 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1984/13-272
K: 1984/608
T: 23.5.1984
- HAZİNENİN MİRASÇILIĞI
- MİRAS SEBEBİYLE İSTİHKAK DAVASI ( Hazine’ye Karşı )
743/m.534
DAVA VE KARAR : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir Asliye 5. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 30.4.1981 gün ve 1980/142 - 1981/532 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
( ...Dava, kira parası toplamı 15.000 liranın davalı Hazine’ye ödettirilmesi istemine ilişkindir. İzmir 4. Sulh Hukuk ( ahkâmı şahsiye ) Mahkemesinin 1978/894 sayılı tereke dosyasına göre, Ayten Kesim'in öldüğünün İzmir Cumhuriyet Savcılığınca bildirilmesi üzerine adı geçenin terekesine MK. md. 531 vd. uyarınca el konulduğu, gerekli işlemlerin yapıldığı, ölenin mirasçılarının saptanmaması nedeniyle terekeyi oluşturan satılan eşyaların parası ile bir yüzüğün Hazine’ye devrine karar verildiği anlaşılmıştır. Bu durum karşısında ölen Ayten Kesim'in mirasının MK. md. 534 uyarınca Hazine’ye geçtiğinin kabulü gerekir. Ne var ki, mirasçılık ( miras sebebiyle istihkâk ) davası açma hakkının saklı olduğu yukarıda az önce sözü edilen yasa hükmünün son fıkrasında belirtilmiştir.
Yerel Mahkemece, ölü Ayten Kesim'in mirasçısının babası Mehmet Cemil Kesim olduğunun veraset belgesinden anlaşıldığı, davacının hakkını gerçek mirasçıya karşı ileri sürebileceği, gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi, MK. md. 534 ile bağdaşmamıştır. Çünkü, tereke hâkimliğinin kararıyla Ayten Kesim' in mirası Hazine’ye geçmiştir. Veraset belgesinde Mehmet Cemil Kesim'in mirasçı gösterilmesi yeterli değildir. Anılan yasa hükmüne göre Hazine’ye karşı mirasçılık davası açılıp kazanılmadıkça, mirasın Hazine’ye geçmesi, hükümlerini sürdürür. Somut olayda Mehmet Cemil Kesim'in Hazine’ye mirasçılık davası yöneltip, yararına mahkemeden bir karar almış değildir. O nedenle, Mehmet Cemil Kesim'e mirasın geçtiği aslâ söz konusu edilemez.
Yukarıdan beri yapılan açıklamaların ışığında belirtelim ki, davacının, bu davayı Hazine’ye yöneltilmesi yasaya uygun olduğundan kuşku ve duraksamaya yer yoktur. Öyleyse, davanın esası incelenmeli, varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi Usul ve Yasa’ya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı ( BOZULMASINA ), oybirliğiyle karar verildi.