Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E:1984/7-421
K:1985/111
T:04.03.1985
  • TÜRK PARASINI KORUMA YASASINA AYKIRI DAVRANIŞ
* ÖZET:8/192 sayılı Kararın, ihracat ve ihracat hesaplarının kapatılması ile ilgili işlemleri kapsadığını, dövizin yurda getirilmesi zorunluluğunu ortadan kaldırmaktan çok, işlemler nedeniyle ihracatçıya kolaylık sağlayarak döviz kazandırma amacına yönelik bulunduğunu ve şekli suç oluşumlarını ilgilendirdiğini kabul etmek, 1567 sayılı Yasanın amacına daha uygun düşer.
(1567 s. TPKK. K. m. 3/C)
(17s.TPKK. Hk. Karar m. 14)
(Bakanlar Krl. Kararı-8/192 s. (27.1.1980 Ta. m. 1)
1567 sayılı Kanuna aykırı davranışta bulunmaktan sanık Metin'in beraatine dair, (İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi)'nden verilen 15.12.1983 gün ve 199- 347 sayılı hüküm, müdahil vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay 7. Ceza Dairesi'nce bozulup yerine geri çevrilmiştir.
İlk hükümde direnmeye ilişkin aynı mahkemeden verilen 25.6.1984 gün ve 163 - 317 sayılı son hükmün Yargıtay'ca incelenmesi müdahil vekili tarafından süresinde verilen dilekçe ile istenilmiş, koşulu da yerine getirilmiş olduğundan dosya C. Başsavcılığı'nın hükmün onanması istemini bildiren 12.9.1984 gün ve 7-5796 sayılı tebliğ namesiyle, 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
1567 sayılı Kanuna aykırı davranışta bulunmaktan sanık Metin'in üzerine atılan suçtan beraatine dair İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nden verilen hükmü müdahil vekilinin temyizi üzerine inceleyen Özel Daire; "Yapılan duruşmaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, gösterilen gerekçe ve takdire göre sanık hakkında 17 sayılı Kararın 46. maddesine muhalefet suçundan verilen beraat hükmünün ONANMASINA,
17 sayılı Kararın 14 ve bu karara ilişkin Seri 2, No: 3 sayılı Tebliğin 3 ve 4. maddesine muhalefet suçuna gelince;
TPKK. Hakkında 17 sayılı Karara ek 8/192 sayılı karar, ihracat ile ilgili işlemlere ilişkin şekli hükümler için uygulanmasına amir olup ihraç edilen mal bedeli, dövizin getirilmemesi halinde 1567 sayılı Yasanın 3/C maddesindeki suçun oluşmasını kaldıracak mahiyette bir karar olmadığı gözetilerek delillerin toplanması ve takdiriyle bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile beraat hükmü kurulması" isabetsizliğiyle bozmuş,
Dosyanın gönderildiği Yerel Mahkeme, özetle; destekleme ve fiyat istikrar fonuna dahil olmayan malların ihraç değeri 40.000 doların altında olup eylem 8/192 sayılı Kararla 17 sayılı Kararın 14. maddesine eklenen (b) fıkrası kapsamında olup suç oluşturmadığından ve emsal uygulamalarda bu yönde olduğundan önceki kararında direnmiştir.
İncelenen dosyaya, delillere göre:
El Sanatları ve Turizm Sanayii ve Ticaret AŞ. hükmi şahsiyeti yönetim kurulu başkam olan sanığın İş Bankası İzmir Şubesi aracılığıyla İzmir Çıkış Gümrük Müdürlüğünün 25.2.1982 tarih ve 16090 sayılı çıkış beyannamesi ile Batı Almanya'ya ihraç ettiği 29.08250 DM. kıymetindeki bakliyat, çerez ve turşu bedellerini kanuni süresi içerisinde, Banka ve Kambiyo Müdürlüğünce verilen ek sürelere rağmen yurda getirmediği ve ihracat hesabını kapatmadığından hakkında kamu davası açıldığı,
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında suçun sübutu konusunda uyuşmazlık bulunmadığı görülmüştür.
1567 sayılı Yasada iki türlü suç öngörülmüştür:
Birincisi, Kanunun 1. maddesi çerçevesi içerisinde Bakanlar Kurulunca alınan karar ve bu kararlara uygun olarak çıkarılan tebliğlere aykırı hareket etmekten doğan suçlar ki bu suçlar şekli suçlar olup Yasanın 3/a maddesi ile cezalandırılmıştır.
İkincisi ise, Kanunun bizatihi kendisinin unsurlarını göstererek suç olduğunu belirttiği fiillerdir ki bunlar 3/C maddesinde yer almıştır.
3/C maddesindeki bir defaya mahsus olsa dahi her türlü mal, kıymet, hizmet ve sermaye ithal ve ihraç edenler veya bu işlere tavassut edenler veya bankacılık ve milletlerarası nakliyat ve sigortacılık işleriyle uğraşanlar veya komisyonculuk yapanlardan bu muameleleriyle ilgili olarak dışarıda tekevvün eden alacaklarını,
1 - 1. madde mucibince ısdar edilecek kararlar hükümlerine göre ve bu kararlarda tayin edilen müddetler içinde memlekete getirmeyenler,
2 - Kendilerine ait ithalat ve ihracatla diğer işlerinde döviz kaçırmak kasdiyle muvazaalı muamelelerde bulunanlar veya bu nevi muamelelere teşebbüs edenler,
3 - Resmi makamlara ibraz edilen fatura ve vesikalarda tahrifat yapmak veya icabı hale göre düşük veya fazla kıymetli fatura ve vesikalar tanzim etmek veya ettirmek suretiyle dışarıyla kıymet kaçıran veya dışarıda kıymet bırakan veya bu fiillere teşebbüs edenler, hakkındaki hükümler kazanılan dövizin yurda getirilmesi zorunluluğuna ilişkin fiilleri içermektedir.
3/C maddesinin 1. kısmındaki suçun oluşumu ile ilgili olarak Bakanlar Kurulu 17 sayılı kararı almış ve bu kararın 13. maddesinde döviz getirme zorunluluğu vurgulanarak ihracata ilişkin esas hüküm gösterilmiştir. İhracat hesapları ile ilgili 14/1. maddesinde de kazanılan dövizin getirilmesinin gerektiği süre belirlenmiştir.
Konumuzu ilgilendiren, 8/192 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı, 14. maddeye 1 fıkra ekleyerek, gösterdiği koşullarda ihracatla ilgili işlemlere ilişkin hükümlerin uygulanmayacağını öngörürken, kazanılan dövizin getirilmemesinden doğan suçun oluşumu ile ilgili 13 ve dövizin getirilerek hesabın kapatılma süresini gösteren 14/1. maddeye yeni bir unsur katmamış ve yeni bir yasak getirmemiştir.
Yalnız, yapılan ihracatla ilgili işlemlere ilişkin hükümlerin uygulanmayacağını belirtmiştir. Bu itibarla 8/192 sayılı Karar, 3/C maddesinin 1. kısmında ifade edilen bir karar mahiyetinde değildir.
Kanundan doğan bir suçun bir kararla ortadan kaldırılmasına da olanak yoktur. Bu duruma göre, 10.000 Dolarlık ihracatla ilgili bir hesabın kapatılması sırasında muvazaalı muamele yapılarak veya tahrir edilmiş bir fatura ibraz edilerek dövizin getirilmesi halinde 8/192 sayılı Karar öne sürülerek 3/C maddesinin 2 ve 3. fıkralarında yer alan fillerin oluşmadığının kabulü, yasal bir dayanaktan yoksun kalacaktır.
8/192 sayılı Kararın; kazanılan dövizin yurda getirilmesi zorunluluğunu içeren 17 sayılı Kararın 13 ve 14/1. maddesine bir istisna getirdiğini de ileri sürmek mümkün değildir. Zira kararda "ihracata ilişkin hükümler" denilmemiş "ihracatla ilgili işlemlere ilişkin hükümler" denilerek 13 ve 14/1. maddedeki esasla ilgili hükümlere dokunulmamış işlemlere ilişkin olarak bir karar alındığı açıkça vurgulanmıştır. Bu nedenle '8/192 sayılı; Karara paralel olarak, soruşturmayı içeren İhracat Tebliğinin 43. maddesinde de bir değişikliğe gidilmemiştir İşlemler, malın ihracına ilişkin hükümler içensinde gösterildiği gibi satışı müteakip döviz hesaplarının kapatılmasına mütedair hükümler içinde de yer almaktadır. Sözü edilen kararda bahis konusu edilen işlemler, 17 sayılı kararın 15. maddesine uygun olarak Seri: İİ, No : 3 sayılı İhracat Tebliğinin 6, 7, 19, 21. maddelerinde gösterilen işlemler ve benzerleri olup, Tebliğin 43/2. maddesiyle kovuşturma yapılması öngörülmüştür. İşlemlerde döviz kaybının bulunmaması bir esastır. Nitekim Maliye Bakanlığı Seri : Vİİ, No :181 sayılı Tebliğde yer alan şekle muhalif fiillerin, 5.4.1980 gün ve 16951 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan açıklama tebliğinde "ihracatla ilgili döviz kaybı meydana gelmemiş işlemler" olduğunu ifade ile maksadım belirterek açıklamak zaruretini duymuştur
Mezkür kararın, bir terkin kararı mahiyetinde olduğu da düşünülemez. Terkinin, hangi hallerde ve hangi koşullarda uygulanabileceği 17 sayılı Kararın 4/9. maddesinde gösterilmiştir. Terkin, yapılmış olan bir ihracat nedeniyle dövizin getirilme imkanının bulunmaması hali ile ilgilidir. Maddedeki yazılışa göre genellemeye müsait değildir. 8/192 sayılı Kararda ise, peşin peşin ihracat dahi yapılmadan bir genelleme ile kazanılacak dövizin getirilmesi zorunluluğunu ortadan kaldıracak bir nevi terkin yapıldığı anlamını taşıyan bir ifade yer almamıştır. Kararın böyle bir düşünce ile alındığı da söylenemez. Zira, 8/192 sayılı Karar, 28.1.1980 tarihinde yürürlüğe girdikten sonra, Maliye Bakanlığı 6.5.1980 tarihinde 5/4 sayılı Tebliği yayınlanmıştır Bu tebliğde de görüldüğü üzere belirlenen hal ve şartlarda ihracatçı ve sanayiciye belli oranlarla dövizi getirmeme imkanı tanınmıştır. 8/192 sayılı Kararla kazanılan dövizin getirtilmemesi imkanı verilmiş olsa idi herhalde daha sonra 5/4. tebliğ yayınlamak gereği duyulmazdı.
Diğer taraftan konuya bir de amaç yönünden bakmak gereklidir.
1567 sayılı Kanunun 1. maddesiyle, Bakanlar Kuruluna çizdiği çerçeve içinde Türk Parasının kıymetinin korunması amacına yönelik olarak karar alma yetkisi tanınmış, Bakanlar Kurulu da 17 sayılı Kararda da bu amaçla karar aldığım açıkça ifade etmiştir. Mevcut para sistemi içerisinde yurda getirilen her bir kuruş dövizin Türk Parasının kıymeti ile yakından ilgili olduğu açıktır. Gerek terkin, gerekse 5/4 sayılı Tebliğ ile 8/192 sayılı Karar ve benzeri karar ve tebliğlerdeki hükümler döviz kaybından çok dövizin getirilmesi amacına yöneliktir. Bu karar ve tebliğler, dövizin getirilmemesi halinde ihracatçı hakkında yapılan işlemlerle kredisinin kesilmemesi ve ihracatçı belgesinin geri alınmaması suretiyle tekrar ihraç yapmasına imkan tanınıp, kazanılan dövizin yurda getirilerek Türk Parasının değerinin korunması düşüncesiyle çıkarılmıştır.
Ceza Genel Kurulu başka bir iş nedeniyle aldığı 1.10.1984 gün ve 1983/424, 1984/290 sayılı kararında bu hususları daha değişik bir ifadeyle belirtmiştir. Alınan karar ve çıkarılan tebliğlerin döviz kaybına değil, dövizin yurda getirilmesine yönelik olduğu gerek kanun gerekse karar ve tebliğler hükümlerinde açıkça görülmektedir. Karar ve tebliğlerde kazanılan dövizlerin doğrudan doğruya yurt dışında bırakılacağına dair hükümler yer almamış aksine amaca uygun olarak getirilmesi zorunluluğuna dair hükümlere yer verilmiştir Aksine bir düşünceye yer verildiği takdirde, örneğin 120.000 Dolarlık bir ihracatı, 40.000'er Dolarlık üç partiye bölerek yapan bir ihracatçının bir kuruş dahi döviz getirme mecburiyetinden bahsedilemeyecektir. Mevcut, kanun hükümleri ve alman diğer kararlar muvacehesinde bahse konu kararın bu amaçla çıkarıldığını söylemekte mümkün değildir. 8/192 sayılı Kararda görülen hüküm, ihraç işlemleri ile ilgili sorumlulukları kısmen de olsa kaldırılarak ihracatçının işlemlerden doğan korku 've endişelerini yok edip ihracatı teşvik ederek kazanmış olan dövizin yurda getirilmesi amacına yöneliktir.
Bu itibarla 8/192 sayılı Kararın ihracat ve ihracat hesaplarının kapatılması ile ilgili işlemleri kapsadığını, dövizin yurda getirilmesi zorunluluğunu ortadan kaldırmaktan ziyade işlemler nedeniyle ihracatçıya kolaylık sağlayarak döviz kazandırma amacına yönelik bulunduğunu ve şekli suç oluşumlarını ilgilendirdiğini kabul etmek gereklidir.
Şu duruma göre müdahil vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme direnme hükmünün bozulmasına, karar verilmelidir.
Bu görüşe katılmayan başkan ve üyeler:
Düşüncemizin açıklığa kavuşturulabilmesi için konuya ayrıntılı biçimde yaklaşma zorunluluğu bulunmaktadır.
Çoğunluk görüşüyle aykırı düşmemizin nedeni, 27.1.1980 gün ve 8/192 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının son cümlesinde yer alan (17 sayılı Karar ve eklerinin ihracat ile ilgili işlemlere ilişkin hükümleri uygulanamaz) tümcesindeki "işlemler" sözcüğüne verilmesi gereken anlamdır. Hemen şunu belirtmek gerekir ki bu araştırmayı yaparken soyut biçimde sözcüğün lügat manasından anlam çıkartmakla yetinemeyiz. Anlamı açık olmayan tümce, açıklığa kavuşturulurken eskiden "gal" diye adlandırılan ereksel yoruma başvurmak zorunluluğundayız,
1367 sayılı Yasa tekrar edile geldiği üzere monoter amaç güden bir yasadır. Konumuzu içeren 3. maddenin (C) bendi de bu amaca uygun olarak yapılacak ihracat, bankacılık, nakliyecilik sigorta ve komisyonculuk türlerini saydıktan sonra (... bu muameleleriyle ilgili olarak dışarıda tekevvün eden alacaklarını 1. madde mucibince isdar edilecek kararlar hükümlerine göre ve bu kararlarda tayin edilen müddetler içinde memlekete getirmeyenler;...) diyerek normal bir ihracat da dövizin nasıl ve ne zaman getirileceğinin tayin işini Bakanlar Kuruluna bırakmış ve müteakip tümcelerle de diğer yasak eylemleri göstermiştir. İşte 8/192 sayılı Tebliğ hükümleri bakımından dikkate alınması gereken husus budur. Zira 1. maddeye yapılan yollama ile Bakanlar Kuruluna verilen yetki sınırları içinde 17 sayılı Kararın 13 ve 14. maddeleriyle yapılan düzenleme ihracata tekabul eden dövizlerin getirilmesinde izlenecek usul ve dövizlerin getirilme sürelerini düzenleyen hükümler olup 8/192 sayılı Kararla eklenen fıkra da bu amaç doğrultusunda düzenlenmiş bir hükmü içermektedir ve anlamı da (a) ve (b) fıkralarında gösterilen sınırlamalara bağlı kalınmak kaydıyla ihracatçıya dışarıda döviz bırakma yetkisini tanımasıdır.
Bu görüşümüz eleştirilirken, Bakanlar Kurulunun mücbir sebebe dayanmak kaydıyla belirli bir ihracat işleminde terkin yoluna gidebileceği, bir genelleme ile bütün ihracatçıların bu imkandan yararlandırılamayacağı öne sürülerek 17 sayılı Kararın 4. maddesinin 9. bendi dayanak gösterilmiştir.
Bu görüşe katılmak mümkün değildir ve bu hal Yüksek Dairenin şimdiye değin uygulamalarına da ters düşer. Şöyle ki:
Bilindiği gibi 16.11.1961 gün ve 10959 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 74 sayılı Tebliğ ile yurda getirilememiş ihracat ve görünmeyen muameleler. den tevellüt eden:
A) a - Toplam 5000 Dolara yahut her muamele itibariyle 500 Dolara kadar olanlar,
b - Her muamele itibariyle 10.000 Dolara kadar olan kısım mükellef şahsa açıkça bir kasd isnadı mümkün olmayan hallerde terkin edilmiş.
B) 17.3.1972 gün ve 14131 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan VII/98 sayılı Tebliğ ile,
a - Toplam 10.000 dolara veya her muamele itibariyle 1000 Dolara kadar olanlar,
b - Her muamele itibariyle 10.000 Dolara kadar olan kısım mükellef şahsa açıkça bir kasd isnadı mümkün olmayan hallerde terkin edilmiş.
C) 19.3.1980 gün ve 16934 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan VII/181 sayılı Tebliğ ile de:
a - İhracatçı firma ve kuruluşların ihracatlarının 0/0 Si veya 10.000 Dolarlık kısmı (hangisi büyükse),
b - Destekleme ve fiyat istikrar fonuna dahil malların ihracat işlemleri hariç olmak üzere ihracatçı firma ve kuruluşların 40.000 Dolara kadar ihraç partileri,
c - İthalat ile görünmeyen muamelelerden meydana gelen ve 10.000 Dolara kadar açık hesaplar ile döviz kaybı meydana gelmemiş olan usul ve şekle muhalif fiilleri Bakanlar Kurulu da değil, Maliye Bakanlığı'nca çıkarılan tebliğlerle terkin edilmiş ve yargı organlarınca da TCK. genel af hükümleri uygulanmıştır. Bütün bu genel nitelikteki terkin hükümleri yukarda değindiğimiz gibi 3/C maddesinin 1. maddeye ve bu maddeye dayanılarak çıkarılan 17 sayılı Kararın 45 maddesine dayandığı için geçerli kabul edilmiştir.
D) Siyasal ve Ekonomik kaynaklı nedenlerle düşülen darboğazlar sonucu üretim ve kalkınmanın duraklaması üzerine, Türk Parasının istikrara kavuşturulması için alınan önlemler yanında bir takım teşvik edici tedbirlerinde yürürlüğe konması öngörülmüş ve Seri: 11/5, 5/1, 5/2 ve 5/4 sayılı Tebliğlerle ihracatçılara anılan bu tebliğlerde yazılı koşullara bağlı kalınmak kaydı ile yurda getirdikleri net dövizler karşılığında kendi üretim ve faaliyetleri için kullanacakları ithalatı gerçekleştirmek üzere belirli oranlarda döviz transferi yapma olanağı tanınmıştır.
Ancak 24 Ocak kararları adıyla anılan tarihten sonra , önce 27.1.1980 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 8/190 sayılı ve bilahare 28.1.1980 günlü Resmi Gazetede yayınlanan 8/192 sayılı olup inceleme konumuzu teşkil eden kararla 17 sayılı Kararın 14. maddesine:
a) İhracatçı firma ve kuruluşların ihracatlarının % 5'i 10.000 Dolarlık kısmında (hangisi büyükse),
b) Destekleme ve fiyat istikrar fonuna dahil malların ihracatçıları hariç olmak üzere ihracatçı firma ve kuruluşların 40.000 Dolara kadar ihraç partilerinde 17 sayılı Karar ve eklerinin ihracat ile ilgili işlemlere ilişkin hükümleri uygulanmaz" biçimindeki fıkra eklenmiştir.
Aşağıda açıklamaya çalışacağımız nedenlerle süreklilik tanınan bu uygulamayla tebliğde belirtilen miktar dövizi yurda getirmeyenler hakkında kovuşturma yapılmayacağından lehe bu hükümler evvelce haklarında soruşturma veya kovuşturma yürütülenlere uygulanmayacağı için eşitliği sağlamak amacıyla yukarda (1) No paragrafta metni yazılı 19.3.1980 gönlü Resmi Gazetede yayınlanan Seri : Vİİ - 181 sayılı Tebliğle, 8/192 sayılı Tebliğde yazılı aynı limifler esas alınarak bu miktar dövizi getirmeyenler hakkında Maliye Bakanlığı'nca terkine gidilmiş ve TCK.nun 97. maddesi uygulanarak mevcut davalar ortadan kaldırılmıştır.
Şurasına hemen işaret etmek lazım ki; Seri : V -5, 5/1, 5/2, 5/4 (ki bu tebliğ Seri : Vİİ - 181 sayılı Tebliğden sonra çıkarılmıştır). Konulan, koşulları tamamen farklı uygulamalara taallük ettiğinden her biri için diğerinin çıkarılmasına neden lüzum görülmüştür sorusunu zait addediyoruz.
8/192 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla 17 sayılı Karara yapılan bu ilave fıkra, ihracatçıya döviz getirme zorunluluğu dışında bırakmaktadır. Bu görüşümüzün dayanaklarını şöyle göstermek mümkündür.
17 sayılı Kararın ihracatdan bahseden kısım İİ. bölüm 1. madde, 13. ihracatın Dış Ticaret rejimi esaslarına göre yapılacağını,
İhracata tekabul eden dövizlerinde, bu karar hükümleri dairesinde ve Maliye Bakanlığı'nca tesbit edilecek usule uyularak yurda getirileceğini,
Kararın 14. maddesinde; l/F dövizin yurda getirilme zamanını, 2/f ise süresi içinde getirilmeyen dövizler için izlenecek usulü gösterdikleri, sonra 8/192 sayılı Kararla bu ilk iki fıkrada gösterilen uygulamadan istisna kılınan limitleri belirtip 17 sayılı Karar ve eklerinin uygulanmayacağını açıklamıştır.
İhracattan bahseden kısım İİ incelendiğinde yapılan düzenlemenin dövizlerin getirilme şekil ve süresine ait bulunduğu, 1567 sayılı Yasanın 3/C maddesinde yazılı muvazaalı muameleler ve hilah hakikat belgelerin bir suç teşkil etmesi halinde bu eylemlerinden dolayı 1567 sayılı Yasaya göre ilgilileri hakkında soruşturma açılmasının düşünülemeyeceği ihracat için geçerli kuralların ise 1615 sayılı Yasaya göre çıkarılan ihracat karar ve yönetmeliğine göre yürütüleceği keza 17 sayılı Karara ilişkin Seri: İİ -3, Sayı: 1 İhracat Tebliğinde de döviz getirme şekil ve sürelerinin gösterildiği bilinmektedir.
Hal böyle olunca:
Lügat manası (bir işi neticelendirmek için gereken safhalarda geçirme muamele) biçiminde tanımlanan "işlem" sözcüğünden döviz getirme bölümünü çıkarıp "17 sayılı Karar ve eklerinin ihracat ile ilgili işlemlere ilişkin hükümleri uygulanmaz" tümcesini neler olduğu ortaya konulmayan işlemlere hasretmek mümkün müdür?
İşlem sözcüğü kambiyo mevzuatında kullanılagelen biçimiyle döviz getirme yükümlülüğü dışında bir anlamda kullanılmamaktadır. Nitekim:
74 sayılı Terkin Tebliğinin 1/b bencil "Terkin muamelesini yapmaya" biçiminde,
VII/98 sayılı Tebliğin 2/b bencil (... terkin işlemini yapmaya...),
VII - 181 sayılı Tebliğin son cümlesi (Bu işlemlerle ilgili terkin muamelelerini yapmaya...) şeklindeki tümceleriyle işleme dövizli bölümü de kapsayacak anlam verildiğini görmekteyiz:
Kaldı ki işlemler dövizin. getirilmesiyle ilgili bulunduğuna göre, döviz getirme zorunluluğu dışındaki muameleleri kapsadığı tarzında bir yorum yaptığımız ve bunları uygulamadığımız zaman zorunlu getirmeyi nasıl kontrol altında tutacağımızı da düşünmek gerekir.
Her ihracatçı, yerleşik iş düzenini sürdürmek için zorunlu tutulmasa dahi aktifini teşkil eden dövizi getirmek zorundadır.
İhracatçı öz sermayenin yokluğu halinde yüksek kredi faizleriyle iş kolunu yürütmek olanağım artık kaybetmiştir. Bütün ulusların ürünlerine pazar bulmak için kıyasıya rekabet içinde bulunmaları, hele yurdumuz açısından rahat kazancın iç piyasa olduğu düşünülürse teşvik edici tedbirlerle yapılmak istemenin döviz kaçakçılığı amacı olamayacağı (istisnaları bulunsa dahi) barizdir.
Son olarak şunu belirtmek lüzumunu duyuyoruz. Resmi Gazetenin 7.7.1984 günlü nüshasında yayınlanan 30 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 8. maddesinin l/f aynen:
"Ticari amaçlarla ihraç, edilen malların bedelinin en az 0/0 80'inin fiili ihraç tarihinden itibaren en çok üç ay içinde ihracatçılar tarafından yurda getirilerek bir bankaya satılması zorunludur (Bu kararda öngörülen Özel Haller ile haklı ve mücbir sebeplerden kaynaklanan haller hariç) bakiye % 20 oranındaki dövizler serbestçe tasarruf edilir" hükmü getirilmiştir.
% 20'lerin icabı halde, 8/192 sayılı Karardaki limitleri çok aşacağı düşünülürse yönetimin amaçlamadığı bir uygulamaya, yorum yoluyla gitmemiz kabil olamaz.
Yukardan beri açıklamaya çalışılan düşüncelerle; bu tanzim tasarrufu ile idarenin işlem sözcüğünü kullanması VII - 181 sayılı Tebliğ ile suç teşkil eden geçmiş eylemler terkin edilmiş, ileriye dönük kısmi terkin ile de artık hukuka aykırılık oluşmayacağı cihetle bu işlemleri idarenin yapabilmesine olanak tanınmıştır. Zira bu yetkinin tanınmaması halinde banka ve kambiyo mercilerinin ihbar yükümlülüğü baki kalacağından ihracat dosyasını kapatma yetkileri bulunmayacaktır. Biçimindeki görüşlerle hükmün onanması istenmiştir.
Sonuç Açıklanan nedenlerle yerel mahkeme hükmünün (BOZULMASINA), depo parasının müdahile geri verilmesine, mahalline gönderilmek üzere dosyanın C. Başsavcılığı'na tevdiine, birinci müzakerede üçte iki çoğunluk sağlanamadığından, 4.3.1985 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Evlat Edinme] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hakkında 
  • 04.05.2025 15:37
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini