 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1984/12
K: 1985/728
T: 25.09.1985
DAVA : Taraflar arasındaki "zayi belgesi verilmesi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, (Adana 5. Asliye hukuk mahkemesi)nce davanın kabulüne dair verilen 21.10.1982 gün ve 1981/303-1982/595 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 10.2.1983 gün ve 1983/381-553 sayılı ilamiyle; (...Her ne kadar TTK.nun 68. maddesine dayalı olan istemlerin (nizasız kaza) niteliği uyarınca hasımsız olarak açılması gerekli ise de, temyiz eden Hazineye husumet yöneltilip aleyhine hüküm kurulmuş olması karşısında adı geçen davalının temyiz hakkının bulunduğunun kabulü gerekmiştir.
İddiaya göre dava konusu ticari defter ve belgeler, davacının lastik kaplama atölyesinin ardiye bölümündeki tuğla delinerek ocak tüpleri ve müşteri lastikleriyle birlikte çalınmıştır. Söz konusu eyleme dayalı hazırlık soruşturması sonuçlanıp sanık da saptanmış değildir. Kaldı ki, bahse konu bu eylem TTK.nun 68. maddesinde afet olarak nitelendirilen olgulara benzer nitelikte bir olay da değildir. Esasen, bir lastik onarım atölyesine giren hırsızın, kendi açısından ekonomik değeri yok denecek düzeydeki ticari defter ve belgeleri çalmasının düşünülmesi de, yaşamın olağan akışına ve gerçeklere ters düşer niteliktedir. Tüm bu nedenlerle yasal koşullara uymayan davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle; yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Davanın konusu ticari defterlerin hırsızlık sonucu zayi olduğunun tesbiti ile bu hususta belge verilmesi isteğinden ibaret olup Defterdarlık aleyhine açılmıştır.
Türk Ticaret Kanunun 68/1. maddesi hükmünce "Defter tutmak mecburiyetinde bulunan diğer hesap ve kağıtları tarihlerinden itibaren on yıl geçinceye kadar saklamaya mecburdurlar." Aynı maddenin son fıkrası da şu düzenlemeye yer vermiştir: "Bir tacirin saklamakla mükellef olduğu defter ve kağıtları yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet sebebiyle ve kanuni müddet içinde ziyaa uğrarsa, tacir ziyanı öğrendiği tarihten itibaren on beş gün içinde ticari bir vesika verilmesini isteyebilir. Mahkeme lüzumlu gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir. Böyle bir vesika almamış olan tacir defterlerini ibrazdan kaçınmış sayılır".
Hukuk Genel kurulu'ndaki görüşmeler sırasında önce görev yünü üzerinde durulmuş, tesbit davası sonucunda alınacak belgenin ilerde adli yargıda açılacak bir eda davasında da dayanak yapılabileceği gözetilerek mahkemenin görevli olduğu; ayrıca yerleşmiş Yargıtay kararlarında da benimsendiği üzere kararın temyiz kabiliyetini haiz olup davalının temyizde de hukuki yararının bulunduğu sonucuna varılmış ve bunu takiben işin esasının incelenmesine geçilmiştir.
Önce şu husus belirtilmelidir ki, metni yukarıya aynen alınan hükümdeki "yangın, su baskını veya yer sarsıntısı" örnekleri tahdidi bir düzenleme içerisinde yer almamış, "gibi" sözcüğünden de anlaşılacağı üzere tacirin elinde olmayan benzer olaylar da maddenin kapsamında düşünülmüştür. Tacirin 68. maddelerin korunması amacıyla gereken dikkat ve ihtimamı göstermiş bulunması, diğer taraftan da ziyaa uğramanın onun iradesi dışında, elinde olmayan bir nedenle meydana gelmiş olması zorunludur. Genel bir kural konulamamakla beraber cereyan ettiği yer ve şartlar itibariyle bir (hırsızlık) olay sözü edilen madde kapsamında düşünülebileceği gibi, gene başka yer ve başka koşullar altında düşünülmeyebilir de. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 19.9.1970 gün ve esas:1967/T 63, karar:1970/442 sayılı kararında ticari defter ve belgelerin saklanmakta olduğu kasanın gece büroya giren hırsızlar tarafından çalınması olayında tacirin defter ve belgeleri saklamakta kusurlu olmadığı, aksine kasada saklamak suretiyle gerekli ihtimamı gösterdiği gerekçesiyle cereyan eden hırsızlık olayı 68/son madde kapsamında düşünülmüştür.
Hukuk Genel Kurulu'nun 5.10.1984 gün ve esas : 1982/11-852, karar: 1984/788 sayılı kararında "ticari defter ve belgeler otomobilin içerisine konulmuş ve buradan çalındığı iddia olunmuştur. Davacı davaya esas olan hırsızlık olayından bir kaç yıl önce de aynı madurum 68. maddenin getirdiği örnekler ölçüsüyle değerlendirildiğinde davacının bu maddeden yararlanabileceği kabul edilemez" gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.
Davaya konu olan bu olay ise yukarıda açıklanan ilkeler ve ölçüler açısından değerledirilip özellikle hırsızlığın yapıldığı işyerinin özelliği dikkate alındığında, davacıya TTK.nun 68/1. maddesi uyarınca zayi belgesi verilmesinin amaca aykırı düştüğünün kabulü gerekir. Bu nedenlerle bozma ilamına uyulmak icabederken direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK. nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 25.9.1985 gününde oyçokluğu ile karar verildi.