 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1984/272
K: 1985/928
T: 20.11.1985
DAVA : Taraflar arasındaki "tapu kaydı tashihi ve men'i müdahale" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; reyhanlı Asliye hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 10.6.1982 gün ve 1978/443 E. 1982/217 K. sayılı kararın incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 23.12.1982 gün ve 1982/14686-14918 sayılı ilamiyle, (...Davacı, dava konnusu taşınmazın 1274 tarihli arazi Kanunnamesinin 68. maddesi uyarınca müstehakki tapu olarak tescil edilen 6080 dönümlük kısmına ait bedeli misli Maliye Hazinesine ödediğini ileri sürerek bu kısma düşecek miktardaki hazine payının iptali ile kendi payına ilave edilmesini istemiştir. Nizalı taşınmaza ait tapu kaydı Hatay'ın anavatana katılmasından önceki kadastro tesbiti ve kadastro mahkemesi ilamına dayanmaktadır. Davacı murisini vergi borcundan dolayı sonradan 22/180 payı davalı hazineye intikal etmiştir.
Gerçekten 1274 tarihli Arazi Kanunu'nun 68. maddesinde "mutasarrıfı tarafından üç yıl terk edilen tarlalarının müstahakki tapu olacak, eski mutasarrıf yeniden tefvize talip olursa bedeli misli ile ona tenfiz olunacağı, talip olmazsa müzayade ile talibine ihale kılınacağı hükme bağlanmıştır. Ancak, bu medde 12.5.1926 tarihli ve 837 sayılı "Arazi Kanunu'nun bazı maddelerinin ilgasına dair" Kanun'un 1. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır. Anılan Kanun'un yürürlükte bulunduğu yer ve zamanda tapuya baydedilen "müstehakki tapu" şerhinin artık uygulama olanağı kalmamıştır. Kaldı ki, davacının müstehakki tapuya tabi tutulmanın arazide hazine payını taşınmazın diğer kısmındaki payla birlikte kiracı olarak tasarruf ettiği, bu nedenle dava konusu pay üzerindeki mülkiyet iddiasının yerinde olmadığı dosyadaki kontrat ve diğer delillerle anlaşıldığından taşınmazın yürürlükten kalkan Kanun uyarınca davacıya tefviz edilmesi de söz konusu olamaz. İlçe Mal Müdürlüğünün yasal bir yetkisi bulunmadığı halde bedeli misli hakkında makbuz kesmesi bu hususta davacıya harhangi bir hak bahşetmez. O halde, yukarıda açıklanan yönler gözönünde tutularak davanın reddi gerekirken, mahkemece yerinde olmayan düşüncelerle bir kısım hazine payının iptaliyle davacı adına tesciline karar verilmesi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden Davalı Hazine vekili Av. (K.T.)
Hukuk Genel Kurulnca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava 1274 tarihli Arazi Kanunu'nun 68. maddesi uyarınca nizalı taşınmazın Müstehakki Tapu" olan kısmına ait "bedeli mislin" ödendiğinden, hazine payının da bu kımı kapsadığından bahisle iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Anılan Yasa hükmü 12.5.1926 tarih 837 sayılı Yasa ile yürürlükten kaldırılmıştır. Dava konusu taşınmaz. Hatay'ın Anavatan'a katılmasından öncekadastro mahkemesi kararına dayanılarak "müstehakki tapuya tabi tutulmuşsa da o sıralarda davacı taraf tefvize talip olmamış, Hazinece de müzayede çıkarılmamış, talebine ihale edilmemiştir.
Hatay 1939 yılında Anavatan'a katılmış olup, davacı 15.3.1961 tarihinde Mal Müdürlüğüne başvurarak "bedelimisil" ödemiş ve tefvize talip olmuştur. 11.7.1939 tarih 3713 sayılı Yasa gereğince, Anavatan'a katılmasına kadar Hatay'da yürürlükte olan yasalara uygun biçimde yapılan işlemler geçerlidir. hal böyle olunca, nizalı taşınmazın "müstehakki tapuya" tabi tutulması da geçerlidir. Ne var ki, tefviz yapılmadıkça bu işlem davacı yararına müesses bir hak oluşturmaz. Tefviz işleminin Hatay'ın Anavatan'a katılmasına kadar gerçekleşmesi halinde geçerli sayılacağı kuşkusuz ise de, davacının sözü edilen tarihe kadar bedeli misil ödememiş bulunması itibariyle bu yönde gerçekleşmiş bir hakkı bulunmamaktadır.
Bundan başka, davacı 28.11.1977 günlü tutanakta "diğer paydaşlarla birlikte Hazinenin 1735 dönümlük payını aynen kabul ettiğini, ancak paydaşlardan hangisinin tasarrufu altında bulunduğunu bilemiyeceğini" açıkladığı gibi 4.10.1978 günlü kira kontratosu ile Hazine payında kiracı olduğunu bildirmiş, müstehakki tapu olan kısımdaki Hazine payını iktisap ettiğini de ileri sürmemiştir. Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına bu nedenle uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA 20.11.1985 gününde oyçokluğu ile karar verildi.