 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1984/527
K: 1985/254
T: 06.05.1985
DAVA : Kasten adam öldürmekten sanık İbrahim'in hükümlülüğüne dair Keskin Ağır Ceza Mahkemesi'nden verilen 3.11.1983 gün ve 32-108 sayılı hüküm, sanık ve C. Savcısının temyizleri üzerine, Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nce incelenerek bozulup yerine geri çevrilmiştir.
İlk hükümde direnmeye ilişkin aynı mahkemeden verilen 20.9.1984 gün ve 66-88 sayılı son hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanık ve C. Savcısı tarafından süresinde verilen dilekçeler ile istenilmiş sanık yönünden koşulu da yerine getirilmiş olduğundan dosya C. Başsavcılığı'nın hükmün onanması istemini bildiren 22.11.1984 gün ve 1-3796 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Aklen varid bir endişe ve havfi ciddi halinde İshak'ı kasten öldürmekten sanık İbrahim'in, TCK. nun 448, 461/son 59. maddeleri gereğince 10 sene ağır hapis cezasıyla mahkumiyetine ilişkin hüküm Özel Dairece:
Sair temyiz itirazlarının reddedilmekle beraber;
Oluşa göre ciddi bir korkuya kapıldığı anlaşılan sanığın müdafaa ifrata giderek maktulü ayak bölgesinden değil de, karnından vurmasında TCK.nun 461/1. maddesinin son fıkrası gereğince yapılacak indirmenin üçte bire kadar olması, hak ve nesafete daha uygun düşecekken, teşdit nedeni gözetilmeden cezanın yarısının indirilmesi sureti ile fazla ceza verilmesi isabetsizliğinden onama isteyen tebliğnamenin reddiyle bozulmasına oybirliği ile karar verilmiştir.
Yerel Mahkemece ise; TCY.nın 461/son madde ve fıkrasının öngördüğü indirme nisbetinin üçte birinden yarısına kadar olduğu, kuşkusuz maddenin arzettiği özellik veçhile TCK.nun 49, 50, 51/2. madde fıkralarındaki durumun nazara alınarak kıyasen uygulama yoluyla hak ve nesafet kurallarına daha uygun düşecek cezanın tertibi düşünülebilirse de kıyas yapılmayacağı ve yasa boşluğu bulunduğu ileri sürülerek direnmeye karar verilmiştir.
Dosya kapsamına ve toplanan delillere göre:
Olay tarihinde sanık İbrahim, eşi ve çocukları ile birlikte Bahşılı Köyü'nün takriben 5. km. uzağında yayla evinde kaldığı, olay gecesi saat 01.00 sıralarında evinin dış kapısının vurulduğu, "kim o" diye seslenmesine rağmen kapıyı vuran şahsın cevap vermediği ısrarla kapıyı açmak için zorladığı, kapı açılmayınca evin mutfak penceresini açmak istediği, pencereyi açamayınca tekrar evin dış kapısına gelerek kapıyı zorlamakta devam ettiği, böylece ciddi bir endişe ve korkuya kapılan sanığın evde bulunan av tüfeği ile pencereden bir kaç el silah sıkarak maktulü karın bölgesinden vurup öldürdüğü, ciddi bir korkuya kapılan sanığın maktulü ayak bölgesinden değil de, karnından vurmak suretiyle müdafada ifrada gittiği ve eyleminin TCK.nun 461/son madde ve fıkrasına uygun düşüğü anlaşılmaktadır.
TCK.nun 461/son madde ve fıkrası indirme oranına değil, cezanın ne miktarda tertip ve tayin edileceğine ilişkin bulunmaktadır.
Türk Ceza Kanunu, cezai sorumluluğun, cezayı kaldıran veya hafifleten sebeplerin derecesine göre cezaların kademeli şekilde azaltılarak hükmedilmesi sistemini kabul etmiştir.
Ağır tahrikte TCK.nun 51/2. maddesi ile sanığın cezası 2/3 indirilirken ağır tahrikten de daha vahim bir durum olan meşru müdafaanın özel bir şekli 461. maddenin müdafaada ifrata ilişkin bulunan ve TCK.nun 50. maddesinde benzer nitelik taşıyan 461/son madde uygulamasında sanığın cezasının en fazla yarı olarak hükmedilmesi, ceza adaletine hak ve nesafete kesinlikle uygun değildir.
Kanunun ise adaletsizliği tecviz edeceği düşünülemez.
TCK.nun 461/son madde ve fıkrasının indirme oranına değil, cezanın ne miktarda tertip ve tayin edileceğine ilişkin olmasına ve TCK.nun cezai sorumluluğun cezayı kaldıran veya hafifleten sebeplerin derecesine nazaran cezaların kademeli şekilde azaltılarak hükmedilmesi gerekeceği şeklinde kabul ettiği sisteme göre havfi ciddi altında müdafaada ifrada gidilerek öldürme halinde 461/son madde fıkra uygulamasında sanığın tayin edilecek ceza 1/3'ten yarıya kadar hapistir.
Yerel Mahkemenin sözü edilen 461/son madde ve fıkra uygulamasında şiddet nedeni göstermeden cezanın yarısına indirmek suretiyle sanığa fazla ceza verilmesi yasaya aykırıdır.
Bu itibarla direnme hükmünün tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddi ile bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme hükmünün isteğe aykırı olarak BOZULMASINA, 6.5.1985 gününde oybirliği ile karar verildi.