 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1984/481
K: 1985/179
T: 01.04.1985
DAVA : Görevi suistimal suçundan sanık Fatma'nın hükümlülüğüne dair, (Karakoçan Asliye Ceza Mahkemesi)'nden verilen 10.07.1981 gün ve 13/41 sayılı hüküm sanığın temyizi üzerine Yargıtay 4. Ceza Dairesi'nce bozulup yerine geri çevrilmiştir.
İlk hükümde direnmeye ilişkin aynı mahkemeden verilen 09.03.1984 gün ve 58/9 sayılı son hükmün Yargıtay'ca incelenmesi C. Savcısı ve sanık vekili tarafuından süresinde verihen dilekçeler ile istenilmiş, sanık vekili yönünden koşulu da yerine getirilmiş olduğundan dosya C. Başsavcılığı'nın hükmün bozulması istemini bildiren 16.10.1984 gün ve 4 - 3720 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Görevi kötüye kullanmaktan sanık Fatma'nın üzerine atılan suçtan TCK.'nun 230/1; 647 sayılı Yasanın 4. maddesi uyarınca sonuç olarak 10.000 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına, para cezasının 647 sayılı Yasanın 5. maddesi uyarınca dört eşit taksitle alınmasına, cezasının ertelenmesine yer olmadığına dair Karakoçan Asliye Ceza Mahkemesi'nden verilen hükmü sanığın temyizi üzerine inceleyen Özel Daire;
"1- Savunmaya ve savunmayı doğrulayan şahadete nazaran sanığın eyleminde ihmal suçunun kasıt ve unsurları bulunmadığı gözetilmeden mahkumiyet kararı verilmesi;
2- Kabul bakımından;
a) (4 eşit taksit) tabiri para cezasının belirli aralıklarla alınacağını göstermeye yeterli olmayacağı cihetçle ağır para cesası taksit sürelerinin karar yerined belirtilmemesi,
b) Yasal olmayan gerekçeye dayanılarak ertelemeye yer olmadığına karar verilmesi isabetsizliğiyle" bozmuş,
Dosyanın gönderildiği yerel mahkeme; sanığın üzerine atılı suçu işlediğinin ikrar, tanık anlatımları ve dosya kapsamından sabit olduğunu ifade ile direnmiştir.
İncelenen dosyaya göre;
Sanık Fatma'nın 1972 yılında Karakoçan İlçesi'ne bağlı ..... Sağlık Evi'ne ebe olarak tayin olduğu ve adı geçenin bu tarihten itibaren olay tarihine kadar bu yerde aralıksız görev yaptığı, olay tarihi 28.09.1980 günü denetlemelerde bulunan ilçe kaymakamının sağlık evinde Türk Bayrağı ve Kızılay bayrağı asılmadığını görerek bu yerin sorumlusu olansanık ebe hakkında soruşturma açtırdığı,
İl merkezinden görevlendirilen muhakkikin soruşturması sonucunda Karakoçan İlçe Yönetim Kurulu'nun 18.12.1980 gün 3 sayı ile; (Hafta tatilinde bayrak asmadığı gibi yedi yıldır bayrak asmadığını ifae etmesi ile de bilerek görevini suistimal ettiği saptandığından TCK.'nun 240. madde uyarınca tecziyesi için Kacrakoçan Asliye Ceza Mahkemesi'nde lüzumu muhakemesine) karar verdiği;
Sanığın soruşturma aşamalarında üzerine atılı suçu reddederek Sağlık Evine ilk geldiği 1972 yıllarında kendisine verilen Kızılay Bayrağı ve Türk Bayraklarını asıp kullandığını, zamanla iklim şartlarından eskiyip, solarak, yırtılıp kullanılmaz hale geldiğinde asamadığını, bu arada devamlı suretle bayrak talebinde bulunmasına rağmen ilgililerin bayrak ihtiyacını karşılamadıklarını savunup bu hususta delil gösterdiği,
Dinlenen tanıklar köy muhtarı Mahmut ve olay tarihlerinde Karakoçan Sağlık Ocağı'nda görev yapan sekreter Mehmet'in; sanığın savunmasını doğruladıkları,
Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı Elazığ Müdürlüğü'nün 12.10.1980 gün ve sayısız, Karakoçan Merkez Sağlık Ocağı Tabipliği'nin 08.10.1980 gün ve sayısız, Karakoçan Merkez Sağlık Ocağı Tabipliği'nin 08.10.1980 gün 132 sayılı yazıları ile ..... Sağlık Evi demirbaş ve tıbbi malzeme listesine dair 01.12.1973 tarihli belge ve Karakoçan Sağlık Ocağı Tabipliği'nin 23.06.1981 tarih 150 sayılı yazılarına göre;
........ Sağlık Evi'ne en son olarak 01.12.1973 taihinde bir adet Kızılay Bayrağı ve bir adet türk Bayrağı verildiği, bu tarihten sonra bir daha bayrak verilmediği, bu yer sağlık ebesi olan Fatma'nın normal olarak her ay sözlü ve yazılı olarak bildirdieği ihtiyaçları arasında bayrak isteğinin de bulunduğu, ancak gerek kızılay ve gerekse Türk Bayrağı mevcudu olmadığından isteğinin yerine getirilemediğinin bildirildiği görülmüştür.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan (28 Temmuz 1937 tarih, 2/7175 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile yürürlüğe konulup 17 Eylül 1937 tarih, 3611 sayılı resmi Gazete'de yayınlanan) Türk Bayrağı Tüzüğü'nün 28. maddesi: "Bayrak yırtık, sökük, delik, kirli, soluk ve buruşuk bir halde kullanılamaz" hükmünü kommuştur. Bu düzenleme 21.05.1985 tarih ve 85/9034 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile yürürlüğe konulan ve 17 Mart 1985 gün ve 18697 sayılı resmi Gazete'de yayınlanan yeni Türk Bayrağı Tüzüğü'nün 26. maddesiyle aynen benimsenmiş, hatta daha ileri gidilerek "yamalı ve taşıdığı manevi değeri zedeleyecek biçimde" kullanılmayacağı da ifade edilerek genişletilmiştir.
İnceleme konusu olayda sanığın görev yaptığı daireye en son olarak olaydan 7 sene önce bayrak verilmiştir. Bunun açık hadava her türlü iklim koşullarında salımka suretiyle kullanılması halende de eskiyip kullanılmaz hale geleceği gayet tabidir. Yıpranmış bayrağın kullanılmasını istem tüzükde de korunmaz istenen manevi değerleri hiçe saymak demektid. Bu nedenle kullanıla kullanıla eskimiş türk bayrağı'nı hiç asmayan sanığın eylemini suç saymak bir tarafa, yasa ve tüzük hükümlerini yerine getirmek olarak nitelemek gerekir.
Tüzüğe uygun olmadığı için Türk Bayrağı'nı asmayan sanık yenisini sağlamak için bağlı olduğu kuruma mütemadiyen başvurup istekte bulunmasına rağmen bu isteği yerine getirilmemiş olduğuna göre, üzerine atılı suçun yasal unsurları oluşmamıştır.
Bu itibarla; C. Savcısı ve sanık vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme direnme hükmünün bozulmasına ve olay yeteri derecede aydınlanmış bulunduğundan CMUK.'nun 322/1. maddesi uyarınca sanığın beraatine karar verilmesi gerekir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle C. Savcısı ve sanık vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme mahkumiyet hükmünün tebliğnameye uygun olarak (BOZULMASINA), depo parasının geri verilmesine, olay aydınlanmış olup, oplanan delillere, oluşa naaran sanığın üzerine atılı suç oluşmadığından CMUK.'nun 322/1. maddesi uyarınca sanığın (BERAATİNE), 01.04.1985 gününde oybirliğiyle karar verildi.