 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1984/73
K: 1984/161
T: 30.04.1984
DAVA : Cebren kız kaçırmaya teşebbüs, adam öldürmek ve 6136 sayılı Yasaya aykırılıktan sanıklar Mehmet ve arkadaşlarının hükümlülüklerine dair Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 26.5.1982 gün ve 136-121 sayılı hüküm, kısmen re'sen temyize tabi olup, sanıkların da temyizleri üzerine, Yaırgıtay 1. Ceza Dairesince incelenerek bozulup, yerine geri çevrilmiştir.
İlk hükümde direnmeye ilişkin aynı mahkemeden verilen 9.8.1983 gün ve 55-154 sayılı son hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, sanıklar tarafından süresinde verilen dilekçe ile istenilmiş, koşulu da yerine getirilmiş olduğundan, dosya C. Başsavcılığının hükmün bozulması istemini bildiren 31.1.1984 gün ve 1/3925 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Zorla kız kaçırmağa teşebbüs, adam öldürmek ve 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçlarından sanık Mehmet'in TCK.nun 450/7, 59, 6136 sayılı Yasanın 13. maddeleri gereğince 3 ay geceli, gündüzlü bir hücrede tecrit edilmek suretiyle müebbet ağır hapis cezası ve 2.500 lira ağır para cezasıyla mahkumiyetine; Şıhmız'ın, aynı maddeler ve ayrıca TCK.nun 55. maddesinin uygulanması suretiyle 16 sene 8 ay ağır hapis, 6 ay 20 gün hapis ve 1.666 lira ağır para cezasıyla tecziyesine; Sait'in TCK.nun 450/7, 65/3, 59. maddeleri gereğince 8 sene 4 ay ağır hapis cezasıyla tecziyesine; Ahmet'in bu maddelerle birlikte 55/3. maddenin uygulanması suretiyle 5 sene 6 ay 20 gün ağır hapis cezasıyla ve adı geçen sanıkların fer'i cezalardan tecziyelerine ilişkin hükmü, Özel Daire:
1 - Sevke ve uygulamaya göre sanıklar Şıhmız ve Mehmet haklarında Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 258. maddesi uygulanmadan hüküm kurulması,
2 - Duruşmalara iştirak eden hakimlere ait yetki belgelerinin getirilmemesi ve eklenmesi isabetsizliğinden bozmuş;
Yerel Mahkeme ise:
Dosyada duruşmalara iştirak eden hakimlere ait yetki belgelerinin bulunduğu anlaşılmış, bu konuda dosya Yargıtay'dan dönünce bir de tutanak düzenlenmiştir.
Sorgu Yargıçlığının 15.9.1980 tarih ve 12/32 sayılı son soruşturma kararnamesinde sanıklar Şıhmız ve Mehmet'in TCK.nun 450/7 ve 463. maddeleri gereğince cezalandırılmaları istenmişse de; 20.8.1981 günlü celsede iddia makamı esas hakkında mütalaasında, adı geçen sanıkların TCK.nun 64, 450/7. maddeleri gereğince cezalandırılmasını mütalaa etmiştir. Aynı celsede sanıklara ve vekillerine savunmaları için mehil verilmiştir. Daha sonraki celselerde daha başka işlemler yapılmış ve soruşturma genişletilmiştir. 13.5.1982 günü celsede ise iddia makamı 20.8.1981 günlü mütalaayı aynen tekrarlamıştır. Yine aynı celsede 20.8.1981 tarihli celsedeki mütalaası okunmuş, taraflardan diyecekleri ve esas hakkındaki savunmaları sorulmuştur. Bu durumda sanıklara ek savunma verilmesine gerek yoktur. Nitekim Ceza Genel Kurulunun oybirliğiyle verdiği 11.6.1979 gün ve 218/271 sayılı kararında C. Savcısının esas hakkındaki mütalaası bizzat sanık vekilinin yüzüne karşı yapıldığının ve mütalaa gereğince sanıktan ve vekilinden savunmalarının yeniden sorulup tesbit edildiğinin anlaşılmasına göre, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunun 258. maddesi uyarınca sanıktan ayrıca ek savunma alınmasına, gerek yoktur" denilmektedir. Sanığa isnat edilen suçun hukuksal niteliği duruşma sırasında değişirse sanığa bunu bildirmek ve savunmasını ona göre hazırlamasını sağlamak ceza adaleti gereğidir. Ancak söz konusu olan madde ve fıkralardaki değişiklik değil, suçun unsurlarındaki değişikliktir. Ceza Genel Kurulunun 8.1.1973 gün ve 194/2 sayılı kararında da: "..sanığın, mağduru bıçakla yaraladığı açıkça bildirilmesine göre hukuki durumda değişiklik söz konusu değildir. Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 258. maddesi gereğince sanığın ek savunmasının alınarak hükümlülüğü yoluna gidilebilmesi, suçun hukuki mahiyetinin değişmesi koşuluna bağlıdır. İddianamede TCK.nun 463. maddesinin uygulanması talep edilmekte ise de, sanığın açık ikrarı karşısında varılan sonuç sebebiyle savunmasını değiştirici bir durum doğmamıştır. Bu bakımdan mahkemenin direnme kararındaki gerekçe Usul ve Yasaya uygundur denilmek suretiyle bu husus vurgulanmıştır gerekçesiyle önceki hükmünde direnmiştir.
".... Ağır Ceza Mahkemesindeki davalara bakmaya yetkili hakimlerin yetki emirlerini gösterir iki adet çizelgenin dosyada bulunduğu ve bu listede duruşmalara iştirak eden hakimlerin adlarının da yazılı olduğu dosyanın incelenmesinden anlaşıldığı gibi; sanıkların ve vekillerinin hazır bulunduğu 13.5.1982 tarihli oturumda, sanıkların TCK.nun 64, 450/7 ve 6136 sayılı yasanın 13. maddeleri gereğince cezalandırılmasının talep edildiği C. Savcısının 20.8.1981 tarihli oturumdaki esas hakkındaki mütalaasının okunmasından sonra sanıklar ve vekillerinden savunmalarının yeniden sorulup, tesbit edildiğinin anlaşılmasına göre, CMUK.nun 258. maddesi gereğince sanıklardan ayrıca ek savunma alınmasına gerek bulunmadığından ve bu itibarla direnme kararı yerinde olduğundan işin esasının incelenmesi için dava dosyasının Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, direnme doğru olup, tebliğnamedeki isteme kısmen aykırı olarak, dava dosyasının esası incelenmek üzere 1. Ceza Dairesine gönderilmesine sağlanması için C. Başsavcılığına tevdiine, 30.4.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.