Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
CEZA GENEL KURULU
E. 1984/9-111
K. 1984/368
T. 12.11.1984
DAVA : .........İsimli kitabın müsaderesine dair ( İstanbul 1. Sulh Ceza Mahkemesi )nce verilen 24.10.1983 gün ve 1983/221 Müt. sayılı karar, itiraz üzerine merci sıfatıyla inceleyen İstanbul 5. Asliye cEza Mahkemesin'ce "10.11.1983 gün ve 1983/184-104 sayılı kararıyla kaldırılmıştır.
Asliye Ceza Mahkemesinin kesinleşmiş bulunan bu kararın CMUK.nun 343. maddesi uyarınca bozulması, Yüksek Adalet Bakanlığı'nan 22.11.1983 gün ve 73484 sayılı yazılı emirlerine atfen C. Başsavcılığı'nın 1.12.1983 gün ve 1028 sayılı ihbarnamesiyle istenmiş, bu istem Yüksek Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nce incelenerek 20.1.1984 gün ve 3276-540 sayılı kararıyla itiraz mercii kararının bozulmasına, karar verilmiştir.
C. Başsavcılığı'nın, CMUK.nun 322. maddesi uyarınca Özel Daire kararının kaldırılarak yazılı emir isteminin reddine ilişkin 27.2.1984 gün ve 37 sayılı itiraznamesiyle dosyanın 1. Başkanlığa gönderilmesi üzerine; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : İ.E. nin yazdığı, M.B. tarafından Rusça'dan Türkçe'ye çevrilen ve ........Yayınlar Yayınevi tarafından .........Matbaası'nda bastırılarak yayınlanan "........." adlı kitabın kominizm propagandasını içerdiğinin ihbar edilmesi üzerine C. Savcılığınca çevirmen M.B. hakkında başlayan soruşturmada kitap üzerinde inceleme yapmak üzere görevlendirilen bilirkişi Ord. Prof. Dr. ......13.10.1983 günlü mütalaasında kitapta kominizmi övme suçunun bulunduğunu bildirmiş ve Sulh Ceza Mahkemesince de 14.10.1983 gün 209 sayılı kararla kitabın toplattırılmasına karar verilmiştir. Ancak; kitabın piyasaya çıktığı ( yayımın gerçekleştiği ) 25.9.1982 tarihinden itibaren işlemeye başlayan 5680 sayılı Yasanın 35. maddesinde belirlenen 6 aylık dava açmak için gerekli hak düşürücü sürenin geçmiş olması dolayısıyla 14.10.1983 gün 35/259 sayı ile takipsizlik kararı verilmiştir. Bundan sonra da C. Savcılığının istemi üzerine kitabın akitebetini belirlemeye yönelen İstanbul 1. Sulh Ceza Mahkemesi evrak üzerinde yaptığı incelemeyle bu kitabın "müsaderesine" 24.10.1983 gün 221 Mut. sayıl ile keza karar vermiştir. Bu müsadere kararına karşı......Yayınlar Yayınevi sahibi, vekili vasıtasıyla acele itiraz yoluna başvurarak özetle:
A ) Soruşturmaya tabi tutulan eserde suç unsuru bulunup bulunmadığının esas davayı görmeye yetkili mahkemede yapılacak yargılama ile saptanabileceğini,
b ) Eserin 1979 ve 1981 yıllarında iki kez basımının yapıldığını ve C. Savcılığının denetiminden geçerek herhangi bir suç unsurunu içermediğinin anlaşıldığını,
c ) Bilirkişinin konunun uzmanı olmadığını,
d ) Müsadere kararının CMUK.nun 393. maddesi hükümlerine riayet edilmeksizin verildiği sav'ını öne sürmesi üzerine dosyayı inceleyen İstanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesi : "Olayın niteliğne göre CMUK.nun 391-1. maddesi uyarınca müsadere hususunun Toplu Basın Asliye Ceza Mahkemesi'nce incelenmesi gerektiği görüşüyle yetkili olmayan 1. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 24.10.1983 gün ve Mut. 1983-221 sayılı kararının kaldırılmasına karar vermiştir.
Anılan bu karara karşı Yüksek Adalet Bakanı tarafından "....yapılan bilirkişi incelemesi sonucu kitabın koinizmin övülmesi niteliğni taşıdığının belirlenmiş olduğu, ancak sanığı hakkında 5680 sayılı Basın Kanunun 35. maddesinde yazılı süre içinde soruşturma ikmal edilemediğinden takipsizlik kararı verildiği bu koşullar altında dava açılıpta bir karar verilmemesi halinde izlenecek usulü saptayan CMUK.nun 392. maddesinin ilk fıkrası hükmüne dayanılarak itirazın kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu belirtilerek İstanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 10.11.1983 gün Mut. 1983- 104 sayılı kararının yazılı emir yoluyla bozulmasını C. Başsavcılığı'ndan istemiş,
CMUK.nun 343. maddesi gereği dosyanın tevdi edildiği Yüksek 9. Ceza Dairesi: Suç mevzuu kitap münhasıran müsadereye tabi nitelikte bulunmadığından kararın esas davaya bakmakla görevli mahkemede duruşmalı olarak verilmesi gerekeceğinden yazıtlı emir isteğinin reddini isteyen iki üyenin karşıt görüşüne mukabil bozma isteyen tebilğname münderecatını yerinde görerek İstanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 10.11.1983 günlü kararının bozulmasına oyçokluğu ile 20.1.1984 gün ve 9276-540 sayı ile karar vermiş olup bu kez C. Başsavcılığı yukarda sözü edilen karara karşı;
A ) Eserin suç unsurunu içerip içermediği yönünden soruşturmanın tamamlanmadığını bunun görevli mahkemede yapılacak yargılama ile saptanması gerekeceği,
b ) HUMK.nun 427/2. maddesine göre 3.000.000 TL. değerinde, olduğu iddia edilen kitaplara ait davanın temyiz incelemesine tabi olacağından kararın duruşma sonucu verilmesi gerekeceği ve İki, Üç ve 8. Ceza Daireleri'nin emsal işlerdeki kararlarının da bu doğrultuda bulunduğu açıklanarak Özel Daire bozma kararının kaldırılması, ve istemin reddine karar verilmesi gerekeceği görüşü ile itirazda bulunduğu anlaşılmaktadır.
Yapılan inceleme ve dosya içeriğine göre ;
Müsadere edilmesi talep olunan "........... "adlı eserin, adlı eserin, TCK.nun 36. maddesinin 2. fıkrasında yazılı ( kullanılması, yapılması, taşınması bulundurulması ve satılması cürüm veya kabahat teşkil eden... ) bir nitelik taşımadığı, 5680 sayılı Basın Kanununun 35. maddesinde yazılı süre içinde soruşturmanın tamamlanamaması nedeniyle çevirmeni hakkında kominizmi övme suçundan takipsizlik kararı verilen, suç işlenmesinde kullanıldığı öne sürülen bir eserdir. Doktrin ve uygulamada uyum içinde kabul olunduğu gibi TCK.nun 36/2f maddesinde yazılı unsur, memnu silah, uyuşturucu maddeler, kalp paralar gibi bizatihi yasak eşyayı kapsar, Bu hususun öncelikle saptanmasına lüzum vardır. Ancak hemen belirtilmelidir ki, tartışma konusu kararların hiç birinde bu nitelik hakkında aykırı bir görüş bulunmamakta müsadereyi zorunlu kılan sebep eserin dağıtımında bırakılması ile varlığı öne sürülen "tehlike" halinin failin amacı doğrultusunda etkisini sürdürmesinin önlenmesi olmaktadır.
Şu aşamada, CMUK.nun 392. maddesinde yazılı ve öğretide objektif usul muameleleri olarak tanımlanan "müsadere usulü" unsurlarının neler olduğunun araştırılması gerekir.
CMUK.nun 392. maddesi :
"Ceza Kanununun 36. maddesiyle diğer maddelerine ve hususi kanunlar hükmüne göre muayyen eşyanın müsaderesi veya imhası yahut istimalden kaldırılması caiz olan hallerde esasla beraber bu hususta bir karar verilmemişse bu tedbirlerin her türlü takiplerden ayrı olarak ittihazı hakkında C. Savcısı veya davacı tarafından yapılacak talep esas davayı görmeye yetkili olan mahkemeye arzolunur.
Suç mevzuu olmayıp münhasıran müsadereye tabi bulunan eşyanın müsaderesine sulh hakimi tarafından duruşma yapılmaksızın karar verilir. ) biçiminde iki fıkradan oluşmaktadır.
Kanun 3006 sayılı Kanunla değişikliğe uğramış, olup 2. fıkradaki değişiklikle ilgili 1.6.19836 günlü Adliye Encümen mazbatasında ( ...son fıkradaki selahiyetli Sulh Hakimi ) yerine ( sulh Hakimi ) denilmesi muvafık görülmüş bulunan suç mevzuu olmayan ve yalnız müsadereye tabi bulunan eşya hakkında verilecek müsadere kararının eşyanın bulunduğu yer Sulh Hakimi tarafından verilmesi tabii bulunmakla ( selahiyetli ) tabiri zayit sayılmıştır. ) biçiminde düşünceler gerekçe gösterilmiştir.
1412 sayılı CMUK. mehazını teşkil eden alman Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun, Kanunumuza tekabül eden 430 ve 433. maddelerinin farklı içerik taşımasına değinerek ( Ceza Muhakemeleri Usulü Sh. 473 ) de görüşünü açıklayan Prof. Baha Kantar ( ....muayyen bir kimsenin takibinin veya mahkumiyetinin kabil olmaması halinide müsadereye müstakil olarak karar verilebileceğine dair olan Alman Ceza Kanununun 42. maddesi hükmünün ceza muhakemeleri usulü cihetinden ne suretle tatbik edileceğini beyan etmek için konmuştur. Halbuki Ceza Kanunumuzda Alman Ceza Kanununun 42. maddesi hükümlerine tekabül eden bir madde yoktur. Bu sebepten bu faslın memleketimizde tatbik sahası Almanya'daki tatbik sahasının aynı değildir. Alman CMU.Hukukuna göre objektif usul muamelelerinin tatbiki için ortada muayyen bir mevzuun bulunmaması şarttır. Halbuki mevzuatımız böyle bir şart aramıyor. ) demekte ve nitekim Rıfat Taşkın tarafından çevirisi yapılan Dr. Otto Schwarz'ın yazdığı Alman Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu Şerhinin 733. sahifesinde ojektif muhakeme usulünün maznunun mevcut olmaması" koşuluna bağlı bulunduğu vurgulanmış bulunmaktadır. Bu açıklamalar CMUK.nun 392. maddesi açısından bizi şu sonuca ulaştırmaktadır.
Anılan maddenin ilk fıkrasına göre :
a ) TCK.nun 36. maddesi veya hususi kanunlara göre müsaderenin caiz olması,
b ) Esasla birlikte bu hususta bir karar verilmemiş olması halinde C. Savcısı veya davacı tarafından yapılacak talebin esas davayı görmeye yetkili mahkemeye arzı,
c ) Talep konusu, suç mevzuu olmayıp münhasıran müsadereye tabi eşya ise, Sulh Hakiminin yetkili kılındığı anlaşılmaktadır. şuarasını hemen belirtmekgerekiyor ki, yukarda değinildiği gibi müsaderesi talep edilen eserin münhasıran müsadereye tabi eşyalardan olmaması, bir suça mevzuu olması ve gerek madde gerekçesinden ve gerekse öğretide ittifak olunduğu gibi muayyen bir maznunu olmaması gibi unsurları içermesi yönünden maddenin 2. fıkrasının olayımıza uygulama olanaığı bulunmamaktadır.
Diğer taraftan kanuni engel nedeniyle soruşturmanın kamu davasına, inkilap edememesi sonucu CMUK.nun 392. maddesinin birinci fıkrasında yazılı benzerlik, bir bakıma olayımızda yoktur. Şu halde mevcut tehlike hali nedeniyle müsadere maksadıyla yapılacak talep için izlenecek yol ne olacaktır?
Burada şu mülahaza üzerinde de durulmuştur. Takipsizlik kararı verilmesi nedeniyle olayda sanık bulunmadığı diğer taraftan hazırlık soruşturması aşamasında alınmış olan bilirkişi raporu nedeniyle eşya, mühhasıran müsadereye tabi nitelik kazanmış dolayısıyla müsadere kararını vermek CMUK. 39261 gereğince Sulh Hakimine ait bulunmuştur denilebilir mi? bu iki soruya olumlu cevap vermek mümkün değildir. Zira, eşya mühhasıran bulundurulması, taşınması, satılması, yasak eşyalardan değildir. O kadar ki henüz içeriği açısından suç teşkil ettiğ iiddası dahi kesinliğe kavuşmamıştır. Bilhassa bu konuda yapılması gereken bir inceleme söz konusu edilirse bunun, görevine dahil olmayan Sulh Hakimine yaptırılması düşünülemeyeceği gibi, 392. maddenin 2. fıkrası TCK.nun 36. maddesinin 2. fıkrasıyla birlikte gözönüne alındığında 392/2. maddenin böyle bir incelemeye gerek bırakmayacak konuları içerdiği sonucuna varılması mümkündür. Bütün bu mülahazalar bir usul boşluğu ile karşılaşıldığını gündeme getirmektedir. Ancak yine yukarda belirtildiği gibi ihtilaflı da olsa cürüm mevzuu olan şeyin zarar olasılığı yada tehlike halinin önlenmesi bir güvenlik zaruretidir. Burada usul hükümlerinde caiz olan kıyas yolunda gidilmek suretiyle soruna çözüm getirmek zorunludur.
Doç. Dr. Erdener Yurtcan Ceza Yargılama Hukuku adlı kitabının 560 - 561. sahifesinde : ( Müsadere davasını açmak yetkisi savcının yada mallarının zilyedinindir. Malların müsadere edilmesi gerektiği kanaatında olan savcının davayı açması gerekir. Fakat mallara daha önce elkonulup bulun akibeti hakkında bir karar verilmediğinde malların zilyedi açacağı dava ile malların müsadereye tabi olmadığını isbatlamalıdır... ) biçiminde yer verdiği düşünce, meselenin duruşmalı inceleme ile hallini, dolayısıyla CMUK.nun 392/1 ve 393. maddelerinin tatbiki gerekeceği sonucuna götürür.
CMUK.nun 392. maddesi dikkatle okunduğunda kanun koyucunun üzerinde tartışma açılmasına lüzum görmediği husus sanığın bulunmaması ve eşyanın ceza mahkumiyeti olmasa, faile ait bulunmasa dahi mutlaka zaptığı emrettiği hallerdir. Bunun dışında kalıp, suçta kullanıldığı, üzerinde bir takım haklar dermayanı kabil hallerde adil bir sonuç için müsadere davasına zaruret gördüğü dikkate alınmalıdır.
Diğer taraftan Yargıtay Yüksek İki, Üç ve 8. Ceza Daireleri uygulamalarının da bu doğrultuda bulunduğu görüşmeler sırasında ortaya konmuştur.
Böylece açıklanan düşünceler karşısında Yüksek 9. Ceza Dairesinin İstanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 10.11.1983 gün ve 104 sayılı kararını bozmasında isabet görülmemiştir.
Ancak, 5. Asliye Ceza Mahkemesi anılan kararında görevli mahkeme olarak Toplu Basın Asliye Ceza Mahkemesini göstermiştir. Halbuyse "........"adlı eser failine atfedilen eylem TCK.nun 142-4. maddesinde yazılı "kominizmi övme" suçudur ve böyle bir davaya bakma görevi Ağır Ceza Mahkemesine aittir. Bu nedenle mahkeme kararının bu bölümde isabet bulunmadığının düzeltilmesi zorunlu görülmüştür.
SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle, C. Başsavcılığı itirazının kabulüne, Yargıtay Yüksek 9. Ceza Dairesi'nin 20.1.1984 gün ve 3276-540 sayılı bozma kararının kaldırılmasına, ancak istanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nin "müsadere hususunun Toplu Basın Asliye Ceza MAhkemesince incelenmesi gerektiği" biçimindeki bölümün "Esas davaya bakmakla görevli Ağır Ceza Mahkemesince incelenmesi", şeklindeki düzeltilmesi suretiyle vaki yazılı emirle bozma isteminin reddine, 12.11.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Türk Telekom Borç 
  • 13.06.2025 08:58
  • [Mal Paylaşımı davaları] Mal Paylaşımı dava sonucu alacak Nafakadan düşülebilir mi 
  • 12.06.2025 08:44
  • SGK sözleşmeli özel hastane Savcılığa şikayet edilebilir mi ? 
  • 11.06.2025 20:01
  • Fuzuli İşgalci Evin Demirbaşlarını Söküp Götürebilir Mi 
  • 11.06.2025 18:54
  • Solidworks Lisanssiz kullanımi yanlış adreste arama 
  • 10.06.2025 01:05


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini