 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1984/305
K: 1984/750
T: 20.06.1984
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı, bozma üzerine direnme yoluyla (Samsun 2. Asliye Hukuk Mahkemesi)'nden verilen 8.6.1979 gün ve 1284 - 484 sayılı kararın bozulmasını kapsayan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'ndan çıkan 25.9.1983 gün ve esas 1980/11 - 1723 ve karar 558 sayılı ilâmın,karar düzeltmesi yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, Hukuk Genel Kurulu'nca, dilekçe, düzeltilmesi istenen ilâm ve dosyadaki ilgili bütün kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : HUMK.nun 440.maddesi hükmüne göre, Yargıtay kararlarına karşı, tefhim veya tebliğden itibaren 15 gün içinde, yani maddede gösterilen sebeplerden dolayı, karar düzeltme yoluna başvurabilir. Bu hüküm, karar düzeltme sebeplerini tahdidi sınırlı olarak göstermiş olup, dört tanedir. Hal böyle olunca, anılan hükümde öngörülen sebeplerin dışındaki bir sebepten dolayı karar düzeltme istenemez. Ancak, karar düzeltme sebeplerinin sınırlı olması, bu sebeplerden hangisine dayanıldığının, dilekçede açıkça gösterilmesi gerektiği anlamına gelmez. Esasen, karar düzeltme isteminde bulunan tarafın, Yasada öngörülen sebeplerden hangisine dayandığını, dilekçesinde açıkça göstermesi gerektiğine ilişkin bir Usul hükmü de yoktur. Gerçekten, Usulün 440. maddesinin son fıkrasında evvelce mevcut olan; "Mahkemei Temyiz müstedii tashihin dermeyan ettiği esbap haricinde sair esbabı kanuniye taharri ve tetkik edemez" şeklinde hüküm, 1711 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik sırasında kaldırılmış bulunmaktadır. Böylece, karar düzeltme isteğine ilişkin dilekçede, hangi sebeplere dayanıldığını gösterip açıklamak zorunluğu kalmamıştır.
Öte yandan, karar düzeltme müessesesi, Yargıtay'ın kararını, kanunen belli sebeplerle yeniden gözden geçirmesini sağlamaya yönelik ve temyiz yolunu tamamlayıcı bir kanun yoludur. Görülüyor ki, karar düzeltme yolunun asıl amacı, Yargıtay'ın temyiz incelemesi sırasında yapmış olduğu hatalardan dönmesini ve onları düzelterek, adaletin tecelli etmesini sağlamaktan ibarettir. Bu nedenle de, Yargıtay'ın, anılan amaca uygun olarak, istekle bağlı olmaksızın kanunun tehdidi olarak saydığı karar düzeltme sebeplerinin mevcut olup olmadığını araştırması gerekir.
Kaldı ki, olayda, davacı vekili tarafından süresinde verilen karar düzeltme dilekçesinde; "...mahkemenin direnme kararı yerinde, usul ve kurallara uygun olduğu..." ileri sürülmek suretiyle, düzeltilmesi istenen Hukuk Genel Kurulu il^mının "usul ve kanuna aykırı" olduğu nedenine dayanıldığı da açık seçik ortadadır. Gerçekten, Yargıtay kararı usul ve kanuna aykırı ise, böyle bir karara karşı, Usulün 440/1 - 4. maddesi hükmüne dayanılarak, karar düzeltme yoluna gidilebilir.
İşte, bütün bu nedenlerle; "karar düzeltme dilekçesinde, hangi sebeplerle dayanıldığının açıkça gösterilmesinin zorunlu olduğu; aksi halde, dilekçenin reddine karar verilmesi gerekeceği" şeklindeki azınlık görüşü, Kurulun çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
O halde, davacının karar düzeltme isteği incelenmelidir.
SONUÇ : Düzeltilmesi istenen Hukuk Genel Kurulu ilâmında gösterilen gerektirici nedenlere göre, HUMK.nun 440. maddesinde yazılı sebeplerden hiçbirisine uygun bulunmayan ve yerinde olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, HUMK'nun 442/3 ve 2790 sayılı Yasanın 2. maddesininin 3. fıkrası hükmüne göre, takdiren 3500 lira para cezasının ve 1000 lira ilâm harcının düzeltme isteyenden alınmasına, 20.6.1984 günü yapılan ilk görüşmede çoğunluk sağlanamadığı için, 20.6.1984 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nda karar düzeltme nedenleri sınırlı biçimde sayılmıştır. (HUMK m. 440/1, b, 1-4). Karar düzeltme yoluna başvurma, ancak yasada sınırlı olarak gösterilmiş olan bu nedenlerden birinin gerçekleşmesi durumunda söz konusu olabilir. (ilhan Postacıoğlu, Medeni Usul Hukuku Dersleri, İstanbul 1975, s. 773 vd.; Necip Bilge - Ergun Önen, Medeni Yargılama Hukuku, 3. bası, Ankara 1978, s. 681 vd.; Ejder Yılmaz, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ve İlgili Mevzuat, Ankara, 1975-1976, s. 213; Saim Üstündağ; Medeni Yargılama Hukuku, 3. bası, C. II - istanbul 1977, s. 100 vd.). Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 25.6.1978 gün ve 2/22-394 sayılı kararında: "... Yasa hükmü, bir9 taraftan karar düzeltme sebeplerini sınırlandırmış ve diğer yönden de hangi sebep, a da sebeplere dayanıldığını bu konuda verilecek dilekçede belirtilmesinin zorunluluğu ilkesini benimsemiştir... karar düzeltme sebeplerini belirtmeyen dilekçenin reddine karar verilmesi gerekir" denmek suretiyle öğretide benimsenen görüş uygulamada da kabul edilmiştir.
Öğretide karşı görüşü savunan Kuru, "... 1711 sayılı Kanunundan önce, m. 440/son fıkrada, "Yargıtay, karar tashihi talebinde bulunanın ileri sürdüğü sebepler dışında başka kanuni sebepleri araştıramaz ve inceleyemez" şeklinde bir hüküm vardı. Bu hükme dayanarak, karar düzeltme talebinde bulunan tarafın dilekçesinde sebep göstermesi gerektiği,a ksi halde talebinin rededileceğine karar verilmekte idi. Ancak, 1711 sayılı Kanun, eski HUJMK'nda Yargıtay'ın karar düzeltme incelemesini kısıtlayan bir hüküm kalmadığı için, temyizde olduğu gibi (m. 439, II) karar düzeltme dilekçesinde karar düzeltme sahip0lerinin gösterilmesi zorunluluğu dilekçesinde karar düzeltme sebeplerinin gösterilmesi zorunluluğu kalmadığı ve Yargıtay'ın dilekçede bildirilen karar düzeltme sebepleri ile de bağlı olmadığı kanısına varmış, ancak, yapılacak kanun bakımından unutulan eski HUMK'nun 440/son fıkra hükmünün tekrar kabul edilmesinin zorunlu olduğunu" belirtmek suretiyle dolaylı da olsa, karar düzeltmenin niteliği gereği, karar düzeltme nedenlerinin sınırlı olarak kabul edilmesinin yazılı olabileceğini vurgulamak istemiştir. (Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 4. baskı, Ankara 1984, Cilt IV, s. 3484).
Davacı T.C. Ziraat Bankası vekili 9.4.1984 kaydiyle günlü karar düzeltme dilekçesinde aynen "... 3 - Hukuk Genel Kurulunun bu kararı Özel Daire Kararının tasdiki mahiyetindedir. / 4 - Biz sayın mahkemenin direnme kararının yerinde, usul ve kurallara uygun olduğu inancındayız. Bu nedenlerle Kurulunuzca verilmiş bulunan kararın eski iddialarımız doğrultusunda ve re'sen rastlanacak sebeplerden dolayı tashihin yapılmasını talep etmekteyiz" diyerek karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Davacı vekili, biraz önce aynen belirtilen karar düzeltme dilekçesinde, yasada belirtilen ve sınırlı olarak gösterilen hiçbir karar düzeltme nedenine dayanmamıştır. Hukuk Genel Kurulunda yaptığım açıklama sırasında bazı üyeler, davacı vekilinin dilekçesinde yazdığı sözcüklerin karşı anlamından, mefhumu muhalifinden) karar düzeltme isteminin "Yargıtay Kararının Usul ve Kanuna aykırı bulunması" nedenine dayandığı hususunu karşı görüş olarak ileri sürmüşler ise de, kanımızca böyle bir sonuca varmak olanaksızdır. Çünkü, yorum suretiyle nedenlerin gösterildiğini kabul etmek, yasanın nedenleri sınırlı saymak ilkesine ters düşer. Kaldı ki, çoğunluğun benimsediği böyle bir anlam da dilekçe içeriğinden çıkmamaktadır.
Bir an için istekçinin, karar düzeltme nedenlerini gösterdiği ve özellikle "Yargıtay Kararının Usul ve Yasaya aykırı olduğunu" ileri sürdüğü kabul edilse bile, Yargıtay kararının hangi bakımdan Usul ve Yasaya aykırı olduğu hususu açık ve seçik olarak belirtilmelidir. Genel olarak, Yargıtay kararının "Usul ve Yasaya aykırı olduğu" nedenine dayanılarak istemde bulunulması; Usul Yasasının, karar düzeltme nedenlerinin gösterilmesi gerekir kuralına aykırı olduğu gibi, Usulün 442/111. maddesinin düzenleniş amacına da aykırıdır.
Yukarıdan beri ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, karar düzeltme nedenleri Usul Yasasında sınırlı olarak sayıldığı ve davacı vekilinin bu sınırlı nedenlerden hangisine dayandığı karar düzeltme isteminin amacına uygun biçimde dilekçesinde açıkça göstermediği anlaşılmıştır. Bu itibarla davacının karar düzeltme dilekçesinin HUMK'nun 440. ve 442/III. maddesindeki koşulları içermemesi nedeniyle dilekçenin reddine karar vermek gerekirken, karar idüzeltme dilekçesinin esası da incelenerek istemin reddine karar verilmesi biçiminde oluşan çoğunluğun düşüncesine, gerekçe yönünden karşıyım.