebebe dayanılarak davacılar tarafından sözleşmenin tarafı ve davalı Süleymanın bayii olan Elif aleyhine böyle bir dava açamayacağı düşünülmek gerekir. Öte yandan muvazaa konusunda davacıların gösterdiği tanıklar iddiayı doğrulayacak nitelikte beyanda bulunmamışlardır. Elifin taşınmazı kendi adına tescil ettirmesinin müteakip davalı Süleymana tapuda yapılan işlemin muvazaalı olduğunu kabule yeterli sayılamaz. Buna rağmen dosyada olmayan ve hukuki dayanağı bulunmayan yeterli kabul edilemiyecek gerekçelerle davanın yazılı şekilde davacılar lehine sonuçlandırılması doğru görülmemiştir. Ayrıca satış vaadine dayalı tescil davalarında dava değeri sözleşmede yazılı bedel olacağı cihetle harç ve vekalet ücretinin buna göre hesap ve takdiri gerekirken bu husus gözönünde tutulmadan davalılara fazla harç ve vekalet ücreti yükletilmesi doğru değildir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; Mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararırın süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü :
KARAR : Davacı muvazaaya dayanmış isede isbat edilememiştir. Medeni kanunun 931. maddesi iyi niyetli müktesibi korumakta olup olayda davalının kötü niyetli bulunduğu isbat edilememiştir. O halde davalının iktisabı Medeni kanunun 931. maddesinin himayesi altındadır. Bu nedenlerle mahkemece hukuk Genel Kurulunca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalılardan Süleyman çakmak vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı 28.2.1986 gününde BOZULMASINA, oyçokluğuyla karar verildi.