 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1984/392
K: 1984/715
T: 15.06.1984
DAVA : Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, (Ahlat Asliye Hukuk Mahkemesi)'nce davanın reddine dair verilen 16.3.1982 gün ve 45-35 sayılı kararın incelenmesi davalı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin 8.11.1982 gün ve 5399-6627 sayılı ilamı ile; (.. Dava reddedildiğine ve davalı idare davada vekille temsil edildiğine göre, davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmemiş olması usul ve yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Bu karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de; mahkemece, temyiz süresi geçtikten sonra yapılan temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.
Temyiz eden: Davalı vekili.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek (temyiz isteminin reddi) kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : 1 - 7201 sayılı Tebligat Kanununun 11. maddesinde, vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Temyiz incelemesine konu olan bu davada; davalı idare vekilleri, duruşmalara girmemekle beraber, nöbetçi mahkeme aracılığı ile, vekaletnamelerini de eklemek suretiyle cevap süresinin uzatılması için dilekçe göndermişler; daha sonra, esasa cevap layihasını vermişler ve ilk kararı temyiz ettikleri gibi, mürafaada da davalı idare vekili olarak hazır bulunmuşlardır. Bu durum karşısında artık davalı idare vekillerinin bu sıfatla davayı takip ettikleri kabul edilerek, anılan Yasa hükmü gereğince, direnme kararının kendilerine tebliği gerekir. Nitekim, mahkemece de bu doğrultuda işlem yapılmış ve direnme kararı, davalı idare vekiline 25.4.1983 gününde tebliğ edilmiştir. Temyiz dilekçesi ise, 9.5.1983 günü mahkemeye verildiğinden Usulün 432. maddesinde öngörülen otuz günlük temyiz süresinin geçtiğini kabul etmek mümkün değildir.
O halde, yerel mahkemenin, davalı idareyi temsilen duruşmalara giren Ahlat PTT. Müdürüne ilamın verildiği tarihi esas almak suretiyle, temyiz süresinin geçirildiğinden söz ederek verdiği temyiz isteminin reddine ilişkin 14.3.1984 gün ve 1983/2 sayılı karar, Usulün 2494 sayılı Yasa ile değişik 432/son maddesi hükmünce bozulmalı ve davalı vekilinin direnme kararına yönelik temyiz istemi incelenmelidir.
2 - Gerek Özel Daire bozma ilamında ve gerekse yukarıda birinci bentte açıklandığı üzerine, davalı idare, davada vekille temsil edilmiş bulunduğundan yararına vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirdi. Çünkü, davada haklı çıkan taraf yararına yargılama gideri olarak vekalet ücretine hükmedilebilmesi için, vekilinin duruşmalara girmiş olması şart değildir. Yargılama gideri olarak, haklı çıkan taraf yararına vekalet ücreti hükmedilmesi, diğer tarafın, onu vekil tutmak zorunda bırakmış olması olgusundan kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, vekilin yargılama ile ilgili olarak, yazılı ya da sözlü duruşmada, hukuki yardımda bulunduğunun gerçekleşmesi halinde vekalet ücreti takdir edilmelidir.
Öyle ise, davalı yararına vekalet ücreti takdiri gerektiğine ilişkin olan 7e Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma ilamına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : 1 - Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle, davalı vekilinin direnme kararına yönelik temyiz isteminin, süre aşımı yönünden reddine ilişkin 14.3.1984 gün ve 1983/2 sayılı kararın HUMK.nun 432. maddesi gereğince bozulmasına ve davalı vekilinin direnme kararına karşı vaki temyiz isteğinin incelenmesine,
2 - Davalı vekilinin direnme kararına yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 15.6.1984 gününde oyçokluğu ile karar verildi.