Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1984/123
K: 1985/800
T: 11.10.1985
DAVA : Taraflar arasındaki "gecikme zammı ve kıdem tazminatı" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Zonguldak 3. İş Mahkemesi'nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 24.11.1982 gün ve 1982-3505 ,1982-1445 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 31.5.1983 gün ve 1983-2682-5013 sayılı ilamı ile; (... Önceki hizmet sözleşmesinin tutukluluk nedeniyle bozulduğu anlaşılmaktadır. Tutukluluk ile ilgili değilse zorunluluk nedeniyle sözleşmenin bozulması söz konusu olacağından davacı kıdem tazminatına müstehak olur. Mahkemece bu yön araştırılıp deliller takdir olunarak sonucu uyarınca karar verilmelidir. ...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle; yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü :
KARAR : İş Kanunu'nun 17. maddesinde, işverenin bildirimsiz fesih hakkı düzenlenirken, ll bendin (e) bendinde "işçinin, işyerinde yedi günden fazla hapisle cezalandırılan ve cezası ertelenmeyen bir suç işlemesi" de fesih sebepleri arasında sayılmıştır. Bu fıkrada, suçun işyerinde işlenmiş bulunması öngörülmektedir. Suç işyerinde işlenmemiş bulunduğu takdirde, işverene yönelik güveni kötüye kullanma ve diğer fıkralarda öngörülen durumlar söz konusu olamayacağından zorunluluk nedeniyle sözleşmenin bozulması hali gerçekleşir. Bu nedenlerle mahkemece Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'nin 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 4.10.1985 günü yapılan ilk görüşmede çoğunluk sağlanamadığı için, 11.10.1985 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davacının, davalı Kurumda işçi olarak çalıştığı sırada iş yeriyle ilgili olmayan hırsızlık suçundan tutuklandığı ve sonuçta dört ay hapis cezasıyla mahkum olduğu ve bu nedenle iş sözleşmesinin bozulduğunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Mahkeme iş akdinin haklı nedenle (İş K. m. 17/f'ye göre) bozulduğunu; bu dönem için davacının kıdem tazminatı alamayacağını kabul ederek hüküm kurulmuştur. Gerek Yüksek 9. Hukuk Dairesi ve gerekse kurulumuzda çoğunluk görüşü (... tutukluluk iş yeri ile ilgili değilse zorunluluk nedeniyle sözleşmenin bozulması olacağından davacı kıdem tazminatına müstahak olur) gerekçesiyle mahkeme kararını doğru bulmamıştır.
İş Yasasının 17. maddesi iş akdinin bildirimsiz feshini gerektiren halleri belirlemiştir. Mahkemenin de kabul ettiği gibi, sözleşme, 17. maddenin (f) bendine göre bozulmuştur. bu madde (işçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki gün.... işine devam etmemesi) halini bildirimsiz haklı bir fesih sebebi olarak kabul etmiştir. Ayrıca 14. madde de, bu hallerde işçinin "kıdem tazminatı isteyemeyeceği" kuralını getirmiştir.
O halde, sorunun çözümünü 17. maddenin (f) bendinde aramak gerekir; aynı maddenin diğer bentlerinin ve özellikle (ç) bendinin olayımızla ilgisi bulunmamaktadır.
İşçinin hırsızlık nedeniyle işe gelmediğinden dolayı iş akdinin bozulması olgusu tartışmasız olduğuna göre, bu eyleme uyan 17. maddenin (f) bendinin kapsamının tartışılması zorunludur: Bu bentte, işçinin haklı sebebe dayanmaksızın ard arda iki gün işe gelmemesi, iş sözleşmesinin haklı nedenle feshi nedeni olarak kabul edilmiştir. İşçi, belirlenen sürelerde gerçekleşen devamsızlığını "haklı bir sebebe" dayandığını kanıtlamadıkça kıdem tazminatı isteyemez.
Bir kimsenin, toplum düzenini bozan ve tammen kendi kusurlu davranışının sonucu olan bir eylemden yararlanması olanağı yoktur. Hukuk, kişinin kendi kusurundan yararlanamayacağını kabul eder. Aksinin kabulü adaleti ve hakkı tartışılır hale getirir. Nitekim kanun koyucu da bu durumları düşünerek "haklı sebep" aranmasının gereğini açıkça belirtmiştir.
Bu nedenle kişinin, suç sayılan eylemini "haklı bir sebep" olarak kabul etme olanağı bulunmamaktadır. Burada erek toplumun ve gerekse iş hayatının kişilerden, belli sınırlar içinde; disiplinli ve ciddi davranışlar beklediği de unutulmamalıdır. Özellikle İş Yasasının 17/II. maddesinin getirdiği kurallar bu amaca yöneliktir. Bir bakıma yasa bu kurallarla iş ve toplum hayatını, düzenini korumak istemiştir. Çünkü kişilerin bu kurallara uymakta gösterecekleri özen bir taraftan iş düzenini diğer taraftan ise toplumun düzenini koruyacaktır. O halde davacının suç sayılan ve mahkumiyetle sonuçlanan eyleminin "haklı bir neden olarak" kabulü yasanın amacına ters düşer. En önemlisi, bazı özel hallerde de olsa suç işlemini özendirir hale getirebilir veya kişileri özensiz davranışlara itebilir.
Ancak, deprem, yangın, su basması, makinelerde bozukluk ve haksız tutuklanma gibi zorlayıcı sebepler "haklı sebep" kavramı içinde görülebilir.
Bu nedenlerle sayın çoğunluğun oluşturduğu bozma kararına katılamıyorum. Yasa kurallarını, gerçekleşen somut olay içinde doğru olarak değerlendiren mahkeme kararı onanmalıydı.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Türk Telekom Borç 
  • 13.06.2025 08:58
  • [Mal Paylaşımı davaları] Mal Paylaşımı dava sonucu alacak Nafakadan düşülebilir mi 
  • 12.06.2025 08:44
  • SGK sözleşmeli özel hastane Savcılığa şikayet edilebilir mi ? 
  • 11.06.2025 20:01
  • Fuzuli İşgalci Evin Demirbaşlarını Söküp Götürebilir Mi 
  • 11.06.2025 18:54
  • Solidworks Lisanssiz kullanımi yanlış adreste arama 
  • 10.06.2025 01:05


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini