Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1984/443
K: 1985/89
T: 11.02.1985
DAVA : Hakaret ve müessir fiil suçlarından sanık Mehmet'in hükümlülüğüne dair Aksaray Sulh Ceza Mahkemesi'nden verilen 27.1.1983 gün ve 538 - 76 sayılı hüküm sanığın temyizi üzerine Yargıtay 2. Ceza Dairesince incelenerek bozulup yerine geri çevrilmiştir.
İlk hükümde direnmeye ilişkin aynı mahkemeden verilen 8.3.1984 gün ve 1414 - 329 sayılı son hükmün Yargıtay'ca incelenmesi C.Savcısı ve sanık tarafından süresinde verilen dilekçe ile istenilmiş sanık yönünden koşuluda yerine getirilmiş olduğundan dosya C.Başsavcılığının hükmün bozulması istemini bildiren 24.9.1984 gün ve 2 - 4651 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Müessir fiil ve hakaret suçlarından sanık Mehmet'in TCK.nun 456/4, 482/3, 647 sayılı kanunun 4/1. maddeleri uyarınca 2 ay hapis ve 5500 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına dair Aksaray Sulh Ceza Mahkemesi'nden verilen hükmü sanığın temyiz üzerine inceleyen Özel Daire :
"Sanık 28.2.1983 günlü ek temyiz dilekçesinde C.Savcılığına şikayet ettiğini, merkez karakolunda yapılan tahkikat sırasında barıştıklarını ve karşılıklı feragate dair zabıt düzenlendiğini iddia etmiş olmasına göre böyle bir vazgeçme bulunup bulunmadığının ve dava konusu suçlara taalluk edip etmediğinin incelenmesi luzumu bozmayı gerektirmiştir" gerekçesiyle bozmuş.
Dosyanın gönderildiği mahalli mahkeme; duruşma safhasında ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların bozma nedeni yapılamayacağını ifade ile direnmeye ve sanığın TCK.nun 456/4. maddesi uyarınca 2 ay hapis ve aynı kanunun 482/3. maddesi gereğince 5500 lira para cezasıyla cezalandırılmasına karar vermiştir.
İncelenen dosyaya, delillere ve oluşa göre;
Olay günü sanık Mehmet ile şahsi davacı Şevket'in karşılıklı kavga yaptıkları sanığın davacıya ana avrat sövüp sopa ile vurduğu sanığın bu eyleminden dolayı Şevket'in 20.11.1981 günlü dilekçe ile davacı olduğu Sulh Ceza mahkemesi'nde açılan şahsi davaya C.Savcısının kamu adına katılmadığı Aksaray Ömer Kaşif Sağlık Ocağı raporuna göre davacının iş gücüne engel bir durumunun bulunmadığı,
Yapılan yargılamada davacı Şevket'in iddiasını tekrarladığı sanığın ise suçlamayı reddettiği dinlenen tanıklar Ali, Muttalip, Fadimana'nın iddiayı doğruladıkları ve sonuçta yukarıda belirtildiği üzere sanığın üzerine atılan her iki suçtan mahkumiyetine karar verildiği,
Duruşma safhasında ileri sürülmemiş olmakla beraber sanığın 28.2.1983 günlü ek temyiz layihasında bu suçlardan karakolda barıştıklarını ileri sürdüğü ve ayrıca hakkında verilen cezalar için 647 sayılı Kanununun 4, 5 ve 6. maddelerinin uygulanmasını istemiş olduğu görülmüştür.
Özel Daire ile mahalli mahkeme arasında uyuşmazlık; Karakolda barıştıklarının araştırılması noktasında toplanmakla beraber direnme kararında yapılan uygulama hatası ve ilk olarak 28.2.1983 günlü ek temyiz layihasında ileri sürülen 647 sayılı kanunun lehe hükümlerinin uygulanması isteği üzerinde durmak gerekmektedir.
Sanık hakkında açılan dava feragat ile ortadan kaldırılacak dava niteliğindedir. Sanık, 28.2.1983 günlü temyiz dilekçesinde karakolda barıştıklarını ve karşılıklı feragata dair tutanak düzenlendiğini iddia etmiştir. Böyle bir feragat mevcutsa ve dava konusu suçlarla ilgiliyse sanık hakkındaki davanın ortadan kaldırılması gerekir. TCK.nun 460 ve 489. maddeleri " hükmü katileşinceye kadar" davacının davasından feragatı - yada vazgeçmesi halinde davanın ortadan kaldırılacağı ya da düşünüleceği hükme bağlandığına ve henüz ortada kesinleşmiş bir hükümde bulunmadığına göre sadece duruşma safhasında ileri sürülmediği gerekçesiyle böyle bir iddianın araştırılmaması ve sonucuna göre bir karar verilmemesi usul ve yasaya aykırıdır.
Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarına göre bozulan hüküm ortadan kalkmış olacağından bunun infaz kabiliyeti yoktur. Mahkemelerin bozma ilamlarına karşı direnme hakları varsada bu hükümlerinde direnmeye ilişkin sebepleri yazılmalı ve CMUK.nun 308/7. maddesine uygun olarak gerekçeleriyle birlikte CMUK.nun 260 ve 406. maddelerinde yazılı unsurlarıda ihtiva edecek biçimde kararlarını düzenlemeleri gerekir. İncelenen direnme kararında bozulan önceki gerekçeye atıf yapılıp aynı gerekçe tekrarlanmış, hakaret suçundan TCK.nun 482/3. maddesi ile verilen temel ceza belirlenmeden ve 647 sayılı kanunun uygulandığı açıklanmadan sonuç olarak 5500 lira para cezası vermekle yetinilmiş ve kısa kararda bu cezanın nev'inin ne olduğu belirtilmeden hüküm kurulmuştur. Bu uygulamada usul ve yasaya aykırıdır.
Erteleme isteğinin nerede, ne zaman ve ne şekilde yapılacağı hususunda şekli bir şart bulunmamaktadır. Bunun ilk olarak temyiz dilekçesinde ileri sürülmesi bozulan hükme karşı direnilmesi halinde mahalli mahkemenin bu konuda olumlu yada olumsuz bir karar verme zorunluğu yoktur. Ancak bozma kararına uyma halinde, dosyadaki tüm belge delil ve istekler yeniden ele alınıp incelenerek bir karar verileceğinden bu halde temyiz dilekçesinde ileri sürülen istek, duruşmaya maledilmiş olacağından bu istekler hakkında da olumlu yada olumsuz bir karar verilmelidir.
İncelenen davada, mahalli mahkemenin ilk kararında direndiği ve sanığın yargılama sırasında 647 sayılı Kanunun 4, 5 ve 6. maddelerinin uygulanması hususunda bir isteği bulunmadığı görüldüğünden Mahalli Mahkeme'nin bu konuda olumlu yada olumsuz bir karar verme zorunluluğu bulunmamaktadır. Bu itibarla tebliğnamede bu hususa değinen bozma isteğine iştirak olunmamıştır.
SONUÇ : Yukarıda açıklandığı üzere;
1 - Davacının feragatı bulunup bulunmadığı ve bunun dava konusu suçlara ait olup olmadığının araştırılmaması,
2 - TCK.nun 482/3. maddesi ile temel ceza belirlenmeden 647 sayılı kanunun uygulandığı açıklanmadan 5500 lira para cezasına hükmolunması ve bu cezanın nev'inin kısa kararda belirtilmemesi,
Usul ve yasaya aykırı olduğundan Mahalli Mahkeme direnme hükmünün kısmen tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, depo parasının geri verilmesine 11.2.1985 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • İstinaf kararı hakkında 
  • 09.05.2025 20:23
  • tüvtürke karşı tüketici hakem kararı 
  • 07.05.2025 18:40
  • [Evlat Edinme] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hakkında 
  • 04.05.2025 15:37
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini